BAŞARILI İŞADAMI CEMAL YANGIN, "YENİ AÇTIĞIMIZ İŞYERLERİNDE FATSALILARI TERCİH EDİYORUM"
(2).jpg)
1977 yılında Fatsa’dan ayrılarak önce istanbul’a daha sonra Azerbaycan, Ukrayna, Gürcistan’a ve son olarak Cezayir’e açtığı mağazalanla zincir oluşturan Fatsa’lı işadamı Cemal Yangın, “Yeni açtığımız işyerlerinde Fatsalı hemşehrilerimizi tercih ediyoruz” dedi.
Bayram ziyareti ile geldiği Fatsa’da görüştüğümüz Yangın, her geçen gün büyüyen ve gelişen işinin sırrını ve çalışmalarını şu şekilde sıraladı.
Ben Fatsa’dan çıkıp Fatsalı olarak yaşamak hedefim olduğu için Ticarette kendime hep aynı hedefi tuttum. Ticarette bizlere önder olmuş insanlar var, aramızdan ayrılıp rahmetli olanlar var onları buradan rahmetle anıyorum. Hayatta olanların ise ticaret hayatıma müdahaleleri olmuştur. Doğru yanlış konusunda bizlere öncülük etmişlerdir. Babam bana hep demişti, ihracatçı olmak istediğini ben de bu duyguyla ihracatçı olmaya karar verdim. 1977 yılında giremediğim üniversite arzusu ile İstanbul’a gittim ve orda bir işe başladım. Yaptığım iş ise benim yurt dışı heveslerimi artırdı. 1991 yılında Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra Avrasya coğrafyasına ilgi duydum. Bir gezi düzenleyerek o bölgelere orada bulunan Avrasya ülkelerinin çoğunu gezdim. Azerbaycan’ı üs kurdum.Oraya üs kurmamın sebebi ise Türkçe konuşmalarından dolayıdır. Pazarın büyüklüğü, pazarın stratejisini keşfedecek kadar ticari bir tecrübem ve eğitimim yoktu. Azerbaycan ülkesinde dil problemi yoktu. Fatsa’dan gelen konuklarımızda geldiler gördüler ki Azeri dostlarımızla Türkçe konuşarak anlaştık. Ticaretimiz başladı ve bunu ticareten sürdürmek mümkün değil. Gelişmekte olan ülkelerde ticaretten başlarsınızda daha sonra mutlaka sanayici olmak ve üretime katkıda bulunmak gerekiyor. Tabii bunlar kurulunca ülkede kalıcı olmaya başlıyorsunuz. Kalıcı olarak başladığınızda Türkiye ile Azerbaycan arasında ilişki ile ilgili kendinizi merkezde hissediyorsunuz. 2-3 yıldır Azerbaycan’a yapılan ihracatta ihracat alanında birinci olmuş bir firmanın sahibi olmanın onuru ile Azerbaycan ülkesinde yıllardır aynı marka ve patentle üretim yaparak pazardaki insanların yüreklerinde ve yatırımlarında yer alıyorsunuz.
AZERBAYCAN TÜRKİYE NÜFUSUNUN %10’U KADAR
Azerbaycan ülkemize göre küçük bir ülkedir. Türkiye nüfusunun % 10’u kadar bir topluluğa sahiptir. Ülke böyle olunca 17 yıldan sonra ülkenin başbakanı, Cumhurbaşkanı ziyaretler edip bizlere destek verdiklerini gösteriyorlar. Bizlerde bu ziyaretler karşısında oraya yaptığımız hizmetleri daha da bir hazla yapıyoruz. Bana ailem ve tüm eş dostlarım destek oldular. Dostlarım Fatsa’dan bir gezi düzenleyerek bizim orada ki işyerlerimizi gördüler. Bende bu ilgi ve alakayla ilgili Azerbaycan’a daha fazla yatırım yapmam konusunda bana destek oldular. Ben bir Türk vatandaşıyım Azerbaycan’da iş yapıyorum. Önemli olan Türkiye’de üretilen malların bu ülkelere ihracatını sağlamaktır benim amacım. Çin’de ucuz, İspanya’da ucuz demekle ülkenize olan borcunuzu ödeyemezsiniz ve sadece kendisini yaşatmış olur ve para kazanmış olabilirsiniz ama sizi okutan büyüten bu seviyelere getiren ülkenize borcunuz var. Eğer yaptığınız ihracatın % 70’i ülkenizden olmadığı zaman