Suğur “Fatsa çok hızlı bir değişim içerisinde”

Musa AYDOĞAN’ın röportajı
Fatsa’nın yetiştirdiği değerli isimlerden, Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Profesör Doktor Nadir Suğur Fatsa’nın çok hızlı bir değişim içerisinde olduğunu söyledi. Yıllık izninin bir bölümünü memleketi Fatsa’da geçirmek için ilçemize gelen Prof. Dr. Nadir Suğur’u hem sizlere tanıtmak, hemde Fatsa’yla ilgi görüşlerini almak için Röportaj yaptık.
Röportaj : Musa AYDOĞAN
Profesör Doktor Nadir Suğur Kimdir?
Ben 1963 yılında Fatsa İlçesi Yapraklı Köyünde Doğdum. İlkokulu, Ortaokulu, Fatsa Ticaret Lisesini burda bitirdim. Askere gittim. Gidip geldikten sonra Üniversite sınavlarına girip Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Sosyoloji Bölümünü kazandım. Dört yıllık Eğitimimin sonunda Orta Doğa Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde Mastır Programına başladım. Daha sonra bir vesile ile Yurt Dışına gittim. Burada Doktoramı tamamladım 6 yıl kaldım. Dönüş de de 1995 yılında Eskişehir Anadolu Üniversitesinde Sosyoloji Bölümünde göreve başladım. 1997 Yılında Doçent, 2002 Yılında Profesör oldum. Orda Bölüm başkanlığı ve Edebiyat Fakültesi Dekanlığı görevlerinde bulundum. Son iki yıldır da Eskişehir Kent Konseyi Başkanı olarak görev yapıyorum.
Kaç Yıl oldu Fatsa’dan ayrılalı?
Askere gidişimi sayacak olursak, 1982 de gittim. Dolayısı ile 31 yıl olmuş Fatsa’dan ayrılalı. Tabi bu ayrılma derken, her sene mutlaka Fatsa’ya geldim ama, bir anlamda askerlikle birlikte eğitimi, bütün çalışma hayatımı düşünecek olursak, 31 yıl olmuş Fatsa’dan ayrılalı.
Fatsa’yla ilgili gözlemleriniz nelerdir?
Her sene Fatsa’ya gelirim. Hem Fatsa’nın içerisinde, hem Ordu’nun ilçeleri ve köylerini kırsalı dolaşırım bir Sosyolog olmam vesilesiyle. Hem toplumsal değişimi, hem ekonomik değişimi gözlemlemeye çalışırım. Fatsa Bölgesini, Ordu’yu ve kırsal kesimi. Yani bir bütün olarak bakacak olursak eksileriyle artılarıyla çok hızlı bir değişim içerisinde Fatsa. Hani bir taraftan belki olumlu görebileceğimiz yönleri var. Ticari hayat giderek gelişiyor. Özellikle bu ulaşım imkanlarının gelişmesiyle birlikte iç taraftaki ilçelerin Fatsa’yla olan bağlantıları daha hızlı hale gelmiş. Sahilde olması dolayıyla bir bölgesel çekim merkezi haline geldiğini görüyoruz. Ama maalesef bütün bunlar bir nüfus yoğunlaşması bir takım sıkıntıları beraberinde getirmiş. Şehirleşmeyle ilgili kentleşmeyle ilgili ciddi sıkıntıları olduğunu maalesef görüyorum. Bu sadece Fatsa’nın değil, belki Karadeniz bölgesinin temel sorunlarından bir tanesi. Kanaatim budur ki bu sorunları en ciddi yaşayan ilçelerin en başında Fatsa geliyor.
Fatsa’yı genel olarak her açıdan değerlendirecek olursak neler söylemek istersiniz?
Fatsa bir dönem Ünye ile rekabet halinde olan bir ilçeydi. Hala öyle belki ama, Fatsa’nın sosyal hayatını, ekonomik hayatını, Ünye’den daha gelişmiş olduğunu düşünüyorum. Ünye belki bir çok açıdan kamu yatırımları alması açısından Fatsa’dan önde olabilir ama Fatsa’nın daha bir bölgesel çekim merkezi haline geldiğini düşünüyorum. Hatta bu Ordu ile bağlantı yolunun yapılması ile bu ivmenin daha da arttığını görüyoruz. Ama şöyle bir gözlemimi aktaracak olursam maalesef Fatsa’dan hem kamu yatırımları açısından olsun, hem yerel yönetimlerin belediyenin uygulamaları açısından olsun maalesef iyi örnekler sergileyemediğimizi düşünüyorum. Çok düzensiz plansız bir şehirleşme olduğunu, özellikle bu şehirleşmenin Kıyılaşma şeklinde Bolaman’dan artık kavaklara kadar geçen bir bölge içerisinde olduğunu görüyoruz. Ve maalesef bu vahşi bir yapılaşma içerisinde, Belediyenin gerekli yeşil alanları, sosyal donatı alanlarını, geniş ulaşım ağlarını ya da belki Bulvar gibi ana yola paralel olabilecek bir şekilde düzenlemelerde başarısız olduğunu görüyoruz. Bu bizi gerçekten çok üzüyor. Çünkü bu aynı zamanda çevrenin doğanın da bir anlamda tahrip edilmesine neden oluyor. İyi bir görüntü olmuyor maalesef. Ben de Yapraklı Köyü Dolunay mahallesinde çocukluğu geçen birisi olarak söylüyorum. Gerçekten tarihten geçmişten hiçbir iz bırakmayacak şekilde çok yüksek katlı binaların yapıldığı bir şehirleşme var. Bu bizi son derece üzüyor.
