CHP Ordu Milletvekili Seyit Torun :

CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, 6360 sayılı kanunun ilgili kurumların, meslek odalarının, sivil toplum örgütlerinin, belediyelerin görüşleri alınmadan yapıldığını, bugün gelinen noktada ise o dönemde yapılan tüm uyarıların haklılığının ortaya çıktığını söyledi.
CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, 6360 sayılı yasa ile Büyükşehir Belediyesi yapılan illerdeki sosyal, ekonomik ve siyasi sonuçları açısından ortaya çıkan olumsuzlukların araştırılması için TBMM Başkanlığına araştırma önergesi verdi. 6360 sayılı yasa ile 1591 belde belediyesinin kapatıldığını, 16 binden fazla köyün tüzel kişiliğine son verildiğini belirten Torun, TBMM Başkanlığına sunduğu önergesinin gerekçesinde şu ifadelere yer verdi:“Anayasaya aykırı biçimde merkezi idarenin yerel yönetimler üzerindeki vesayeti bu yasayla pekiştirilmiştir. Büyükşehir ilan edilen illerde birçok belediye stratejik açıdan çok önemli işlevlere sahipken mahalleye dönüştürülmüş, bir bölümü ise ilçe belediyesi haline gelmiştir. Yerleşmelerin tarihiyle, kültürleriyle bağdaşmayan, tepeden inme kararlarla belediyelerin parçalanması ve ortadan kaldırılmasıyla orada yaşayanların aidiyet duygusu yok edilmiş, kendi tarihlerinden ve kültürlerinden uzaklaştırmıştır.”
-“Köylü kendi yaşam alanı üzerindeki tüm haklarını kaybetmiştir”-
Yasayla köylünün kendi yaşam alanı üzerindeki tüm yönetim haklarını kaybettiğini, mera ve ortak alanların belediyeler için yeni yatırım alanı haline getirildiğini, orman köylerinin de kentsel ranta ve imara açıldığını belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Torun, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:“ Türkiye tarımda ve hayvancılıkta kendine yeten bir ülke konumundan tamamen çıkmıştır. Şehirlerimizin çevresinde kırsal karakterini koruyan yerleşmeler için, tarım ve hayvancılığı destekleyecek stratejik ve kurumsal bir yaklaşıma ihtiyaç vardır. 6360 sayılı yasa yarattığı sonuçlarla bu amacın tam tersine hizmet etmiştir. Büyükşehirlerimizin önemli bir bölümünün mahalle haline getirilen köyleri ve kırsal yerleşmelerinde tarım ve hayvancılık sahipsiz kalmış, kırsal kesimde büyük bir tahribat yaşanmıştır. Bir çok yerde tarım alanları bir rant aracına dönüştürülmüş, doğal varlıklarımız olan kıyılar, meralar, ormanlarla birlikte, talan ve yağmaya da açılmıştır.”