ülkenize olan borcunuzu ödeyemezsiniz. Biz böyle ticareti öğrendik ve böyle de yapmaya devam edeceğiz. Benim kullandığım bütün sermaye ve imkânlar bu ülkenindir. Her şey bir işe eğitim ve baş koymayla ortaya çıkar. Azerice can yandıracaksınız eğer can yandırmazsanız hiçbir işten netice alamazsınız. Derken Gürcistan, Ukrayna kuruldu. Şimdi ise Afrika’nın kuzeyi başladı. Afrika büyük bir coğrafyadır. Afrika, Osmanlı Devletinin de çok ilgi duyduğu bir coğrafya ya sahipti. Cezayir ülkesinde 1.yılımızı doldurduk. Türküm demek, Türk olmak özellik arz eden bir coğrafyadır. Ben bu gazeteyi okuyan dostlarıma, işadamlarına Cezayir’le ilgili herhangi bir şey olursa ülkede kazandığımız tecrübeyi ve iş potansiyellerini kendilerine aktarırım. Ülkenin 50 Milyon nüfusu var ve dünyanın ikinci büyük doğalgaz üreticisi ve dünyanın dördüncü büyük petrol üreticisidir. Ülkenin % 46’lık bölümü sahra yani yaşam yok hep petrol alanıdır. Ülkenin kuzeyinde insanlar yaşıyor. Afrika’ya kar yağacağını düşünmemiştim, Cezayir’e kar yağıyor. Afrika denilince insanın aklına esmer insanlar geliyordur öyle değil Cezayir’de Konya’dan Karamanoğlu beyliğinden, Mersin’den, Selçuklulardan 1800’lü yıllarda gitmiş ailelere rast geliyorsunuz ve bu ailelerin hepsi ticarete yönelik insanlardır. Gerçek olan şudur ki nereye giderseniz gidin toprağınızı ve memleketinizi unutmamak gerekiyor. Sizleri bugünlere getiren ülkenize her zaman sahip çıkmamız gerekiyor. Bu katkılar ticaretten tartışılabilir fakat önceden yaşamış insanlara bu imkânları bizlere sağladıkları için borcumuz vardır” dedi.
ESKİ ÇALIŞANLARIM YENİ İŞYERLERİ AÇTI.
BEN DE HEP ARKALARINDA DURDUM
Kapasite itibarıyla % 42 oranında Fatsa’dan işçi çalıştırdıklarını belirten İşadamı Cemal Yangın: “Her 100 personelin 42’si Türkiye’den gelmiştir. 42 personelimizin 17’si de Fatsa’dan gelmiştir. İnşaat işimiz bizim teknolojik bir yapı olduğu için Fatsa’daki arkadaşlarımızın teknolojiyi bilen kişilerin hepsini işe aldık. Biraz daha alt teknoloji kullanan guruplar ise bizim çalışma arkadaşlarımızdır. Fatsa’da bu bayramda bizde çalışan mühendis arkadaşlarımı gördüm ve çok onurlandım. Bizler oraya yatırım yaptıktan sonra bizim bünyemizden çalışıp sonra bizlerden ayrılıp iş kuran arkadaşlarımız bile var. Biliyorum ki bizden ayrılıp iş kuran Bakû’den 6 arkadaşımız var. Benim onlara desteğim çok büyük orda. Hepsine iş hayatında başarılar diliyorum. Daha da olacak çünkü eğer ben bir kimseye inanıp güvendiysem hep arkasında dururum ve tabiri caizse o kişiyi iş hayatında en yükseğe kadar getiririm. Ufku geniş insanlara her zaman sahip çıkmak gerekiyor.
YENİ İŞYERLERİ SIRADA
Kazakistan’da bir işletme kuracağını söyleyen Yangın, Tiflis ve Batum’da çalışmalarımıza devam ediyoruz. Batum’da 5 yıldızlı bir otel inşaatı yaptık ve bitti. Yine buna benzer işler yapmaya devam ediyoruz. Başbakanımız Gürcistan Başbakanı Nikoloz Gilauri Batum’u turizm kenti ilan etti ve buraya yatırım yapanlara 3 dönüm yer devlet tarafından desteklenecektir diyerek yatırımcılara destek veriyor. Yatırım kendimizin olması bile her yaptığımız inşaatın yatırımını kendiminmiş gibi hissediyorum ve o hazla o inşaatı yapıyoruz. İnşaatı teslim edene kadar biz o işe iyi sahipleniyoruz” dedi.