‘’Organize Sanayinin Hızla büyüdüğünü gördüm’’
Fatsa’ya olumlu yönü açısından bakacak olursak, sanayileşme anlamında organize sanayi bölgesinin benim tahminlerimin ötesinde bir ivmeyle büyüdüğünü gördüm., Her geldiğim sene oradan geçerim. Yeni fabrikaların kurulduğunu görüyoruz. İlginç bir şekilde Ordu Bölgesinin en çok sanayii yatırımı alan ilçe haline gelmiş olması da enteresan. Bunu Fatsa’nın çok iyi planlaması gerekiyor. Hem organize sanayii bölgesinin gelişim bölgesi açısından bunun iyi planlaması, hem de bunu destekleyici birtakım altyapı hizmetlerinin getirilmesi lazım. Özellikle çevre duyarlılığı açısından bakacak olursak oradaki ırmağın, denizin kirlenmemesi mutlaka bir arıtma tesisinin oralara yapılması gerekiyor. Diğer taraftan da şöyle bir temennin var. Bu kavaklara varmadan yapılan sanayii sitesinin ki 30 yıllık falan bir sanayi sitesi bölgesi çok yanlış seçilmiş bir bölge. Hani bir imkan olsa da oradaki yapılar acaba o sanayi sitesi başka bir bölgeye doğru kaydırılabilir mi diye düşünüyorum. Orası da belki tıpkı mandıra düzlüğündeki olduğu gibi büyük bir yeşil alan projesiyle zaten yapılaşmayla parkları hiç göremez olduk Fatsa’da. Belki orası gelecek kuşaklara bir yeşil alan olarak bırakılabilir diye düşünüyorum.
Eskişehir’de Kent Konseyi başkanısınız Bu konudan biraz bahseder misiniz?
Eskişehir’de yaklaşık 1000-1100 civarında sivil toplum kuruluşu var. Onların bir araya gelip oluşturduğu 11 kişilik bir yürütme kurulu var. Yürütme kuruluna da başkanlık eden bir kişi var. Ben 2007 yılında yürütme kurulu üyesiydim 2 dönem onu yaptım. 2 yıl önce de kent konseyi başkanı milletvekili olduktan sonra boşalan yere aday oldum. Ve Eskişehir’de Kent Konseyi başkanı olarak seçildim. Hem sosyolog olmam hem Şehirleşme üzerine çalışmam, hem sivil toplumcu olmam vesilesiyle bunun etkili olduğunu düşünüyorum. Şu an Eskişehir’in sosyal hayatında, Eskişehir’in yerel gündeminde önemli çalışmalar yapıyoruz. Bir Fatsalı olarak orada bu tür görevler yapmaktan çok büyük bir gurur duydum. Orda da her vesileyle Ordu ve Fatsalı olduğumu vurguladım. Hatta gazetelerde Eskişehir’de bir Fatsalı gibi bir yazılar bile çıktı hakkımda. Ben bundan bir Fatsalı olarak gerçekten çok büyük bir mutluluk duydum.
Kent konseyi nedir hocam?
