"EĞİTİM SEVİYESİ YÜKSELDİKÇE KADINA ŞİDDET AZALIYOR"

Ordu Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Nur Hilal Gündüz, kadına şiddet olaylarının son 7 yılda % 1400 arttığını belirterek, “Kadınların yaşam hakkını garanti altına almak üzere ciddi ve kapsamlı bir eylem planı hazırlanmalı, gerekli tüm adımlar atılmalı ve fiili olarak yaşama geçirilmelidir” dedi.
Ordu Barosu Kadın Hakları Komisyonu adına Başkanı Av. Hilal Gündüz, kadına şiddet olaylarının son yıllarda tırmandığına dikkat çekti. Dünya ve Türkiye’de kadına yönelik şiddet olaylarının resmi rakamlara göre son 7 yılda % 1400 artış gösterdiğini vurgulayan Av. Gündüz, “Ülkemizde kadınlar yaşamın her alanında şiddete maruz kalmaktadır; ama kadınlar en çok eşleri ya da sevgilileri tarafından şiddete maruz bırakılmaktadır” diye konuştu.
Av. Gündüz, şöyle devam etti: “Hayatı boyunca eşinden en az bir kez fiziksel şiddet görmüş kadınların oranı Türkiye genelinde % 39’dur. Boşanmış ve ayrılmış kadınların yüzde 78’i fiziksel şiddete maruz kalmaktadır. Eğitim düzeyi arttıkça fiziksel şiddet gören kadınların oranı azalmaktadır. Okuma yazma bilmeyen kadınlar arasında en az bir kez fiziksel şiddete maruz kaldığını söyleyenlerin oranı % 43 iken, yüksek öğrenim görmüş kadınlar arasında bu oran % 12’dir. ” dedi.
“KADINA ŞİDDETİ ÖNLEMEK İÇİN EYLEM PLANI
HAZIRLANMALIDIR”
Kadınların yaşam haklarını garanti altına almak için ciddi ve kapsamlı bir eylem planı hazırlanması, gerekli tüm adımların atılarak fiili olarak yaşama geçirilmesi gerektiğini belirten Av. Gündüz, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Kadına yönelik şiddet davalarında uygulanan ‘haksız tahrik indirimleri’ kaldırılmalı, 5237 sayılı TCK’nın 29. Maddesi uygulanmamalıdır. Namus cinayetleri, uluslararası hukuk açısından yargısız infaz olarak kabul edilmektedir. Bu cinayetleri engellemek için farklı düzeylerde stratejiler geliştirilmelidir. Şiddete giren, ölümle tehdit edilen kadınların tüm yasal haklarını kullanmaları sağlanmalıdır. Kadınlara yönelik her tür düzenleme kadınların ve kadın örgütlerinin görüşleri alınarak yapılmalıdır. Kadınlarımızı anladığımız, saygı duyduğumuz, yaşam ve özgürlük hakkı başta olmak üzere sağlık, eğitim, yiyecek, barınma ve toplumsal hizmetlerde içinde olmak üzere sağlığına ve esenliğine uygun bir yaşam düzeyine kavuşma, mal ve mülk edinme, çalışma, işini seçme özgürlüğüne saygı duyulduğu ölçüde mutlu bir dünya kurmuş oluruz.” dedi.