TATİL ÜZERİNE
Bugünlerde gazetelerin büyük yazarlarının köşelerinde:” Biraz dinlenmek bizim de hakkımız. Bu nedenle kısa bir süre sizlerden ayrı kalacağız.”yazıyor ve o köşe boş bırakılıyor. Aslını sorarsanız “ Biz hukuk camiası olarak ağustos ayının başından bu yana tatildeyiz. Ben de üstatlarıma özenerek kepenkleri indirebilirim. Hele şu günlerde...
Neden şu günlerde?
Gerek yerel (Ordu- Fatsa) gündemi, gerekse ülke gündeminin en suskun olduğu, herkesin tatil modunda bulunduğu günleri yaşıyoruz da ondan. Buna bir de bizim yaklaşık 10 günümüzün Baltık Ülkeleri’nde (Letonya, Litvanya, Estonya ve Finlandiya) geçmesi ve bu esnada günlük gazetelerden, yerli haber bültenlerinden uzak kalmamızı eklersek, bugünlerin gündem zayıflığını daha iyi anlarız.
Şu anda bu yazıyı hazırlarken adli tatilin Bodrum bölümünü doldurmaya çalışıyorum. Her şeye karşın siz okurların huzuruna çıkmadan yapamadım. Bu nedenle gündemsiz günlerde de yazmaya çalışıyorum. Bugün sizlerle beni çok etkileyen Ulu önder Atatürk’ün belki birçok kişi tarafından bilinen bir anısını paylaşmak istiyorum.
Atatürk 13 Kasım 1918 günü trenle İstanbul’a gelir. Mondros mütarekesinden (ateşkes anlaşmasından) cesaret alan İngilizler İstanbul’u fiilen işgal etmekte, sokaklarda pervasızca dolaşmaktadırlar. Atatürk Pera Palas Otel’de kalmaktadır. Yemek üstüne kahvesini söylemiştir. Garson yan masadaki İngiliz subayların kahveyi ikram etmek istediklerini söyler. Ulu önder, garsona cevap olarak:” Bizim geleneklerimize göre kahveyi ev sahipleri söyler. Misafirliklerini bilsinler ve onların kahvesini ben ikram edeyim.” der. Tavırdaki asaletin, cevaptaki nezaketin büyüklüğünü paylaşmak istedim.
BAŞSAĞLIĞI
Çok değerli dostum, kardeşim, sevgi dolu, hayat dolu, maceraperest, güzel insan, emekli, tapu sicil müdürü Şevki Kilim’i kaybetmenin üzüntüsü ile tüm sevenlerine, ailesine başsağlığı; kendisine Allah’tan rahmet diliyorum.