Başkan Karataş'tan Gündeme dair açıklama
.jpg)
Kamuoyunun malumları olduğu üzere geçtiğimiz yıl itibariyle genel seçimler ve geçtiğimiz günlerde de yerel seçimlerin tamamlanmasıyla birlikte ülke olarak seçimsiz geçecek en az 4 yıllık bir döneme girmiş bulunuyoruz. Bu 4 yılı önemli bir fırsat olarak görmek, el birliği ve akıl birliğiyle şu an en önemli sorunumuz olan ekonomimize odaklanmak artık en önemli önceliğimiz olmalıdır. Yerel Seçimler sonucunda halkın teveccühünü kazanan ve 5 yıl boyunca şehirlerimizi yönetecek olan yöneticilerimizi de bu vesile ile bir kez daha tebrik ediyor, hayırlı olması temennisinde bulunuyorum.
Geride bıraktığımız dönemde yüksek enflasyon, döviz kurundaki dalgalanmalar ve yüksek faiz sarmalına hapsolan ekonomik görünüm içerisinde uygulanan “faiz sebep enflasyon sonuçtur” yaklaşımı, kuru dengede tutmak için uygulanan Kur Korumalı Mevduat gibi yaklaşımların çözüm olmaktan ziyade içinde bulunulan durumu daha karmaşık hale getirdiği her kesim tarafından tecrübe edilmiştir.
Vardığımız noktada bozulan ekonomik dengenin ağır yükü maalesef başta emeklilerimiz olmak üzere esnafımızın, iş dünyamızın ve çalışanların üzerine binmiştir. Kira, sigorta ve diğer girdi maliyetlerindeki 4 kata varan artış enflasyonla mücadeleyi de aynı zamanda olanaksız hale getirmiştir. Son dönemde kararlılıkla uygulanan yeni ekonomik programla birlikte olumlu etkiler görülmekteyse de bazı hususlara dikkat göstermekte fayda bulunmaktadır.
Enflasyonu düşürmek için izlenen adımlardan biri olarak talep daraltma yoluna gitmek iş dünyasını, esnafı olumsuz etkileyecek, ciro kaybına yol açacak ve ülkenin en büyük gelir kalemlerinden biri olan dolaylı vergilerde düşüşe neden olacaktır. Bu nedenle bu yaklaşımın gözden geçirilmesi şarttır. Bir diğer husus da yüksek faiz ortamının esnafımızın ve iş dünyamızın üzerinde oluşturduğu yüktür. Uygun koşullarla finansmana erişmekte zorlanan üyelerimiz, esnaflarımız özellikle faaliyeti yeni başlayan ve/veya yatırımını büyütmeye çalışan gruplarda uygun koşullarda finansmana erişim en acil ihtiyaç olarak öne çıkan ve bir an evvel çözüm bekleyen bir sorun konumundadır. Bu bağlamda KOSGEB ve KGF gibi kurumlarının etkinliklerinin arttırılması, günümüz koşullarına uygun seçeneklerle iş dünyasını desteklemesi büyük önem taşımaktadır. Bu süreçte muhakkak suretle iş dünyası bu tarz çözümlerle desteklenmelidir.
Bir diğer husus Kamuda ve Belediyelerde artık gerçek anlamda tasarruf yoluna gidilmesi gerekliliğidir. Sözde değil özde ve denetlenebilir, ölçülebilir bir yapı kurulmalı ve doğru noktalarda tasarrufa yönelerek kaynakların doğru kullanılması sağlanmalı önemli kadrolarda liyakat esasından vazgeçilmeyerek israfın önüne muhakkak suretle geçilmesi şarttır. Dolaylı vergilerle iş dünyasının, çalışanın emeklinin üzerine yüklenen yükün yanı sıra söylemde değil eylemde de kamu gereken yükü ve sorumluluğu üstlenmelidir.
En nihayetinde izlenen yeni ekonomik programla birlikte vatandaş, iş dünyası ve kamunun ortak çaba ve gerekirse ortak fedakarlıklarıyla, kararlılıkla topyekûn bir mücadele başlatılmalı, bu mücadelenin gereklerine taviz verilmeksizin uyulmalı ve seçimsiz geçireceğimiz bu uzun zaman dilimi içinde bulunduğumuz durumdan çıkış için eşsiz bir fırsat olarak görülmelidir.
Bizler bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da üzerimize düşen her noktada kararlılık göstererek gerektiğinde elimizi gerektiğinde tüm vücudumuzu taşın altına koyma iradesini gösterdik ve göstermeye devam edeceğiz. Artık hep birlikte tabiri caizse “işimize” bakmalı ve elbirliği, güç birliği ve gönül birliği ile bu darboğazdan çıkmalıyız. Daha önce başardık, yine başarabileceğimize dair inancımız tamdır. Kamuoyunun bilgisine saygıyla arz ederim.