HAVA PARASI'NIN ARDINDAN
HAVA PARASI'NIN ARDINDAN
Aylar önce başlayan hazırlıklarımızın ve yoğun çalışmalarımızın meyvesini nihayet 12 Şubat cuma günü topladık. Oraya gelinceye kadar nice doğum sancıları yaşadık. Çeşitli teknik sorunlardan tutun da aklınıza gelebilecek bir çok badirelerden geçmek zorunda kaldık.
Fatsa Kıvılcım Tiyatrosu olarak hazırladığımız Hava Parası adlı oyunumuzun tarihini belirlediğimiz anda bile yakamızı bir türlü bırakmayan kuşkularımız ve "acaba?" larımız oldu. Zaten her oyun öncesinde bu dalgalanmaları bir şekilde yaşıyoruz. Yaşamak zorundayız belki de...
İnanın; ekibimizi oluşturan oyuncularımızdan bir çoğu özel yaşamlarından veya sosyal hayatlarından çok ciddi tavizler verdiler. Gece gündüz demeden provalara düzenli ve zamanında gelmeye çalıştılar. Bazen aile içinde sırf bu konu yüzünden ufak-tefek tartışmalar yaşadılar. Ama yine de tiyatro sevdasından asla vazgeçmediler. Çünkü biliyorlardı ki; başarıya giden yol, dikenli barikatlardan oluşuyordu. Bu engellerinse tutku ve azim silahıyla aşılması gerekiyordu.
Öyle yaptılar zaten... Yakın çevrelerindeki insanları geçici de olsa ihmal ettiler. Çok değerli zamanlarından kesinti yaparak tiyatroyla haşir neşir oldular. Bazen de oyunun daha güzel olması adına kendi aramızda tartışmalar yaşadık. Ve daha nice sorunlarla boğuştuk.
Dışarıdan bakıldığında belki de çok kolay gibi görünen tiyatro hadisesi, bizim için çok önemliydi. Zira seyircimizin karşısına çıkacaktık. Oyuna gelen insanların beklentilerini sükut-u hayale uğratamazdık. Daha doğrusu işimizi ciddiye almalıydık.
Ve sahne...
Günlerden 12 Şubat 2010 cuma...
Yer; Halk Eğitim Merkezi...
Salonu dolduran insanlar merak içinde oyunu bekliyor.
Yakamızı bir türlü bırakmayan kuşkular eşliğinde perdemizi açıyoruz. Artık geriye dönüş yok. Ne olacaksa olacak.
Bu arada yüreklerimiz pır pır...
Oyun devam ederken seyircimizden aldığımız tepkileri görünce kuşkuların yerini heyecan ve mutluluk almaya başlıyor. Bu sefer daha hevesli ve daha cesaretli oynamaya başlıyoruz.
Oyun boyunca dinmeyen alkışlar ve bitmek bilmeyen kahkahalar...
Daha da keyifleniyoruz.
Zaten selamlamaya geçildiğinde ve alkışlar doruğa çıktığında içimizde büyüttüğümüz korkulardan ve yorgunluktan eser kalmıyor.
Belki de o ana kadar çekilen çileye, yaşadığımız o güzellikler için katlanıyoruz.
Belki de tiyatro böyle bir şey...
Tarifi yok ki bunun...
Bunca fedakarlıkları ve bunca çabayı görmezden gelmek mümkün değil... İzninizle ekibimi kutluyorum.
Ve o akşam salonu doldurarak bizi yalnız bırakmayan tüm seyircilerimize şükranlarımızı sunuyorum. Çünkü seyircisi olmadan tiyatro sanatının hiç bir işe yaramayacağını çok iyi biliyoruz. Teşekkürümüz bunun için...
Fatsa Kıvılcıım Tiyatrosu, bağrından çıktığı Fatsa'dan aldığı güçle daha güzel işler yapacaktır. Bu yöndeki inancımızı her zaman koruduk.
Göreceksiniz; daha nice işlere imza atacağız. Yeter ki; o gücü hep yanımızda, yanıbaşımızda hissedelim.
Bundan böyle daha cesur adımlar atacağımızı bilmenizi isterim.
Her defasında söylüyorum. Yine söyleyeceğim. Nereye gidersek gidelim "Fatsa" etiketiyle gideceğiz.
Fatsa'nın aynı zamanda bir kültür şehri olduğunu dosta-düşmana haykırmaya devam edeceğiz.
Fatsa olarak bunu hak ediyoruz çünkü...
Bu kenetlenme halinin hiç bitmemesi dileğiyle... HOŞÇAKALIN