FATSA’DA BİR “SITKI PAZARBAŞI” TANIMIŞTIM

Nejat TOPRAK
TRT Trabzon E. Müdürü
Onunla dostluğumuz, 1980 yılı başlarında TRT Trabzon Haber Müdürlüğü’ne atandığım günlerde başlamıştı; TRT’nin Fatsa muhabiriydi. Ben 30’lu yaşların başındaydım O, 60’a yakındı. Birbirimizi ilk günden itibaren çok sevdik.
Sıtkı Ağabeyin mesleği gazetecilikti. Mesleğini bu kadar seven, bu kadar çalışkan birine rastlamamıştım. Onun için dağ-bayır, gece-gündüz fark etmiyordu. Bize hemen her gün haber yazdırıyordu, gösterdiği saygıdan ben eziliyordum. Biz de ona ve haberlerine ayrı bir değer veriyorduk.
Sıtkı Ağabey yazdırdığı haberleri radyoda dinlemek, haberi aldığı kişilere de dinletmek için büyük çaba harcıyordu. Ama bir sorun vardı, Trabzon Radyosu Fatsa’nın her yerinden net olarak dinlenemiyordu. En iyi dinlendiği yer iskele başıydı... Sıtkı ağabeyin işini kolaylaştırmak için haberini hangi saatlerde yayınlayacağımı ona bildirmeye başladım. O da radyosunu eline alıp, haber kaynağı kişilerle (bazen Kaymakam veya Belediye Başkanıyla) birlikte iskele başına gidiyordu. Burada haber hep birlikte dinleniyor, Fatsa’nın sesi duyurulduğu için büyük bir mutluluk ve gurur yaşanıyordu. Hele bazı haberleri televizyonda da yayınlandıysa tadına doyum olmuyordu.
Sıtkı Ağabey için haberin büyüğü küçüğü yoktu; Radyonun sabah 07’de yayınlanan Köye Haber Bülteni bile çok önemliydi. Bu bültende köylerden kısa kısa haberler de yayınlanıyordu. Sıtkı ağabeyim bu haberlerin yayın zamanını, denk geldiğinde o köyün muhtarlarına bildiriyordu.
Bir gün köylüler, kendi haberini dinlemek için sabah namazdan sonra kahvehanede oturup beklemişler, haberleri yayınlanınca kahvehanede bir alkış tufanı kopmuş, köylüler çok mutlu olmuşlar. Sonra Sıtkı ağabeyi bulup teşekkür etmiş, bize de selam göndermişlerdi.
Bir keresinde de Fatsa’nın bir köyünden mektup almıştım; mektupta köylerinin haberini sabah 07’de Radyoda dinlediklerini, çok mutlu olduklarını ve artık daha coşkuyla çalıştıklarını bildiriyorlardı. Yarım sayfalık mektubun altında, başta muhtar olmak üzere 20 dolayında köylünün imzaları vardı...
Sıtkı Ağabeyle aramızdaki ilişki artık resmiyetten çıkıp baba-oğul ilişkisine dönmüştü. Bizi bir çok kere Fatsa’da evlerinde misafir etmişti. Hatta 1986’da oğlum dünyaya geldiği zaman, kendi torunu kadar sevinmiş, Trabzon’a kocaman bir bisiklet göndermişti.
Sıtkı Pazarbaşı, mahalli gazetelerdeki görevlerinin yanı sıra bir çok ulusal gazetenin Fatsa Muhabirliğini yapmıştı. TRT muhabirliği ise TRT’nin kurulduğu 1964 yılında başlamıştı. Gururla anlattığı anılarından biri de, 30 Mart 1972’de Tokat’ın Kızıldere köyünde THKP-C militanlarına karşı düzenlenen tarihi operasyondu. Olay yerine ilk ulaşan gazetecilerden biriydi; paltosunun altına sakladığı makinasıyla askerlere görünmeden çektiği fotoğrafları Milliyet Gazetesine ulaştırmış, haber ve fotoğraflar gazetenin bütün ilk sayfasını kaplamıştı...
Sıtkı Ağabey Fatsa aşığı bir insandı; kırmızı yanakları, hep gülen yüzü ve saygısıyla herkesin gönlünü fethetmişti. İlçenin bütün sorunlarına vakıftı. Yanında genellikle Fatsa Güneş gazetesi sahibi Hikmet Altuntaş da bulunurdu. İki olgun gazeteci Fatsa’nın sesini, sorunlarını duyuracağız diye gece gündüz koşuşturuyordu; Fatsa’nın bütün birimlerine ulaşıyor, çalışanları motive edip, verimlerini üst seviyelere çıkarıyorlardı. Fatsa Devlet Hastanesi doktor ve hemşireleri artık, Televizyondaki Genç Doktorlar dizisindeki gibi candan hizmet veriyordu. Kaymakamlık, Belediye çalışmaları büyük gelişme göstermişti... Bana göre bu günkü modern Fatsa’nın temelleri, Sıtkı Pazarbaşı ve Hikmet Altuntaş’ın ilmek ilmek ördüğü adımlarla o dönemde atılmıştı
Yaşı ilerlemişti, bir çok rahatsızlığı vardı, ama o yine haber peşinde koşuyordu, yorgun kalbi daha fazla dayanamadı, Sıtkı Ağabeyimi 13 Şubat 1997’de, 75 yaşındayken kaybettik. Sıtkı Ağabeyi uğurlamak için binlerce Fatsalı toplandı, Fatsa dışından da bizim gibi bir çok insan cenaze törenine katıldı ve gönüllere gümüldü.
Hizmetlerin, gülen yüzün, örnek kişiliğin asla unutulmayacak, mekanın cennet olsun, nur içinde yat sevgili Sıtkı Pazarbaşı Ağabeyim...