KIZINA SAHİP ÇIKSAYDIN
Yaklaşık 20 yıl önceki rahmetli cumhurbaşkanımız Özal'ın bir sözünü hatırladım. Kızı Zeynep'in ele avuca sığmayan hareketleri, sevmediği insanlarla evlilik yapması nedeniyle rahatsız olmuş, bir gazetecinin sorusu üzerine de İnsan başbakan, cumhurbaşkanı olup ülkesine hükmedebiliyor. Ama çocuklarına söz geçiremiyebiliyor.. demek zorunda kalmıştı.
Bu ifade çok acı bir gerçeğin cumhurbaşkanı makamına oturmuş bir kişi tarafından dile getirilmesi idi. İbret alınacak bir husustu. Bu acı gerçek hepimizin tüylerini ürpertse de bundan toplum olarak ders aldığımızı sanıyordum. Ne yazık ki İstanbul'un bıyıklı emniyet müdürü bundan ders alamamış. Boğazı kesilerek parça parça edilen Münevver'in babasına: Kızına sahip çıksaydın... anlamına gelen bir beyanda bulunmuştur. Bu işte birden fazla yanlış vardır.
Birincisi: Baba, kızına yaptığı tahsil ve aldığı kültürün çok üstünde ihtimam göstermiştir.
İkincisi: Cumhurbaşkanı bile olsan evlat üzerinde özellikle belli bir yaştan sonra sınırlı bir hakimiyet kurabilirsin.
Üçüncüsü: Dinime küfreden örneğinde olduğu gibi Sayın Müdür, babaya nasihat edeceğine sen memurlarına sahip çıksan da şehit vermesek daha iyi olmaz mı?
Dördüncüsü: Halkın huzur ve güvenini sağlamak eğer halkın kendi görevleri arasında ise polis teş kilatına ve senin İstanbul'da emniyet müdürü olarak görev yapmana ne gerek vardır?
Bu yanlışlıkları daha da uzatabiliriz.
Sayın Müdür talihsiz bir açıklama yapmıştır.
Aynen İtalyan Başbakan Sn. Berlosconi'nin İtalya'daki depremzedelere yaptığı açıklama gibi... Aynen Prof. Türkan Saylan için... başörtüsüne karşı yıllarca mücadele verdi ama kendisi baş örtüsüne muhtaç oldu. diyenler gibi...
Gölcük depreminden sonra yapılan açıklamalar gibi...
Gerçekten tüyler ürperten, çok acı bir durumdur. Ancak son zamanlarda işin suyu çıkarılmıştır. İstanbul'un bıyıklı müdürü gibi, bazı televizyon kanallarında katile yardım ettiği ve suça iştirakten tutuklanan babanın tutuklanması nedeniyle insanların birbirini kutlaması, alkış tutması gibi...
Her ne kadar suça iştiraki konusunda kuvvetli emareler ve ihtimaller olsa da, henüz hakkında yargı kararı olmadığı için yasalarımıza göre masum sayılan bir insanın tutuklanması nedeniyle nerde ise göbek atılmaya kalkışılmasını da pek şık bulmadığımızı vurgulamak isteriz. Yine hep uçlarda seyrediyoruz. Hiçbir şeyin dengesini bulamıyoruz. Ya sulandırıyoruz, ya da bulandırı yoruz. İsterseniz İstanbul emniyet müdürü değil emniyetin genel müdürü olun..!
Her ne kadar suça iştiraki konusunda kuvvetli emareler ve ihtimaller olsa da, henüz hakkında yargı kararı olmadığı için yasalarımıza göre masum sayılan bir insanın tutuklanması nedeniyle nerde ise göbek atılmaya kalkışılmasını da pek şık bulmadığımızı vurgulamak isteriz. Yine hep uçlarda seyrediyoruz. Hiçbir şeyin dengesini bulamıyoruz. Ya sulandırıyoruz, ya da bulandırı yoruz. İsterseniz İstanbul emniyet müdürü değil emniyetin genel müdürü olun..!