ERTUĞRUL FIRKATEYNİ ŞEHİTLERİ VE ŞAİR EŞREF
Dr. Sait KapıcıoğluŞair Eşref Türk hiciv ustasıdır. Diğer bir hiciv ustası Neyzen Tevfik’in de hocasıdır. 1888 de Fatsa, 1889 da da Ünye kaymakamlığı yapmıştır. Ertuğrul Fırkateyni’nin – Fatsa Leventleri’ni yolcu etmiştir. Bu konuda yazılı metinler yoktur. Ancak halkın mitolojik bilgileri ile , deniz yolları acentası memuru Mustafa Kalafat’ın ve Ünye Çınarı sakini MEMO’nun öyküleri knuyu günümüze taşımaya yetmiştir. Ancak tarih grubu nüfus ve askerlil şubesi kayıtları gün ışığına çıkartmalıdır.
Ünye-Fatsa Leventleri için Şair Eşref, Cumhuriyet Meydanı’ındaki tarihi Çınar altında uğurlama töreni yapmıştır. Kurbanlar keşilmiş, halkın duaları ve feryatları yeri-göğü inletmiştir. Çünkü Leventler, adını hiç duymadıkları, neresi olduğunu bile bilmedikleri Japonya’ya uğurlamaktadır. Savaşa giden askerler gibi kaderde dönmemek de vardır. Meydan mehterunun “ elveda” marşını çalarken , davullar yanık halk türküleriyle yeri göğü inletiyorahali ,ahal ıgözyaşlarına boğuluyordu.
Ünye Limanı’nda Gülcemal Vapuru bekliyordu. Gülcemal, Trabzon’dan başlayarak Karadeniz Limanları’ndan Ertuğrul Fırkateyni’nin gönüllü Leventleri’ni toplayarak Ünye’ye gelmiştir.
Karadenizliler’in uğruna destanlar yazdığı Gülcemal Vapuru 1874 yılında İrlanda’nın Belfals şehrinde Harland ve Wolff firmaları tarafından yapılmıştır. İlk adı Germanic idi. Özellikleri şöyledir:
Boy :139 m
En :13.77 m
Hızı :30 km/saat
Makinalar :Sekiz buhar makinalı
Yolcu kapasitesi:1720
220 1. Sınıf
250 2. Sınıf
1500 3. Sınıf
Liverpool’dan Amerika’ya 7 gün, 15 saat, 17 dak .ğiderek rekor kırmıştır. Atlantik’te pervane mili kırılmasına rağmen İrlanda’ya ulaşmıştır. Amerika’ya 211 sefer yapmış, 1.5 milyon mil yol alıp, dünya çevresini 562 kadar dolaşmı olmaktadır. Gülcemal, Osmanlı İmparatorluğu idaresindeki Seyr-i Sefa şirketi tarafından 25110. 60 altına satın alınmıştır. Sultan V. Mehmet Reşat’ın annesinin adına itfaten “gül gibi güzel, gül çehreli” anlamına gelen “Gülcemal “ adı verilmiştir.
Ertuğrul Fırkateyni Şehitler ve Gazileri’nin kaderine ortak olmuş, onları Mekteb-i Fünun’a taşımıştır. Gülcemal vapuru 1950 yılında jilet yapılmıştır.
Ertuğrul Fırkateyni, ..temmuz 1889 yılında güzel bir yaz günü 13 Temmuz’da İstanbul’dan Japon yolculuğuna başlamışken bandosu şu marşı çalıyordu:
Besmeleyle Ertuğrul demir aldı,
Hep ahalisahillerde baka kaldı,
Çoluğun, çocuğun feryadı arşa vardı,
Hak selamet versin şanlı Ertuğrul’a.
Saray Ertuğrul için bir tören yapmamıştır. Fakat İstanbul Halkı bağaz kıyılarına akın etmiş, evlerin cam ve balkonlarındaki ağlamalar, feryatlar yeri göğü çınlatmıştır. Leventler gemi direk ve güvertesinde, bando “el Gazileri” çalıyordu. Uğradıkları limanlarda sevgi ve coşku ile karşılandılar. Üç aylık Japonya yolculuğunu 11 ayda tamamlayabildiler. Japon İmparatoru Meiji’ye Sultan II. Abdulhamid’in nişanını takdim ettiler .Vatanın şerefi için çıktıkları yolun dönüşünde Koşino feneri açıklarında tayfuna yakalandılar .Dünyanın en büyük deniz faciası olan bu kazada 550 leventimiz şehit oldu. 69 gazi sağ olarak kurtuldu. Ünye’li 8 levent şehit olurken Çavuşların Ahmet sağ olarak Ünye’ye dönebildi.
Ünye, Ertuğrul Şehit ve Gazileri için 124 yıl sonra Türkiye’de ilk ve tek anıtı yapmıştır.
Şair Eşref, Ünye-Fatsa Ertuğrul Fırkateyni Şehit ve Gazileri’ni yolcu eden kaymakam olarak bu anıttaki röliefi ile şerefli yerini almıştır. Unutulmaz dörtlükleri vardır:
Millete erbab-ı mensuptan biri eşşek demiş,
Reddedilmez böyle bir söz amma ki çok can yakar,
Olsa da millet eşek, eşşek diyen bilmez mi ki ,
Sadr-ı azamlarla valiler de milletten çıkar !
Ülkesine hizmet eden sanatçı ve mülki amirlerin anısını yaşatmamanın gurururu yaşamak her vatandaşın görevi ve gururu olmalıdır.
Başını göğsüme yasla vatanım,
Güzel başında dolaşsın ellerim,
Ahiret melekleri, bilgeler ayağa kalkın,
Geliyor oraya Ertuğrul şehitleri,
Japon karakterli köklü bir tarih ile,
Hümanizmin, barışın çiçekleri ile.
Selam olsun bizden bütün dünyaya,
Bahçelerde hala güller açar mı?
Selam olsun sonsuz güneş ve aya,
Işıklar, gölgeler suda oynar mı*
Hasretiz Bir çocuk sesine,
Mavi gökte yine kuşlar uçar mı?
Uzağız, çok uzağız şimdi vatandan,
Ana şevkatinden, gül bahçelerinden,
Dönmeyen gemi olduk Japondan,
Adımızı soran, anan var mı*
Var şehitlerimiz var !
İşte vatan ayakta,
Sizleri alkışlıyor bağrıyla!