FATSA'NIN DEĞERLERİ / Prof. Dr. Uğur TÜRE

Fatsalı olmakla öğünürüz. Nedir bu Fatsa ve Fatsalılık? Yeniden tarif etmek gerekir. Fatsalı olmanın kültürel, sosyal, tarihsel ve ekonomik ayrıcalıklı özellikleri nelerdir? Ülke çapında yetişmiş insanları daha çok hangi alanlardadır?
Bir dökümünü yapıp, nerelerde ne için kendimizle gururlanmamız gerektiğine karar verelim.
Ülke çapında yetişmiş, bir yerlere gelmiş, saygınlık kazanmış Fatsalılardan biri var ki ismi artık ülke sınırlarını aşmakta.
Sn. Uğur Türe’yi Fatsa Musiki Derneği’nde seneler önce okullarında oldukça başarılı ,keman çalmaya hevesli pırıl pırıl bir genç olarak tanıdım.
Bu arada Fatsa’ya yerel ve ulusal düzeyde bir çok sanatçı yetiştiren, Fatsa Musiki Derneğini kurup yaşatanlara, başta hocası Erdoğan Baytok ve arkadaşlarına minnet borcumuzu burada atlamadan ödeyelim, kaybettiğimiz sanatçı ve sanatsever Fatsalıları saygıyla analım.
Zaman içinde Sayın Uğur Türe’yle bir kaç defa karşılaştık.
Birinde, ünlü yönetmen Milos Forman’ın 8 Oscarlık AMADEUS filmi üzerine uzun uzun konuştuğumu hatırlarım.
Üniversite yıllarında klasik batı müziği, sinema ,sanatla ilgisini sürdürmüştü.
Ülkemizde cehaleti yenmek için, hep şunu savunagelmişimdir. Bize sadece eğitim yetmez onu sanatla ve sanatseverlikle taçlandırmak gerekir.
Sayın Uğur Türe ’yi doktorluğu yanında mükemmel bir insan olarak tanıdım.
Bundan on yıl önce, Danimarka’da beynimde beni kuşkuya düşürecek rahatsızlıklar oldu. Burada mükemmel bir sağlık sistemi vardır fakat yaşlı toplumda hasta yoğunluğu nedeniyle sistem yavaş işler.
Sn. Uğur Türe, Dünyaca ünlü beyin cerrahımız Gazi Yaşargil’lin öğrenciliğinden gelmiş, Yardımcı doçent olmuştu.
İstanbul’a geldim MR’ımı çektirdim kendisine gittim.
MR raporunda beynimin sol tarafında tıp diliyle olumsuz bir görüntü olduğu yazıyordu. Bu arada ben insanlardan helallik istemeye ve benden sonraki dünyayı hayal etmeye başlamıştım. MR’ıma baktı ’’beynin bir su içinde olduğunu ve böyle görüntü verebileceğini, sağlıklı olduğumu ağrıların stresten, yoğunluk, yoğunluktan bozulan beynin kimyasına bağlı olabileceğini ’’ söyledi. Danimarka’ya geldim. Bana verilen altı ay sonraki zamanımda, MR’ımla buradaki doktoruma gittim, hemen uzman profa sevkettiler, beynimden parça alındı, biopsi temiz çıktı, iki defa daha MR‘ım çekildi. Sonunda şu karara varıldı bende doğum hatası vardı, şimdilik yapılacak bir müdahaleye gerek yoktu . Bu teşhise razi olup ,çok sevindim, çünkü her hastahaneye gittiğimde öbür aleme gidip geliyordum sanki. Bana gösterilen, titizce araştıma ve bakımdan dolayı Danimarkalı doktorlara ve sağlıkçılara çok teşekkür ederim.
Bundan bir ay önce ise, bir yakınım, Hacettepe Tıp Fakültesi’nden Sn. Uğur Türe’ye sevkedilmiş.
Kendisi mükemmel bir doktor gerekeni fazlasıyla zaten yapardı, fakat hasta yakınlarını rahatlatmak amacıyla, kendisini aramaya karar verdim.
Bir dostumdan kendisinin telefonunu aldım.
Ayrıca Google’da hakkında sayfalar dolusu bilgi vardı. İlk bilgi:
’’Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirurji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Uğur Türe Dünya Nöroşirurji Akademisine en genç üye olarak kabul edilmiştir’’ yazıyordu.
Ve daha, bir çok başarıyla dolu bilgi….
………………………..
Genç, dedim de tatilde gördüğüm kötü manzaraları hatırladım.
Benim bir yazıyla , ona övgüler dolu yazmaya ihtiyacı yok onun…arzu eden bu iletişim dünyasında onun hakkında yazılanları arar bulur .
Bizim ona ihtiyacımız var.
Fatsa’da sahilde kanalizasyon kokulu taşlar arasında , ellerinde malum maddelerle gezen ,gencecik çocuklara ,rol modeli olarak gösteremediğimiz için, ,o çocuklardan ve senden özür dileriz,
Uğur Hocam sen Fatsa’dan insanlığa sunulmuş bir değersin, ellerin dert görmesin.
Teşekkürler sana ve seni yetiştirenlere...
Cemal CANSI
DANIMARKA