ÇEVRE SEREMONİSİ

POLİTİKALARDAN SORUMLU İYİ PARTİ
FATSA İLÇE BAŞKAN YARDIMCISI ERKAN YUVA
Bir dünya çevre günü daha geçti ve güzel portrelerle karşılaştık çevreye duyarlılık adına. Siyasetin getirdiği bir seremoni haline geldi artık bu tarz görüntüler. Yine de dünya çevre gününü gündeme getirip bir nebzede olsa farkındalık yaratmaya çalıştıkları için yöneticilerimize teşekkür ederiz. Samimiyetini sorgulamıyoruz. Takdir sizlerindir. Her yıl klasikleştiği gibi, çöpler toplandı, çevreci şapkaları takıldı, en duyarlı çevreci biziz yarışı yapıldı ve ardından kapanış. Peki bu yarışı kim kazandı kim kaybetti? Kazanan var mı bilmiyoruz ama kaybeden; çevremiz, yaşadığımız şehrimiz, köyümüz, bahçemiz, nefes aldığımız havamız, içtiğimiz suyumuz, yediğimiz gıdalarımız... Şehrimiz için çevreci yaklaşımlar adına üretilen projelerle alakalı bilgilendirme yapılmadı, geleceğe dair çevreye duyarlılık adına planlanan çalışmalar var mı yok mu bilmiyoruz, havamız, suyumuz, denizlerimiz ne derece temiz, denizlerde yaşayan ve sofralarımıza gelen canlılar ne derece sağlıklı, atık sularımız arıtılıyor mu, vatandaşlarımızın denize gireceği plajlar temiz mi, kontrol ediliyor mu bilmiyoruz. Keşke bu ve bunun gibi birçok çevreyi ve insan sağlığını ilgilendiren konularda bilgilendirmeler yapılabilseydi.
Fatsalı hemşerilerimizin endişelerini her geçen gün artıran altın madeni ile alakalı bilgilendirmeler, yapılması gerekenler, yapılacak olanlar, yaşanabilecek tehlikeler ile alakalı bilim insanlarının da yer aldığı bir panel düzenlenseydi mesela. Pandemi nedeniyle olamasa bile online bir program düzenlenseydi herkesin katılabileceği. Maalesef olmadı, maalesef insanlarımız endişelenmeye devam ediyorlar. Eli kolu bağlı olan halk çırpınırken, çözüm üretebilecek yetkiye ve makama sahip olanlar maalesef görmüyor, duymuyor, konuşmuyor. Fakat unutulmamalıdır ki bu şehirde iktidarıyla muhalefetiyle her kesimden ve düşünceden insanlarıyla, hep birlikte yaşıyoruz. Aynı havayı soluyup aynı suyu içiyoruz.
Daha öncede belirttiğimiz üzere şehrimizde, atık suların arıtılması sorunu kalıcı olarak çözüme kavuşturulabilmiş değil. Bu sorunun çığ gibi büyüyerek engellenemeyecek çevre felaketlerine yol açacağının artık anlaşılması şart. Bunun en bariz örneğini Marmara denizinde meydana gelen atık su kaynaklı müsilaj istilasında da çok net bir şekilde görüyoruz. Benzer sorunları Karadeniz’ de de yaşayacağımıza emin olabilirsiniz. Tarımda kontrolsüz ilaçlama ve gübre kullanımının önüne geçilmesi, gerek şehir atık sularının gerekse kırsalda oluşan atık suların ileri biyolojik arıtma sistemleri ile arıtılarak bertaraf edilmesi gereksinimi elzem. Nedir peki ileri biyolojik arıtma; atık suyun, iyi projelendirilmiş ve uzun ömürlü alt yapı sistemleri ile toplanarak, oluşan atık suya özgü prosesler uygulanarak mikroorganizma faaliyetleri marifetiyle bertaraf edilmesi ve doğaya zararsız hale getirilmesi uygulamalarıdır. Bu uygulama sonucunda arıtılan su, tarımsal sulamada kullanılabilir, alıcı ortama gönül rahatlığıyla deşarj edilebilir, koku problemi yaşanmaz, hayvan ve bitki yaşamı olumsuz etkilenmez, arıtma sonucu elde edilen çamurlardan biyogaz elde edilerek enerji üretilebilir, biyogaz üretimi sonunda kalan pasa, organik gübre olarak kullanılabilir ve böylelikle atık diye bir şey kalmaz. Doğadan aldığımızı, zarar vermeden doğaya geri vermiş oluruz. Yani kazanan doğa olur, şehrimiz olur, insanlarımız olur. Bizim beklentimiz bu ve buna benzer projeler üretilmesidir. Bizim algımızı cezbeden, yüksek kaliteli asfalt söylemi değil yüksek verime sahip arıtma sistemleridir. Yüksek verime sahip yenilenebilir enerji tesisleridir. Yüksek istihdam potansiyeline sahip endüstriyel üretim tesisleridir. Vatandaşlarımızın yüksek kazanç elde edebilecekleri ulusal ve yerel ekonomi anlayışıdır. İnsanlarımıza konforlu şehir yaşantısı sunan nefes alan bir şehircilik yaklaşımıdır. İnsanları tabut misali yüksek katlı binalara tıkmaktan ziyade, denizin ve ormanların temiz havasını soluyabildiğimiz bir mimari anlayıştır.
