İSLAMDAĞ KÖPRÜSÜ
Fatsa’nın İslamdağ beldesinin ilk temeli 1959 yılında atılmıştı. Kaymakam Necmettin Karaduman’ın kazma ile başladığı yol, 1959 yılında dozerle açılmaya başlanmıştı. Araya 27 Mayıs 1960 olayı girince işler bir süre durdurulmuş, yanılmıyorsam 1962 yılı ortalarında tekrar çalışmalar başlatılmıştı. Bir önceki yazımda da ifade etmeye çalıştığım gibi: Yol yapımı ve köprü yapımı da birlikte yürütülüyordu. Karayolları şefi Eşref bey, rahmetli babamın çok dostu ve adaşıydı. Şef Eşref bey buranın coğrafyasını çok beğeniyordu. Babamı buraya şehir kurulması için ikna etmişti. Babam çok büyük bölümü bizim aileye ait arazilerden yolu geçirdi. Köprü yukarıya alınd. Bu olay olalı yaklaşık 47 sene oluyor. Şimdi Allah cc. kısmet etti yol gü-zergahı kendi yerini bulacak. Bu köprünün yanına ek köprü yapılıp oradan geçirilsin diye çalışmalar da olmuş. Ben buna yanlış hesap diyorum. Yol gerçek yerini elbette ki alacak.
Bir önceki yazımda ben konuyu Vali beye götürmek istemiştim. İlerde Valilere bu yetkinin mutlaka verileceğine de inanıyorum. Bugün bu görevi bölge müdürlüğü yapıyor. Burası belli ki çok tecrübeli uzman bir kadro. Sayın bölge müdürünü tanımıyorum ama saygım sonsuz. Bu AKR00;Parti iktidarında: Genel müdürler çok iyi seçiliyor. Bu seçkin genel müdürlerin aşağıya doğru devamları da böyle oluyor. Gerçekten bürokrasi kademeleri çok seçkin. Ancak siyasi baskıdan rahatsız oluyorlar mı diye bir kaygım var... Geniş yetkilerle donatılmış çok güçlü bir vali, bürokrasi kademelerinin çok daha rahat ve huzurlu çalışmalarını sağlayabilir. Buradan bu yol bizim hiç haberimiz olmadan da geçebiliyormuş. Allah cc. araya bir sebep sokup işi önlemiş. Şimdi top sayın milletvekilimiz Eyüp Fatsa’da. Elbette ki devletin yararlarını düşünecek, Kumru yolu da 5-6 yüz metre kadar kısaltılıyor. İslamdağ beldesi halkı da ısrarla yolun aşağıdan, yani gerçek yerinden geçmesini istiyor. Davalarına sahip çıkıp hükümeti gereksiz yere zarara uğratmamak gayreti içindeler. Gücü olan herkesin İslamdağ beldesi halkına destek vermeleri de gereki-yor. Sayın Eyüp Fatsa burada yanlış bir adım atmamalı.
Benim bu sayıdan iki önceki sayımızda, gazetemizdeki yazımın konusu “Osmanlı Paşasıydı.” Osmanlı valileri hep paşadan yapmış. Güçlü valiler Osmanlı devletini altı yüz küsür sene taş gibi ayakta tutmuşlar. Osmanlı yıkılmaya doğru gittiği dönemlerde de güçlü idi. Sağlam devlet yapısı Osmanlıyı sonuna kadar güçlü kılmıştır. Bizim insanımız devletini güçlü görmek istiyor. Batılılar gibi hürriyet budalalığı bizde yok. Türkiye’nin Ergenekon sorununu çözdükten sonra en önemli sorunu: İkili denetim sistemini kurmak olmalı... Eskiden hiç değilse tekli bir denetim yapılıyordu. Bunu: Kontrolu, kontrol şeklinde daha da güçlendirecek yerde bütün bütün kaldırdık. Bize göre devlet harcamalarının çok büyük bir bölümü: Belki de yüzde otuzlara varan kısmı heder olup gidi-yor. Bu kontrolsuzluğun milleti sevmekle hiç alakası yok.R00;Allahu’teala cc. en sevmediği kulunu, bir annenin kundaktaki çocuğunu sevmesinden daha çok seviyormuş ama ona hesap gününde kılı kırk yaran bir hesap da soracak. Bunda hiç şüphe yok...
Tekrar konumuza dönelim. devleti gereksiz yere zarara sokmanın hiç gereği yok. Köprüyü 47 sene öncesi tespit edilen yerine yapalım. Bu işi yapacak insan da sayın Eyüp Fatsa. Bunu ben biliyorum, herkes de biliyor. Bu işin vebali de ondan sorulur. Topu başkasına atma şansı yok. Buradan yol benim şu anda söylemek istemediğim bir nedenle ertelenmek zorunda kalınmış. Şimdi de gerçek yeri bulundu. Ben burada bir hakkı da teslim etmek zorundayım. Bu yolun aşağıdan direk Kumru’ya geçmesi olayını en iyi ben biliyorum. O tarihlerde ben babamın yardımcısıyım. Konuyu çok teferruatlı bir şekilde biliyorum. Diğerleri de aklın yolu birdir şeklinde biliyorlar. Köprü olan yere ikinci bir köprü yapmanın, akılla izanla bir alakası yok. Burada devletin parasını yok etmeye de kimsenin hakkı yok. Köprü mutlaka yerine yapılmalı...