Kent Konseyi, Kentlerimizi, şehirlerimizi yöneten iki tane temel kurumsal aktör var. Bunlardan bir tanesi Belediyeler halkın seçtiği yerel yöneticiler diyelim. 2. kurumsal aktörler ise devletin temsilcileri olan Kaymakamlar veya İl’se valilerdir. Biz bütün işlerimizi altyapı üstyapı sosyal kültürel ekonomik bütün o faaliyetleri gelişmeleri ve ilgili bütün sorunların çözümleri bu iki kurumsal aktöre havale etmişiz. Son 20-30 yıldır dünyadaki temel düşünce şu ki halkın katılımı olmaksızın sivil toplumun sürecin içerisinde olmadığı bu tür yapılarda vali kaymakan veya belediye başkanı olsun 2 kurumsal aktör bu sorunların üstesinden gelemez. Şehirle ilgili önemli kararların alınmasında üçüncü bir insiyatif olarak sivil katkının olması gerektiği. Sivil toplum kuruluşlarının da kentlerde şehirlerde alınan kararlara katılımı ki, bu sivil toplum kuruluşları arasında çevre dernekleri var meslek odaları var inşaat mühendisler odası var, mimarlar odasından tutunuzda sanayi ticaret odalar birliğine kadar bütün bu ilgili uzman sivil toplum kuruluşlarının görüşlerinin mutlaka alınıp şehirle ilgili önemli projelerin kararların alınmasının sağlanması bir anlamda kentte kararların demokratik olarak alınmasına sivil insiyatifin katılmasına olarak üçüncü temel aktör olarak kent konseyleri kurulsun istenmiş. Dolayısı ile kent konseyleri bir anlamda şehirde yaşayan vatandaş şehirle ilgili neler düşünüyor, onu ilgili iki kurumsal aktöre aktarmakla mükellef. Demokratikleşmek diyorsak, sadece bu işi iki kurumsal aktöre emanet edemeyiz . Burada vatandaşın o şehirde yaşayan insanların fikirlerininde bu karar alma süreçlerine katılması gerekiyor. Kent Konseyleri bunu yapmaya çalışıyor. Yerel bir oluşum bu noktada.
Bu noktada Fatsa’da kent konseyi olması gerekiyor mu?
Kesinlikle gerekiyor. Şöyle söyleyeyim. Ben yanılmıyorsam 2007 yılında Fatsa’da yerel bir gazetede Fatsa Kent Konseyi kurulabilir mi diye bir yazı yazmıştım. Fatsa’da artık büyük ölçekli bir kent, il düzeyine geldiğini söyleyebiliriz. Burada yaşayan herkesin , Fatsa’daki sivil toplum kuruluşlarının fikirlerinin mutlaka alınması, yada ilgili aktörlere iletilmesi gerekiyor. Fatsa Kent Konseyi olursa ki, çok sayıda, belki birkaç yüz ilçenin kent konseyi var. Dolayısıyla Fatsa’da bu potansiyel var. Çok sayıda sivil toplum kuruluşları var. Ben Fatsa’nın yerel gündemini de takip ediyorum . Dolayısıyla Belediyenin olsun, devletin olsun burayla ilgili hayata geçirmeye çalıştığı projelerde , burada yaşayan insanların fikirlerini alması kadar doğal bir şey olamaz. Dolayısıyla Fatsa’da Kent Konseyi kurulmamış olması büyük bir eksikliktir. Bir an önce mutlaka kurulması gerekiyor. Kurulmasıyla da ilgili süreç sadece şudur, belediye başkanına bir çağrı yapmak, sivil toplum kuruluşları bir araya gelir , onlar kendi kurullarını seçerler ve Fatsa Kent Konseyi hayata geçer. O zaman Fatsa’nın ekonomik, sosyal, kültürel, çevresel tüm konularla ilgili görüş ve önerilerin aktarılabileceği bir demokratik platform da oluşmuş olur. Herkesin Fikrinin açıklanabildiği, siyaset üstü bir yapıya, yani hiçbir siyasi partinin arka bahçesi olmayan, bütün siyasi partilere eşit mesafede olan, temel amacı o kentin daha yaşanabilir olması noktasında görüş ve öneri paylaşan bir platformdan söz ediyoruz. Böylesine bir sivil yapıya Fatsa’nın çok ihtiyacı var.
‘’Harikalar diyarı Projesi Halka sorulmalıydı’’
Fatsa Belediyesinin Çok güzel bir çalışması olacak. Mandıradaki o çöp alanı büyük bir park haline dönüştürülecek. Ben bu projenin Maket Fotolarını gördüm yerel gazetelerde. Bu çok güzel ancak, halbuki bu Fatsa’yla tartışılsa, nasıl bir park istiyoruz diye. Çocuklara sorulsa, kadınlara sorulsa, engellilere sorulsa, yaşlılara sorulsa, herkesin fikri alınsa, o fikir alındıktan sonra bu proje hayata geçse, bu park bu şekilde yapılsa ve Fatsa Belediye Başkanı dese ki, bu bizim değil, Fatsalıların projesidir dese güzel olmaz mı? Dolayısıyla bütün bu tür büyük önemli projeler de herkesin fikrini almak demek, ortak akıldır, demokratik yerel yönetim anlayışıdır. Bunun mutlaka Fatsa’da hayata geçmesi gerekiyor, Kent Konseyi yapı oluşumu olursa bu sürece katkısı olur diye düşünüyorum.
