Görüntülenen Sayı: 2437
2804 | Yayım Tarihi: 13 Nisan 2018 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Haberler » Prof. Dr. GÜVEMLİ İLE DOĞU KARADENİZ’İN KALKINMASI ÜZERİNE...

Prof. Dr. GÜVEMLİ İLE DOĞU KARADENİZ’İN KALKINMASI ÜZERİNE...

Prof.  Dr. GÜVEMLİ İLE DOĞU KARADENİZ’İN  KALKINMASI ÜZERİNE...     Profesör Dr. Oktay Güvemli, Ordu ve Doğu Karadeniz’e ilgili bir Orduludur.
    Röportaj :
    Gülçin ÜSTÜNTAŞ
 Ordu’da, branşı olan ekonomi üzerine yaptığı araştırmalarını yayınlamış ve defalarca konferanslar vermiş , Doğu Karadeniz kurultaylarında söz sahibi olmuş, sonrasında dünyaya açılmış birikimli, deneyimli bir büyüğümüzdür. Kendisiyle Doğu Karadeniz kalkınması üzerine kısa bir söyleşi gerçekleştirdik.
 Geçmişten günümüze Doğu Karadeniz’e genel bir bakışla bakarsak neler anlatabilirsiniz hocam?     
    Doğu Karadeniz 500 klm. alandır. Bir ucu Samsun bir ucu Artvin’ (Çoruh) dir. Ordu ortasında yer alır. Doğu Karadeniz’de ne olmuşsa Ordu da olmuştur, Ordu merkezdir çünkü.  Biz 21.yüzyılın başındayız dönüp de bu coğrafyaya baktığımızda şunu görürüz. Yüz yılın birinci yarısı çok berbattır, ekonomik kriz vardır,  iki tane dünya savaşı yaşanmıştır.  Doğu Karadeniz tam içinde olmuştur bu savaşın ve Samsun’a kadar etkilenmiştir.O bölgede Sinop rahattır,  fakat Çorum’la Samsun arası büyük olaylar yaşamıştır.  Rus’lar gelmiştir…
     Biraz açacak olursak, bu coğrafyada iki tane Osmanlı eyaleti vardır. Biri Canik’tir, Samsun’dan Boztepe’ye  kadar gelir, diğeri de Trabzon’dur  Boztepe’den Artvin’e kadar yani Çoruh’a kadar gider. Bu iki eyaletten Trabzon eyaleti Rus işgali altında kalmıştır. Sonuç olarak, Trabzon eyaleti  acılı olmuştur. Bu acı Canik eyaletine yansımıştır. Ordu ve samsun… Fatsa Ünye Terme de dahil birinci dünya harbindeki en büyük yükü çekmiştir. Göç yüküdür bu. Gelenlerin çoğu  geri dönmemiştir. İkinci Dünya harbine Türkiye girmemiştir ama etkisini yaşamıştır. Sınırımızdadır çünkü. Almanlarla Ruslar savaşıyordu bu nedenle  Rus’lar Kafkaslardan aşağı inmediler. Almanlarla uğraştılar.
Bu göçün getirisi olmuş mudur?
      Trabzon eyaletinden gelenler… Mesela bunlar denizcidir. Samsun denizden ve karadan Doğu Karadeniz’i besleyen yer olmuştur. Bu motorların işi Samsun ve Trabzon merkezli  kıyı ticaretini sağlamak olmuştur. Bu arada çok büyük deniz kazaları da  olmuştur maalesef... Deniz motorlarıdır bunlar, haftalık sefer yaparlar. Yani bu 550 klm yi deniz yoluyla beslemiştir. İnsan da taşır ama önemli görevi esnafın ihtiyacına yöneliktir…
Bu zor  süreç ne zaman biter ?
   50 li yıllara kadar bu böyle  devam  etmiştir. 1950 den  sonra karayolu devreye girmiştir. Deniz yolu yerini kara yoluna bırakmıştır. Ellili, altmışlı  yıllar da büyük gemiler devreye girmiştir ağır yükler için. Elli  sonrası tren yolu yapılsaydı başka bir yönde gelişme olurdu elbette. Kara yoluna büyük görev düşmüştür. Her türlü taşımacılık kara yoluna bağlanmıştır.
Deniz yolu taşımacılığından vazgeçmek doğrumuydu?
       Çare yoktu. Deniz yoluyla üç günde gideceğiniz yere, kara yoluyla bir günde giderdiniz. Liberal iktisat politikaların gereği budur. Zaman önemlidir artık. Doğu Karadeniz’i boydan boya kara yolu kaplamıştır.
İkinci yarıdan sonra başka ne gelişti?
     İkinci yarının sonu Üniversiteler yılı oluyor artık, özelliği budur.  Samsun ve Trabzon’da açılan üniversitelerle  kalite değişiyor buralarda…
Ekonomi de değişim oldu mu?
    20. yüz yılın ikinci yarısı Türkiye de olduğu gibi Doğu Karadeniz’de de liberal iktisat politikaları, kalkınma süreci yaşanmasına neden olmuştur. Buralarda fazla  sanayi yoktur. Fındık ve çay öne çıkmıştır. 1950 ile 2000 yılı arasında en önemli olay fındıktır. Bu iyi mi olmuştur!  O zaman için toprağı değerlendirmek adına iyi olmuştur ama Mısır portakal yoktur artık. Bunlar Sakarya’ya kaymıştır.
Bu güne baktığımızda Çay ve Fındık, üreticisi açısından sorunlu ürünler oldu artık, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?   
