"FATSA OKUYOR'MU?
Modern ve demokratik toplumlarda olayları özgürce analiz eden ve buna göre kararlarını veren, düşüncelerini oluşturan kişilere “BİREY” denir.
Birey anlayışında feodal düzenin bir parçası olmak yoktur. Özellikle de toplum üzerinde baskı unsuru sayılabilecek oluşumlarda yer almak, görev üstlenmek hiç yoktur.
Ancak bu düzeye gelebilmek, bizim gibi az gelişmiş toplumlarda pek de mümkün değildir. Çünkü moderniteye ve demokrasiye giden yol, iki şey ister: Birincisi hiç kuşkusuz ekonomik gelişmenin arzu edilen seviyeye gelmesidir. Zira ekonomisi gelişmemiş toplumlarda demokrasinin yükseldiğini söylemek imkânsızdır.
İkincisi de kişilerdir. Birey olabilmede sergilediği performanstır. Bu da kültürlü, uygar ve haklarını bilen, başkalarının haklarına saygı gösterebilen insanı işaret eder. İnsanınız, geri toplumların “magandalık” hastalığından yakasını kurtaramıyorsa, demokrasiyi ve sağlıklı gelişmeyi unutacaksınız.
Eğer ülkenizde, kız çocukları için bir zamanlar Arap yarımadasında olanlar uygulanıyorsa… Kan davalarında rol verilenler “kahraman” olarak algılanıyorsa… Cinayet işledikten sonra hapse girip çıkanlar muazzam bir saygınlık görüyorsa… Topluma zarar verdiği halde “Türkiye seninle gurur duyuyor.” şeklinde “yanlış insanlara” tezahürat yapılıyorsa… Liyakatli insanlar bir kenarda oturuyorken, birileri “adamını bulma” başarısını sergilediği için hayal bile edemediği noktalara gelebiliyorsa… Çeşitli bahanelerle gazete, kitap ve dergi gibi neşriyatlardan uzak duruluyorsa… Sanatçı sefalet içinde, aydın suikastla can veriyorsa… Ülkenin doğu coğrafyasında yaşanan savaşa ve birikmiş sorunlara nokta işareti konulamıyorsa…
Bu durumda; “Yarınlar bizim” şarkısında verilmeye çalışılan umutlarla vedalaşacaksınız.
Bir arada yaşamayı başarabilmek şüphesiz büyük bir erdemdir. Kim bilir? Birileri haklı ya da haksız onaylamasa da Osmanlıya karşı hayranlığımız belki de buradan geliyor.
Atalarımızın yaptığını biz neden yapamıyoruz?
Cevabı çok basit aslında…
Onların yaptıklarını ve dünyanın o günden bu yana hangi noktaya geldiğini anlamak için elbette okumak ve araştırmak gerekiyor.
Oysa en sevmediğimiz şey okumak… Bırakın sade vatandaşı, belli noktalara gelmiş insanımız bile en son okuduğu kitabı hatırlayamıyor. En son hangi filmi, hangi tiyatro oyununu izlediğini sormayın zaten… İstisnaları tenzih ediyorum.
“Efendim; bu kadın programları da iyice zıvanadan çıktı.” diye yakınıyoruz. Oysa bunu diyen biri, izlemiş olmalı ki; zıvanadan çıktığını anlamış olsun. Yani “deli gibi” o programları izlerken, bir yandan da entelektüel havalar atmayı ihmal etmiyoruz. Dejenerasyonun dip noktası tabi…
Cehalete batmış bir toplumun, sömürüye en açık toplum olduğunu unutmuş görünüyoruz.
SAYIN KAYMAKAMIM VE SAYIN BELEDİYE BAŞKANIM;
Bence bilinçli bir toplum oluşturmada çok şey yapabilirsiniz. İnsanların özellikle kitap okumaları, kültürel ve sanatsal aktivitelere ilgi duymaları noktasında, ilgiyle karşılanabilecek çeşitli kampanyalar veya programlar düzenleyebilirsiniz. Odaları, eğitim sendikalarını, eğitim kurumlarını, siyasi partileri, dernekleri, kooperatifleri, yerel basını… Ve bütün Fatsa’yı işin içine katabilirsiniz.
Söz konusu kampanyaya bir isim bulmak gerekirse ilk ismi ben vermiş olayım: “FATSA OKUYOR”
Bu sadece bir fikirdir. Elbette yapılacak birkaç beyin fırtınasından sonra programın veya kampanyanın omurgası ortaya çıkacaktır.
Bana göre Fatsa’da bu maya tutarsa hem müthiş bir yarar sağlayacağız, hem de Türkiye’nin birçok yöresinde izinden gidilen bir ilçe konumuna yükseleceğiz. Çünkü içi doldurularak yapılan bir kampanya, ülke genelinde de ses getirecek ve ulusal basında da geniş yankı bulacaktır.
İyi niyetle ve samimiyetle kaleme aldığım bu düşünceyi, aynı yaklaşımlarla değerlendirmeye alacağınızı ümit ediyorum. İnanıyorum ki; bu olay gerçekleşirse Fatsa’mız çok şey kazanacak ve bu çalışmayla da Türkiye’nin aklına kazınacaktır.
Bu konuya bağlantılı olarak, açtığı Fatsa konulu kompozisyon yarışması nedeniyle değerli başkan Tayfun Karataş’ın şahsında tüm Ticaret Odası mensuplarını ve değerli hocam Yusuf Çaya’nın şahsında İlçe Milli Eğitim camiasını içtenlikle kutluyorum. Demek ki; oluyormuş…
NOT: Fatsa Belediyespor Başkanlığı’na seçilen Sait Demirci’yi ve Fatsa Yardım Sevenler Derneği Başkanlığı’nda yeni bir döneme başlayan Nimet Koç’u kutluyor ve başarılar diliyorum. Ayrıca çok değerli abim ve akrabam olan Ahmet Ocak’ın ölümünden duyduğum üzüntüyü dile getirirken kendisine Allah’tan rahmet, geride bıraktığı gözü yaşlı ailesine, akrabalarına ve sevenlerine sabırlar temenni ediyorum. HOŞÇAKALIN