ET ALERJİSİNDE CİDDİ ARTIŞ!

Prof. Dr. Ali Kutlu, “Yetişkin insanların yaklaşık yüzde 2'sinin besin alerjisi olduğu bilinir. Kırmızı et ise besinler arasında şimdiye kadar nadir alerjik reaksiyona sebep olduğunu düşündüğümüz bir besindir. Tıp literatüründe 2007 yılından itibaren kene ısırması sonrası başlayan et alerjileri raporlanmaya başlamıştır. Kene salyasında bulunan bir karbonhidrata karşı alerji gelişen insanlarda kırmızı ete karşı da reaksiyon gelişmektedir.” dedi.
“Et Alerjisi birinci
ıraya geçmiştir”
Son 2 yıldır Ordu'da alerji uzmanı olarak çalıştığını söyleyen Prof. Dr. Ali Kutlu, “Bu süre içeresinde daha önce nadir gördüğüm kırmızı et alerjisinde gözle görülebilir bir artışa şahit olmaktayım. Diyebilirim ki, kırmızı et alerjisi açık ara gıda alerjilerinde birinci sıraya geçmiştir. Gözlemlediğim çok dikkat çekici bir durum da birçok hastada eşlik eden arı alerjilerinin olması ya da et alerjisinin arı sokmasını takiben başlamasıdır. Henüz tıp literatüründe bu konuda yayınlanmış bir vaka olmamakla birlikte araştırmalar devam etmektedir.” şeklinde konuştu.
“Ciddi bir halk sağlığı problemi”
Aynı durumun diğer hekimlerin de dikkatini çektiğini ve alerjik hastalıklarla ilgili verdiği seminerlerde konuyla ilgili birçok soruyla karşılaştığını belirten Prof. Dr. Ali Kutlu açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bir hekim arkadaşım çalıştığı hastanede 8 personelin et alerjisi nedeniyle etsiz diyetle beslendiğini söylemesi, et alerjisinin yaygınlaştığı hakkındaki gözlemlerimin doğrulanması ve olayın ciddi bir halk sağlığı problemi haline geldiğini düşünmemize sebep olmuştur. İstanbul’da çalıştığım süreçte yaklaşık 10 yıl boyunca et alerjisi nedeniyle takip ettiğim hasta sayısı bir elin parmaklarını geçmemiş iken bölgemizde bu vaka ile dikkate değer sayılarda karşılaşmış olmamız konuya dikkat çekme gerekliliğini doğurmuştur. Geçtiğimiz dönemlerde kırmızı et alerjisi olduğu şikayetiyle gelen hastaları çok inandırıcı bulmaz ve ısrarla farklı gıda alerjilerini ve katkı maddelerine karşı alerjileri olup olmadığını araştırırdık. Besin alımı sonrası çok farklı sebeplere bağlı anormal reaksiyonlar sık görülür ve çoğu insan kendisinde besin alerjisi olduğunu düşünür. Ayrıntılı araştırıldığında bunların çoğunda besin alerjisi yoktur. Alerjiye yol açan besinler sıklıkla yetişkinlerde fındık, fıstık gibi kuru yemişler, kabuklu deniz ürünleri ve balıklardır. Bebeklik çağında süt, yumurta, soya ve buğday ilk sıraları alır.” diye konuştu.
“Kırmızı et Alerjisinde
artış var”
Kenelerin yoğun olarak bulunduğu bölgelerde et Alerjisi vakalarında ciddi oranda artış olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ali Kutlu, “Et Alerjisi nedeniyle sorguladığım hastaların çoğunluğu ihtimal dahilinde olduğunu belirtse de kene tarafından ısırıldığını fark etmemiş olabiliyor. Bölgemizin kuşların göç yolu üzerinde olması, hayvancılığın yaygın olması, özellikle köpeklerin kene taşıyıcısı olması gibi faktörler sebeiyle, bu gibi risklere yakın yaşayan veya temas eden insanlarımızda kenelere bağlı hastalıkların görülme sıklığı artmaktadır. Kenelerin yoğun bulunduğu Avrupa, Asya, Amerika ve Afrika ülkelerinde de et alerjisi vakalarının yayılmaya başladığını gözlemlemekteyiz. Ülkemizde ve bölgemizde kırmızı et alerjisi şimdiye kadar çok farkında olduğumuz bir durum değildi. Fakat son zamanlarda kısa süreler içinde katlayan oranlarda bir artış olduğu mutlaktır.” ifadelerini kullandı.
Keneler uzun zamandır doğada bulunmasına rağmen bu artış neden son zamanlarda dikkat çekici hal almıştır? sorusu üzerine Prof. Dr. Ali Kutlu, “Kenelerin de kendi aralarında farklı türleri mevcut olup Karadeniz’e has farklı bir kene türü söz konusu olabilir. Bu konu ile ilgili devlet destekli üniversitelerin araştırma başlatmalarına ihtiyaç vardır.” dedi.
“Tanıda güçlükler yaşanabilir”
Besin alerjileriyle ile ilgili bazı önemli uyarılarda bulunan Prof. Dr. Ali Kutlu, “Et ürünleri beslenmemizin vazgeçilmez bir parçasıdır. Kene ısırmış insanların et tüketimleri sonrası alerji belirtileri, et tüketimini takiben 3 - 6 saat sonrası ortaya çıktığı için alerji şikayetinin et ile ilişkisinin kurulması ilk akla gelen tanılar arasında yer almamaktadır. Hastalar et yedikten sonra nefes darlığı, göz kararması, bulantı, kusma, çarpıntı gibi şikâyetler yaşıyorsa mutlaka Alerji Hastalıkları Uzmanına başvurmalıdır. Hızlı tedaviye başlanması gereken durumlarda hastalara hazır adrenalin tedavisi gerekebilir.” uyarısında bulundu.
“Bu hastalığın tedavi süreci özel
uzmanlığa ihtiyaç duymaktadır”
Son olarak Prof. Dr. Ali Kutlu “Bu hastalığın kesin bir tedavisi olmamakla birlikte, aşı geliştirme çalışmaları olduğunu biliyoruz. Hastalar duyarsızlaştırma tedavisi denen çok küçük dozlarda başlayan ve belli aralıklarla doz yükseltilerek ilerlenen ve ete karşı duyarsızlaştırmanın olduğu bir tedaviyle alerjiden kurtulabilir. Ancak bu deneyimli bir alerji uzmanının gözetiminde olabilecek uzun süreli bir tedavi yaklaşımıdır. Birçok hekim et alerjisinin yaygınlığı ve ciddiyeti hakkında henüz bilgi sahibi değildir. Bu konuda sadece hastaları değil hekimleri de bilgilendirici çalışmalar yapılmalıdır.” diyerek sözlerini tamamladı.