    Bu  yirmi birinci Yüzyılı farklı görüyorum … Ayrı bakmak lazım.  Ben  yirminci  yüzyılı anlatıyorum . Birinci ve ikinci  yarısına  kısa bir değerlendirme yaptım. Üçüncü aşamaya gelince…  Yirmi birinci  asır da ne olur?  Bu Yüzyılda ekonomik globalizasyon var. Fakat  Doğu Karadeniz Globalizasyonun  dışına düşüyor. Geriye doğru mesafe kaydediliyor maalesef. Tek iyi şey Türkiye’de olduğu gibi Üniversiteleşme…1982 de yapılan Üniversite reformundan yararlandı doğu Karadeniz…Hem de  çok yararlandı. 36 sene de Üniversiteler çoğaldı yüksek tahsil merkezi haline dönüştü…
Globalizasyon AB’ nin dayatması mıydı?
    Globalizasyon  farklı bir olay… Globalizasyonlaşmak demek, ekonomik bütünleşme demek…Yirminci yüzyılın  ikinci yarısında bir fırsat vardı Anadolu’yla entegre olmak…Olamadı maalesef. Doğu Karadeniz çaya-fındığa mahkum oldu. Trabzon’da ekonomik kalkınma kurultayında eski Büyükelçi  Şükrü Elekdağ çok önemli bir şey söyledi.   Buranın Anadolu’yla entegre olması lazım dedi.  Buranın  kaçan fırsatı anadolu’yla entegre olunamamasıdır. Bunun için çok önemli iki yol gerekliydi. Bir,  Mesudiye yolunun İç Anadolu’yla bağlanması, İki Trabzon’un Erzurum üzerinden bağlanması. Erzurum biraz oldu ama Ordu olamadı, ağırlık halen Samsunda, önce tren yolu şimdi kara yoluyla.  Elekdağ şunu söyledi,  kalkınmış yerle kalkınmayan yer entegre olacak. 21. Yüzyılda kapılar açılıyor.
 Nasıl ?
Nasıl mı ?     
    Havayoluyla…Globalizasyonda Karadeniz  hapsoldu fındık ve çaya, oysa Aybastı’da beyaz patates (Ağrus)  yetiştiriliyor ve Rusya’ya satılıyordu, mandalina da ihraç ediliyordu.  Artık Rusya’yla geniş bir alış veriş yapılamıyor, bu çok önemli.  Çünkü tarihimiz bu konuda zengin…
    Globalleşmek  demek bulunduğun geniş coğrafyada ihtiyaçlar  içinde  seninde etken olarak yer alman demek , fındık ve çayla bunu yapamazsın. Ben tarım bakanı olsam, Doğu Karadeniz’in klasik yapısını değiştirmeye yönelirim.  İhracat yapılabilecek tarımsal ürünler yetiştirmeye yönelirim ...Gümüşhane’nin bir yerinde  zeytin yetişiyor, bu önemli… 500 klm alanı Rusya’nın ihtiyacına yöneltirim. Tarımı Rusya’nın  ihtiyacına yönelik yeniden gözden geçiririm. Azerbeycan, gürcistan Ermenistan  da bunun içinde…
Siz tarım politikasını geliştirip yakın komşularımıza ihraç etmekten yanasınız?
    Benim düşüncem budur,  Doğu Karadeniz buraya yönelik tarım politikaları yapmalı, sanayi olmuyor, tarıma yönelmesi lazım, çünkü bu iklim hiçbir yerde yok.  Karadeniz’i  Global tarım ihtiyaçlarının   entegrasyonuna sokmak lazım. Artık uçak var. Kargo uçaklarıyla taşıma yapacaksın.  Çağımız bu…
Karadeniz’in iklimi her tarıma uygun mu?
    Karadenizin makus bir tarihi var kırılgan bir tarih.  Yirmi birinci yüzyıla rahat girmedi. Doğu Karadeniz’in iklimi hiç bir yerde yok.  Bu iklimi Canik dağları  yaratıyor.
Siz, Karadeniz’in kurtuluşunu Hava yollarına mı bağlamak istiyorsunuz?
    Doğu Karadeniz’in kurtuluşu hava yollarına bağlı, ancak alan genişletilecek. Globalleşmek demek  Hava alanı, yeni insan ve taze tarım… ihtiyacı bu.  Çilek, patates v.s olabilir... Turizm ve tarım çeşitliliği  kurtarabilir Doğu Karadeniz’i..
          Bu nasıl olacak?
    Samsun dan başlayıp Bafra’yı da içine alacak şekilde Doğu Karadeniz il ve ilçeleri toplanıp strateji üretmeliler. Hava yollarını iyi kullanmak gerek, iç ulaşım göçe zorluyor, insanlar, göçmenler İstanbul’a yerleşiyor. Bunun önüne geçmek gerekiyor. Yabancı turist getireceksin, neye ihtiyaç varsa onu yetiştireceksin Komşularının ihtiyacına göre  yetiştirecek İhracat yapacaksın. Doğu Karadeniz illeri arasına Gümüşhane ve Bayburt’u da alacaksın entegre edeceksin. Fındığa alternatif ürünü yetiştireceksin. Bu beyinler toplanıp sorunu çözecek.
İş yine gelip İklime dayanmıyor mu ?
    Yetiştirdiğin ürün iklime uygun olmalı… karşılıklı etkileşim içinde bulunmalı. Karadeniz’in yağmuru bol, deresi çok. Ama Hes’ler problem oluyor. Hes’lere Karadeniz insanı karşı.
Hes’lerin Doğu Karadeniz’e yapılmasını doğru bulmuyorsunuz siz de, bunu mu anlamalıyız?
    Hes’ler doğanın dengesini bozuyor, balıklar ölüyor, doğada ki hayvanların hareket alanı daralıyor. O alanlarda yaşayan insanların yaşam alanlarını olumsuz etkiliyor, düzenini bozuyor. Orada yaşayan insanlar bu anlamda haklı.
 