Dünya artık kendini temizleyebilme kapasitesini her geçen gün yitiriyor. Bu kapasite yıllık olarak şubat ve mart aylarına kadar geriledi. Bu zaman dilimi pandemide sanayi ve endüstrinin yavaşlaması neticesinde haziran aylarına kadar ilerlemişti. Yani bu ne anlama geliyor? Dünya, insanların ona yüklediği kirlilik yükünü doğal sirkülasyonlar ve döngülerle mart ayına kadar temizleyebiliyor. Sonrasında gücü tükeniyor ve kirlenme artarak devam ediyor. Şimdi diyeceksiniz ki ‘’ne yapalım yani sanayi, endüstri çalışmasın mı? Teknoloji ilerlemesin mi?’’. Sanayide devam edecek teknoloji de ilerleyecek. Fakat çevreci yaklaşımlarla ilerleyecek. Mesela petrol türevli yakıtları kullanmayacak, enerji üretmek için yenilenebilir kaynaklar değerlendirilecek (güneş, rüzgar, dalga…vs.), teknoloji, bu kaynakların en doğru ve en verimli nasıl değerlendirilebileceği üzerine geliştirilecek, çevreye kirletici etkisi yüksek olan inorganik maddeler yerine organik materyaller kullanılacak, inorganik tarım yerine organik tarıma geçilecek, atıkları tamamen ortadan kaldırabilecek projeler üretilecek ve uygulanacak, hayata geçirilmesi planlanan tüm sanayi kuruluşlarının odağında çevre olacak, zarar verme potansiyeli olan hiçbir faaliyet hayata geçirilmeyecek… Çünkü, doğa artık tedavisi zor bir kanser türüne yakalanmış durumda ‘’çevre kirliliği’’. Bu konu ciddiye alınmadığı takdirde hiçbir yöntem, doğayı tedavi etmeye, hayata geri döndürmeye yetmeyecektir. Bugün tıbbi maskelerle dolaştığımız sokaklarda, yarın gaz maskeleri ile dolaşmaya başlayacağız. Bu size belki ütopik gelebilir ama bundan iki sene öncesinde biri size tıbbi maske olmadan sokağa çıkamayacaksın deseydi herhalde gülerdiniz ama dün komikmiş gibi gelen şey bugün gerçek oldu. Suyu arıtmak için milyonlarca, milyarlarca lira para harcayacağız, organik bitkileri çocuklarımıza eski bir anı olarak anlatacağız. Gelecekte savaşlar meydanlarda değil, bilim, ilim ve güçlü ekonomi silahlarıyla özellikle temiz su ve enerji kapasitesini temel alarak gerçekleşecek. Peki ülkemiz geleceğe ne derece hazır sizce?
SANAYİ,TEKNOLOJİ, ÇEVRE VE GENÇLİK
POLİTİKALARDAN SORUMLU İYİ PARTİ
FATSA İLÇE BAŞKAN YARDIMCISI ERKAN YUVA