Murat Hazinedar gazetemizi ziyaret etti

Gazetemiz sahibi Ferudun Cumhur Altuntaş’la bir süre sohbet eden Hazinedar, “Fatsa doğup büyüdüğüm yer. Anılarım, hatıralarım ve önemli sayıda dostlarım var. Fırsat buldukça memleketime gelip ziyaretlerde bulunuyorum” dedi.
İçişleri Bakanlığı tarafından 4 yıl önce görevden uzaklaştırılmasına rağmen, müteakip defalar müracaat etmesine halen bir ifadesi alınmadığını söyleyen Hazinedar, “Ortaya atılan haksız bir suç var ama, bugüne kadar ifademe başvurulmadı. Ne zaman ifadem alınacak ben de bilmiyorum” dedi.
Kendisi hakkında asılsız ihbarlar bulunan kişinin, geçmişte Beşiktaş Emniyet Müdür Yardımcısı olan Hakan Çalışkan hakkında da bir dizi ihbarlarda bulunan ve daha sonra Silivri Emniyet Müdürü olan Hakan Çalışkan’ın intihar etmesine yol açan da aynı kişinin olduğunu söyleyen Hazinedar, “Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan’ın intihar etmeden önce bir işletmeci tarafından asılsız ihbarlarla sürekli adli ve idari birimlere şikayet edildiği, Çalışkan’ın mesleki sorumluluğun yüksekliği ve içerisinde bulunduğu durumun zorluğundan dolayı psikolojik baskı nedeniyle iftiralar sonucu intihar ettiği belirtilirken Çalışkan’ı sürekli adli ve idari birimlere şikayet eden şüpheli S. K. hakkında 'iftira' suçundan 4 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı’ dedi.
Hazinedar konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada :
Emniyet Müdürümüzü intihara götüren bu süreç, basına yansıyan haberlerden anlaşıldığı kadarıyla Selçuk Kürkoğlu adlı şahsın kendisi hakkındaki bitmek tükenmek bilmeyen idari ve adli şikayetleri ile gelişmiştir.
Yine basında çıkan haberlerden anladığımıza göre, merhum Emniyet Müdürümüz, görevini yapıp aldığı ihbarı değerlendirerek, üstelikte ihbar konusu şahsın mekanına gidildiğinde ihbarın doğrulandığının görülmesi üzerine, yasal işlem yaptığı için, yani; sadece görevini yaptığı için, bu müfteri tarafından hedefe konulmuş ve kendisi hakkındaki sayısız iftiralarına gerek idari makamlarda gerek adli makamlarda muhatap olmak zorunda bırakılmıştır.
Bu müfterinin iftiralarının idari makamlarda bulduğu karşılık nedeniyle olsa gerek ki; maalesef bu süreç, onun ruhsal durumunu bozarak intiharına kadar devam etmiştir.
Ne tesadüftür ki; bu müfteri Belediyemize yaptığı haksız, hukuksuz, yasal olmayan talepleri ret edildiği için, benim görevimden uzaklaştırılma sürecimdeki baş muhbirlerden birisi olmuştur.
Bu müfterinin avukatı görevimden uzaklaştırma evraklarında imzası olan dönemin Vali Yardımcısı’nın kızı olup, hakkımda yaptığı ihbarlar - belki de bu yüzden- müfettiş raporlarında fazlasıyla iltifat görmüştür.
Müfettişlerin soruşturma usulsüzlüklerine dair yaptığım şikayet üzerine gönderilen başka bir müfettişe verdiğim ifade ekte olup bu ifademe karşılık olarak soruşturma izni vermeyen rapordaki cevabi kısımlar son derece manidardır.
Bu müfterinin hakkımdaki iftirasına konu süreç, tıpkı Emniyet Müdürümüz ’de olduğu gibi, bu şahsın yaptığı hukuksuz başvurusunun Belediyemizce yasal koşullara uygun olmadığı için reddedildiği konusundaki haklılığımız ile Mahkeme Kararları ile tevsik olunmuştur.
Ama maalesef, 3 yıl 8 aylık Belediye Başkanlığımda; iftirayı kendine şiar edinmiş bu şahısların sözüne itibar eden Bakanlık Müfettişlerince düzenlenen Tevdi Raporları ile görevim elimden alınmış ve milletin iradesi gasp edilmiştir.
Bu noktada tekraren bu müfteri tarafından çok benzer bir süreci yaşamış olmam nedeniyle son derece üzgün olduğumu bildirir, merhum Emniyet Müdürümüz ’ün ailesine ve yakınlarına bir kez daha sabırlar dilerim.
Devletimizin içinde, bu müfterilere itibar eden, kısa vadeli siyasi hesapları için bu müfterileri kullanan, kendi menfaatleri için devleti kullanan ve bu ilişkiler üzerinden aldıkları talimatları yerine getirirken her türlü idari, hukuki, ahlaki ve insani değeri yok eden insanlardan Allah hepimizi korusun. Bir gün adalet onlar için işleyecek” dedi.