Dede olduktan sonra ağzı kulaklarına varan Aga Cemal’in, “Allah bu mutluluğu herkese tatdırsın” dediğini,
***•***
•M.K.Paşa Mahallesi Muhtarı Naci Kızılkaya ile Dumlupınar Mahallesi Muhtarı Salim Taşbaşı’nın, “Çok güzel bir birlikteliğimiz var. Allah nazarlardan korusun” dediklerini,
***•***
•64. yaş gününü yakın dostlarıyla bir parti vererek kutlayan Beş Kuruş Tahir’in, “Gelen hediyeleri bir tır tutarak güç bela eve götürebildim.Gönül dostlarıma teşekkür ederim” dediğini,
***•***
•Simitçi Adem ‘in, “Arkadaşlarım doğüm günümde yaş pasta getirip ikram ettiler. Ben de günün anısına tüm müşterilerime ücretsiz simit ikram ettim” dediğini,
***•***
•Göden Murat’ın Belediye başkanlığına aday olmasına çok sevinen Süleyman Bursalıoğlu’nun, “Fatsa’ya yakışır bir aday olduğu için var gücümle çalışmaya hazırım. Şimdiden kolları sıvadım” dediğini,
***•***
•Ufuk Pazarbaşı’nın Güneş gazetesi personeline tatlı ve börek ikram etmesini duyan Gündüz Çamaş’ın, ağalık böyle olmaz deyip, 2 kilo pirzola yaptırıp ikramda bulunduğunu,
***•***
•Kızı Zeynep’in, Galatasaray üniversitesine kazanmasından sonra sık sık istanbul’a gidip gelen Kutsi Yerebasmaz’ın, “Ankara-İstanbul arasında mekik dokumaya başladık. 5 saatlik yol, 5 dakikada bitiyor3” dediğini,
***•***
•Yıl sonuna kadar evlilik işlemini bitirmek için kolları sıvayan İsmail Bayındır’ın, “Dostlarıma söz verdim. Artık dönüşü olmayan bir yola da girdim. Allah sonumuzu hayırlı eylesin” dediğini,
***•***
•Meslektaşlarıyla buluşma günü düzenleyen Diş Hekimi Zafer Serin’in, “40 yıl önce başlayan dostluğumuzu bugüne kadar sürdürmeyi başardık. Bundan sonra da inşallah aynı doğrultu da sürdürürüz” dediğini,
***•***
•Doğalgazın her geçen gün çoğalmasına içerleyen kömürcü Süleyman Yek’in, “Ben de doğalgaz için girişimlere başlardım. Hayat şartları bunu gerektiriyor” dediğini,
***•***
•Eriş iş hanındaki yeni iş yerine taşınan Samet Altuntaş’ın, “Artık istediğimiz hizmeti sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Hem biz, hem de müşterilerimiz memnun” dediğini,
***•***
•Yaz tatilini Fatsa’da geçirdikten sonra İstanbul’a giden Mehmet Gümüş’ın, “İnsanın doğup, büyüdüğü yer gibisi yok ama, işimiz gereği gözümüz arkada kalsadayolumuza devam etme mecburiyetimiz var” dediğini,