¬ Facebook'ta Paylaş

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Diğer Manşet Haberleri:
  • Fidan ve Mutlu’dan Fatsa’ya selam...

  • Diğer Haberler:
  • Dolunay Kavşağı’nın yer değişikliği ihalesi 4 Mayıs’ta
  • Kır: “Hedefimiz 2019 seçimleri”
  • Ali Feyzi güven tazeledi
  • Başkan Çam’dan öğretmenlere ziyaret
  • Prof. Dr. GÜVEMLİ İLE DOĞU KARADENİZ’İN KALKINMASI ÜZERİNE...
  • Azerbaycanın önemli Uzman Diyetisyenlerden Leman Süeymanovadan özel röportaj
  • İyi Parti Fatsa Belediye Meclis Üyeleri Fatsa’nın Sorunlarına Değindi
  • Başkandan şehit ve gazilere vefa
  • İki katlı aile mezarlığı yaptırdılar
  • Metin Gündoğdu "Şehir Hastanesi İçin İhale Tarihi Netleşti"
  • Fatsa’da Polis Haftası kutlaması
  • Fatsa’da maden aramaları sürüyor
  • Nazlı İlişik’in İlk Klibi yayınladı
  • Müşterilerine tablo hediye ediyor
  • Fatsa Belediyespor’un rakibi Artvin Hopaspor
  • Final maçı hatıra biletine yoğun ilgi
  • Servis aracı kaza yaptı: 7 Yaralı
  • Kork ve Şahin Ailelerinin en mutlu günü...
  • Şehit çocuklarının hayali gerçekleşti
  • ALTIN TAHVİL İŞLEMİ ZİRAAT BANKASI’NDA BAŞLIYOR, 16-20 NİSAN 2018 TARİHLERİ GERÇEKLEŞECEK

  • Abone Bilgileri

    Abone girişi yapınız
    Abone Kodu:
    Parola:
    Şifrenizi almak için tıklayın

    • Hava Durumu
    • Arşiv


    Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






     Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.