Sıtkı Aslanhan'dan İki Saatlik Terapi
.jpg)
Damla Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin davetlisi olarak Fatsa’ya gelen Kişisel Eğitim Uzmanı Sıtkı Aslanhan, zaman zaman güldürdü, zaman zaman da düşündürdü.
Aile hayatı, toplum kültürü, örf adet ve geleneklerimize sahip çıkarak bugün geldiğimiz noktada yapılan yanlışları istatistiklerle ortaya koyan, bir çok televizyon kanalında söyleşiler gerçekleştiren, yaptığı ilginç tespitlerle gazetelere manşet olan, yok olmaya başlamış kültürümüzün önüne geçerek ülkemizin 74 il ve ilçesinde hatta Avrupa’da ailelere, öğrencilere ve eğitimcilerimize seslenen Kişisel Eğitim Uzmanı Sıtkı Aslanhan, son seminerini Fatsa’da verdi.
Fatsa Belediyesi Kültür Sarayı’nda 20 Mayıs 2014 Salı akşamı gerçekleşen seminere çok sayıda Fatsalı iştirak ederken, salona kimi zaman kahkaha, kimi zaman ise endişe hakim oldu.
Anne, baba ve çocuk üçgeninde kaybettiğimiz değerlerimize ve kaybetme gerekçelerine atıfta bulunan Aslanhan, günümüzde hastanelerdeki iyileşmeye rağmen sağlığımızdaki bozulmaya dikkat çekerek, sağlıksız beslendiğimize vurgu yaptı ve bir çok sebze ve meyvenin mevsiminden önce tezgahlara geldiğini ve bunun da sağlığımızı bozduğunu söyledi.
İletişim çağında olmamıza karşın iletişimden yoksun insanlar haline geldiğimizi de belirten Kişisel Eğitim Uzmanı Sıtkı Aslanhan, adeta birbirimizi görmemek için yolumuzu değiştirdiğimizi, asansörde bile zoraki merhabalaşmanın olduğunu ifade etti.
Salonda bulunanlara “Mutluluk dünyayı mı terk etti?” diye soran ve mutsuzluğumuza etki eden nedenlerin sebebini başkasına yüklemenin ve surat asmanın anlamsızlığına dikkat çeken Aslanhan, bir çok sıkıntıların kendisini akıllı zannedenlerden kaynakladığını belirterek “Dünyanın delilere de ihtiyacı var” dedi.
Özellikle anne ve babaların çocuklardan sevgiyi esirgememesini de isteyen Aslanhan, Mevlana gönüllü bir milletin, sirke suratlı insanları haline geldiğimizi hatırlatarak “Sevgi bir eylemdir. Seviyorsanız eyleme geçeceksiniz” dedi ve kurulması gereken dengeye dikkat çekti.
“Babalarımız bizleri kucağına almıyordu, bizler ise kafamızdan indirmiyoruz” diyen Aslanhan, orta yolun bulunması gerektiğini ifade ederek, kız ve erkek çocuklara sorumluluk yüklenmesinin önemine değinerek, “Kız çocuklarınıza haftada birkaç kez yemek hazırlatın, bulaşık yıkatın, temizlik yaptırın. Aynı zamanda da erkek çocuklarınıza da sorumluluk yüklemekten geri durmayın. Bu şekilde sorun çözmeyi öğretin” dedi ve Anadolu’da erkek çocuklara söylenen bir sözü hatırlattı: “Yere düştüğünde, bir avuç toprakla kalk.”
Çocukların gelişiminde mücadele etme ve sorun çözme becerisinin gelecekleri açısından son derece önemli bir durum arz ettiğini ve bunlardan yoksun olarak yetişenlerde ise adına ergenlik denen bir ruh halinin görüldüğünü, bu durumun ise 12-13 yaşlarında başlayıp kiminde 70-80’e kadar sürdüğünü belirten Aslanhan “Fatih Sultan Mehmet’e 11 yaşında devlet teslim edildi, biz ise çocukların eline beş lira verip bakkala bile göndermekten imtina ediyoruz” dedi.
İnternet, bilgisayar ve akıllı telefon kullanımı ile ortaya çıkan sorunlara da değinen Aslanhan, bunların kullanımı ile çocukların dünyasındaki her şeyin sanal hale geldiğini ve çocukları bağımlı hale getirdiğini belirterek “Bağımlılık, köleliktir” vurgusu yaparak, çocuklarına akıllı telefon alan ailelerin o çocuktan başarı beklememesi gerektiğini belirterek, “Eğer ayda 10 liraya 10 bin mesaj içeren hatlar veriliyorsa bu millete ihanettir “ dedi.
İnsanların yaptıklarının yüzde 10’unun bilinçli, yüzde 90’ının ise bilinç altının ürünü olduğunu belirten ve çocukların gelişiminde dikkate alınacak anne ve babalar olunmasının nedenli önemli olduğuna atıfta bulunan Aslanhan, İslam coğrafyasında yetişmiş alimlerin hiç birinin ailesinde anne baba ilişkilerinde ve çocuklarına hitaplarında olumsuzluğun bulunmadığını hatırlatarak, batıdaki durumun ise bu gerçekten uzak olduğunu iddia etti ve bazı hayat hikayelerinden kesitler sundu.
Çocuk yetiştirmede her hareketin önemli olduğunu söyleyen Aslanhan, anne karnındaki çocuklara kaliteli müzik, sohbet ve Kur’an dinletilmesinin, çocuklardaki IQ oranında yüzde 30-35 artış sağladığının tıp ilmi tarafından tespit edildiğini hatırlatarak, dilin korunması gerektiğinin altını çizdi ve kitap okunması tavsiyesinde bulunarak “Bir milletin dili yok olursa, dini de yok olur” dedi.
Toplumdaki yozlaşmaya dikkat çeken Aslanhan, tüketim toplumu haline getirildiğimizi hatırlatarak, hiçbir alış veriş merkezinde saat bulunmadığını ve çevresinde açık arazi olmasına arşın dışarıyı görmenin engellendiğini belirterek “bilinç altı kontrolü “ yapıldığını söyledi.
Bilinçaltı kontrolüne bir de sakal örneği veren Kişisel Eğitim Uzmanı Sıtkı Aslanhan, uyutulmuş ve uyuşturulmuş durumda olduğumuza atıfta bulunarak “Uyanma vaktimiz gelmedi mi?” diye sorarak, aile yapımıza sahip çıkmamız gerektiğini sözlerine ekledi.