• Bayanlardan sonra erkeklere de farklı imajlar yapan kuaför sanatçısı Nagihan Takıcı’nın herkese ayrı bir saç modali yaptığını ve randevu talebinin her geçen gün arttığını,
***•***
•Yanlışlıkla kendine ait olmayan ilacı içen Muharrem Göç’ün, “Sokakta ruh gibi gezer oldum. Ben bu hallere düşecek adam mıydım?” dediğini,
***•***
• Çamaş ağası Gündüz Çamaş’ın, “Bu sene fındık para etmedi, ben de topladığım fındıkları eş, dost, hısım, akraba ve tüm dostlarıma dağıtmaya karar verdim” dediğini,
***•***
• 62. Yaş gününü kutlayan Mehmet Bul’un, “Allah’ıma şükürler olsun. Bu günleri de gördüm ya! Başka bir şey istemem” dediğini,
***•***
• Yaz sezonunu Fatsa’da geçiren Şener Yahşi’nin, “Artık havalar yavaş yavaş soğumaya başladı. Ben de istemeyerek de olsa İstanbul’a gitmek için hazırlıklara başladım” dediğini,
***•***
•Ünlü aktör Kadir İnanır’la buluşup hasret gideren Cemal Kayalık’ın, (Aga Cemal) “İşlerim gereği Fatsa’da kalmasaydım, ben de İstanbul’a giderek merhum Erol Taş gibi vurdulu, kırdılı filmlerde rol alırdım” dediğini,
***•***
•Yaş gününü yakın dostlarıyla kutlayan Meryem Kocatepe’nin, “Kaç yaşıma girdiğim önemli değil, önemli olan sağlıklı bir yaşamdır”dediğini,
***•***
•Fındık tüccarı Rahmi Yangın’ın “ Sabah işyerime geldiğimde önce günlük gazetelere göz atmadan, dostlarımın hal ve hatırını sormadan işlerime başlıyamıyorum ”dediğini,
***•***
•Ziya Türkü Evi’nde sahne alan Çağrı’yı dinlemeye giden Mehmet Gümüş’ün, davet üzerine sahneye çıkıp birbirinden güzel eserlerini seslendirirken dinleyenleri adeta büyülediğini,
***•***
•Bana nazar değdi diye nazar duası okutmak için çalmadık kapı bırakmayan Şevket Ömeroğlu’nun, “Allah Ahmet Becioğlu’ndan razı olsun. Bir uda okudu, bende nazar mazar kalmadı” edidğini,
***•***
•Yılların ayakkabı boyacısı Erol Yeniyıldız’ın, “Ben bu işe yıllarımı verdim. Ölene kadar da işimi bırakmaya niyetim yok” dediğini,
***•***
•Torunu Ankara’ya gelince yüzünden gülücükler eksik olmayan Hikmet Bıçakcı’nın, “Bana yol göründü. İşimi ayarlayıp Ankara’nın yolunu tutacağım” dediğini,
***•***
•Annesinin Güneş gazetesini okumadığı zaman hasta olduğunu söyleyen Ercan Gündüz’ün, “Bu nasıl bir tutku, nasıl bir bağışıklık anlayamadım gitti” dediğini,