•Ay sonunda askere gitmeye hazırlanan Kaan Şatıroğlu’nun, “Kızlar merak etmesin, sağ salim geri gelerek yine eskisi gibi mutlu ve huzurlu bir yaşam süreceğiz” dediğini,
•••••*•••••
•Oğlu Hami’yi çalışmak için Suriye’deki bir Arap Şeyhinin yanına gönderen Baba Uğur Hazinedar’ın, “Sık sık yurt dışına çıkacağım için şimdiden arapça öğrenmeye başladım. Başıma da bir şeyh papağı siparişi verdim” dediğini,
•••••*•••••
•Galübeladan kalan eski arabasıyla yaşadığı anılarını güzel bir dille anlatan İhsan Oral’ın, “Bir seferinde direksiyon elimde kaldı. Uzun yola giderken de vites kutusu yerinden çıktı ama, yine de arabamdan vazgeçmedim” dediğini,
•••••*•••••
•Ev işlerindeki başarılarından dolayı takdirname alan Alaaddin Eriş’in, “Şimdi de Berezilya nakışına başladım. Bu işte de kurdelalı diploma alacağım” dediğini,
•••••*•••••
•Göreve geldiğinden bu yana devamlı yenilikler yaparak hep üyelerinin yanında olan Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi Başkanı Ahmet Seri’nin üyelerimi çok seviyorum onlara hizmet etmek çok hoşuma gidiyor üyelerime hep destek vermeye devam edeceğim dediğini,
•••••*•••••
•Galatasaray’ın liderlik koltuğuna oturmasını hazmedemeyen fanatik Fenerbahçe’li Harun İşeri’nin tekel işçilerine destek için İstanbul’a gittiğini,
•••••*•••••
•Moda Cafe çalışanlarından Neşe Karaca’nın sempatikliği ve güler yüzü ile beğeni topladığını,
•••••*•••••
•Nihat Altay’ın, oğlu Ahmet’in Bursa’ya gitmesinden sonra arabanın deposunu full doldurup arabayı başka bir otoparka çekerek, oğluna: “Oğlum arabamız çalınmış. Üzülme, Allah başka dert vermesin” dediğini,
•••••*•••••
•Libya’ya gidiyorum diyerek ortadan kaybolan Erhan Şahin’in evinin bodrumunda bulgur pilavı yerken yakalanınca: “Dostlarımın beni özlemesini istemiştim. Ama görüyorum ki kimse beni özlememiş. Boşuna hem yalan söylemiş oldum, hem de iki çuval bulguru boşuna yedim” dediğini,
•••••*•••••
•50. yaş gününde de yazı yazmaya ant içtiğini sööyleyen gazetemiz köşe yazarı M. Şeref Kibar’ın, “Sağlık dururum şu an çok iyi ama, ileride ne olur bilemem. Ben her zaman olduğu gibi yine sözümdeyim” dediğini,
•••••*•••••
•İstanbul seyahatinin çok iyi geçtiğini söyleyen Baha Şatıroğlu’nun, “Öyle doktorlara göründüm ki, eski sağlığımdan daha iyi hale geldim” dediğini,
•••••*•••••
•Çilek yetiştirmeye başladıktan sonra ortalıkta pek fazla görünmemeye çalışan Osman Güvenalp’in, “Öyle bir çilek üreteceğim ki, herkes çilekle birlikte parmaklarını yiyecek” dediğini,