ESKİŞEHİR ANADOLU ÜNİVERSİTESİ FAHRİ DOÇENTLİK ÜNVANI VERDİ
Bir ülkeye ihracat yapmak istiyorsak o ülkenin insanının bizim ürünümüzün kospektesünü okuması gerekiyor. Bu bizim en büyük arzumuz olmalıdır. Türkiye’de Fransa, Almanya malları niye çok satıldığına baktığımız zaman 1960 yıllarda Fransız eğitimin ne kadar güçlü olduğunu anlıyoruz. Daha sonra bizlere Almanya mallarına marka basarak piyasaya sürdüğünü biliyoruz. Son 10 yıldır anlıyoruz ki Türkiye çok büyük bir Pazar. Bir karar alındı ve bu coğrafyalarda Türkçe nasıl konuşturacağız insanlara, pazarda Türkçe nasıl talep olsun diye çalışmalar yaptık. Türkiye’de bunu en iyi bilen üniversite Eskişehir Anadolu Üniversitesidir. 1 Milyon 586 Bin öğrencisi var. Dünyanın üçüncü büyük mega üniversitesidir. Anadolu Üniversitesine giderek orada yetkililerle görüştüm. Kendilerine kendimi tanıttım ve ihracatçı olduğumu söyledim. Bu ülkelerde açık öğretim fakülteleri nasıl açarız, nasıl bizlere yardımcı olabilirsiniz konularında yardım istedim. Kendileri bana çok güzel bir proje olduğunu ama çok zor olduğunu belirttiler. Türkiye demokrasisi, YÖK ve Bakanlar kurulunun izini gerekiyor dediler bu projeyi gerçekleştirmemiz için. Bende bunu üstlendim. Azerbaycanda Üniversite eğitimi devam ederken en ileri yaşlı öğrencileri bendim. Hocalarımla birebir sohbetlerim oluyordu. Bizlerde bu proje ile ilgili öncülük yaparak YÖK’ten izin aldık deneme fakülteleri Azerbaycan’da açıldı. Bu yıl 4 Bin’e yakın müracaat oldu 600 öğrenci aldılar. Bu insanlar internet üzerinden Eskişehir’de okuyor gözüküyorlar ve diplomalarını oradan alıyorlar. Bu bize tabiî ki yetmedi. Başlangıçta güzel bir gelişme olsa da Moskova’da bir üniversiteyle temasa girdik. İki üniversitenin rektörlerini birleştirdik ve 3 rektörle birlikte bir toplantı yaparak Türkiye ile Rusya geçmişte kardeş kavgaları yapmış bu coğrafya’nın iki güçlü ülkesi mutlaka bu konuda öncülük yapması gerekiyor. Eğer bu düşünceyle bir tarih yazılırsa benim adımın altın harflerle yazılacağını Moskova hükümeti söyledi. Tarih nasıl yazılırsa yazılsın bizler dostlukların gelişmesi için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu doğrultuda protokol imzalandı. Türkiye, Rusya ve Azerbaycan üniversitesindeki yetkililer teveccühlerini ilettiler bana ve Rusya’da ki üniversite bana fahri profesörlük unvanını verdiler. Eskişehir Anadolu üniversitesi ise fahri doçentlik verdi bana. Ben bu mesuliyetin ardında daha projenin gelişmesi için gayretlerle devam ediyorum. Hedef olarak 5 yıl sonra ilk mezunları verdiğimizde 10’ar bin mezun vereceğiz. 10 yıl sonra bu rakam 30 Bin’e çıkacak ve Türkçe bu sayede yayılmış olacak. Aynı şekilde Türkiye’de de Rusça konuşulmuş olacak. Bizim amacımız ticari ilişkileri güçlendirmektir. Bu sayede ticaret yapan insanların dostlukları gelişecektir. Anadolu üniversite kendi sanat okulunda Fatsa Lisesinden mezun Azerbaycan Devlet Üniversitesi mezunu ben, 110 profesöre projeyi anlattım. Bu bana öyle bir onur verdi ki sizlere anlatamam. Bana profesörlerin imzaları karşısında Anadolu üniversitesi tarafından Rektörlük unvanı verildi. Bu bana çok ağır gelir ben bu unvanı taşıyamam dedim. Onlarda Cemal Yangın olmasa bu proje yürümez dediler. Çalışmalarıma hızla devam ediyorum. İşadamı devletiyle kol kola girerse başarılar her zaman gelir.