Yazmış olduğunuz kitaplarınızda var onlardan bahseder misiniz?
Benim beş tane kitabım var. Bunun iki tanesi derleme, üç tanesi bilimsel akademik kitaplar. Bunun iki tanesi yabancı İngilizce yayınlandı. Aynı zamanda Türkçe’ye de çevrildi bunlar. Benim çalışma alanım yoksulluk. Şehirleşme, göç ve çalışma hayatı. Bu konular üzerine araştırmalar yapıyorum. Şimdi de Kentsel dönüşümle ilgili çalışma arefesindeyiz. Bir proje geliştiriyoruz. Kentsel dönüşüm her yerde çok önemli bir konu. Şimdi Kentsel dönüşüm üzerine bir proje geliştirip, projeyi tamamladıktan sonra bir kitap yayınlama düşüncemiz var.
Fatsa’ya geldiğiniz de, bölgemizde bulunan yaylaları geziyorsunuz. Genel olarak baktığımızda, Ordu’da Turizmi nasıl görüyorsunuz?
Karadeniz’de son 10 yıldır özellikle yayla turizmi popüler olmaya başladı. Özellikle Rize ve Trabzon Bölgesindeki Yaylalar burada Otobüs Turlarıyla gidilen hedef Bölgeler olarak ortaya çıkıyor, ön plana çıkıyor. Turizm potansiyeli açısından bizim buraları yeterince değerlendiremediğimizi düşünüyorum. Değerlendiremedikdeki kastım, burası betonlaşsın, çok sayıda oteller olsun anlamında değil. Doğa ile barışık, doğa ile uyumlu, çevreyi bozmayan, oranın otantik yapısını değiştirmeyen, gerçek yayla turizmi, doğa yürüyüş yolları, hatta yat turizmini de içine alabilecek bir paket tur şeklinde ve buradaki potansiyeli hayata geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ben bu tatil süresi içerisinde Akkuş’un yaylalarına gittim. Korgan, Kumru’nun dağlık kesimlerinden geçtim. Mesudiye’ye gittim. Gölköy’e gittim. Ulubey’e gittim. Çambaşı’na gittim. Neredeyse Ordu’nun bütün ilçelerini gördüm diyebilirim. Aşağı yukarı her sene buraları görüyorum. Henüz oralarda Turist yok. Aslında turizmin Bölgesel kalkınma açısından çok önemli olduğunu altını çizmemiz lazım. Yolların mutlaka bir an önce hayata geçmesi lazım. Tanıtımın da çok iyi yapılması lazım diye düşünüyorum.
Fatsa ve Çevre İlçeler Kurultayı Yapılıyordu. Uzun yıllardır yapılmıyor. Sizce bu kurultay devam etmeli miydi?
Fatsa ve çevre ilçeler kurultayı var idi. Sanırım 10 yıldır yapılamıyor. Şu an Aybastı – Kabataş kurultayı yapılıyor. Kurultayların amacı şudur. O bölgede yetişmiş, büyümüş, okumuş ve başka Kentlerde çalışan, ama belli mevki ye gelmiş olan kişileri, kendi alanlarında gerçekten uzman olmuş kişileri topluyorsunuz, diyorsunuz ki, bu yörenize ilişkin ne tür fikirleriniz var. Biz burayı nasıl sosyal ve ekonomik yönden geliştirebiliriz. Orda bir fikir jimnastiğidir bu. Ve ordan çıkacak olan fikirlerle projelerle bu yörede yatırım yapmak isteyenlere olsun, hem de bu yörede belediyelere, kaymakamlıklara olsun, nelere öncelik verilmesi gerektiğine dair bir platform olarak düşünelim. Kimisi Ziraat Mühendisi, Kimisi Orman Mühendisi, Kimisi İnşaat Mühendisidir, Kimisi Sosyolog dur. Kimisi Tarihcidir. Kimisi Arkeolog dur. Bütün bu uzman yörenin insanlarından söz ediyorum. Bizim buraya bir borcumuz var. Onlarında borcu var. Dolayısıyla böyle bir platform burda olsa, biz bu fikirlerimizi burda paylaşmaktan çok büyük bir mutluluk duyarız. Sonunda da bir rapor hazırlarız. Yöresel kalkınmada önceliklerimizi herkes kendi uzmanlık alanına göre söyler. Şehrimizin bölgemizin önünü açar diye düşünüyorum. Yapılmamış olması büyük bir eksikliktir. Belki Fatsa Kent Konseyi kurulursa böyle bir organizasyonu yapabilir. Ben Fatsa Kurultayının tekrar hayata geçmesini çok istiyorum. Bizde üzerimize düşen ne varsa seve seve yaparız.