•Misafirperverliği ile tüm arkadaş çevresince takdir edilen Ayşegül Bilgili’nin son olarak yanına ziyarete giden arkadaşlarına beş ay önce kendi elleriyle yapıp, dolabında muhafaza ettiği böreklerden ikram ettiğini,
***•***
•Eşinin rahatsızlığı nedeniyle 2 gün hastanede kalan Fatma Şatıroğlu’nun “Uykusuzluk ne kadar zormuş, kendimi uyur gezer zannediyorum”dediğini,
***•***
•Metin Özkan’ın son günlerde arkadaşlarına ikram etmek için tuttuğu balıkları bir lokantaya satıp, bekleyenlere “ne yazık ki, bugün de balık tutamadım “ diyerek gönüllerini aldığını,
***•***
•Ali Yazgı ve Şaban Göç’ün tüm dostlarına kutsal topraklardan selamlarını söylediklerini,
***•***
•Yeni aldığı otomobilini denemek için hergün 50 km. yol yapan Saliha Özkan’ın, “Acemilikten 1 hafta içinde çıkacağım” dediğini,
***•***
•Şevki Karabacak’ın, son günlerde “hüzünlü görünüyorsun” diyen arkadaşlarına “Artık yaş kemale erdi, kendimize dikkat etmeliyiz“ dediğini,
***•***
•Tahir Olcay’ın (beş kuruş tahir) “Tevfik Bursa ile her sabah görüşme yapmadan güne güleryüzle başlayamıyorum” dediğini,
***•***
•Gece yarılarına kadar İnternetten ayrılmayan Bahattin İlişik’in gündüzleri de yakın arkadaşlarına zaman ayıramadığını,
***•***
•Yusuf Başta’nın “Çocuklarım büyüyene kadar köydeki evimi yaptırıp onlara hediye etmek istiyorum” dediğini,
***•***
•Esra Coşkun’un “Bizi görmezden gelen bazı arkadaşlara sitem gönderiyorum” dediğini,
***•***
•Orduspor-Bursaspor maçına giden Zafer Göç’ün “Böyle bir maç seyretmedim” dediğini,
***•***
•Doçentlik ünvanı alan Gürol Özcüre’nin “5 yıl içinde Prof. olmak için şimdiden kolları sıvamak gerekiyor” dediğini,
***•***
•Ahmet Becioğlu’nun yeni açtığı işyerinde Güneş personeline vereceği yöresel yemek ziyafeti için menülerini 1 gün önceden hazırlamaya başladığını,
***•***
•Baba olduktan sonra ağzı kulaklarına varan Rıfkı Altuntaş’ın, “Büyüklerimizin söylediği ne kadar nenni varsa internetten indirip ezberledim. Bundan sonra ihtiyacı olanlara cd olarak hediye verebilirim” dediğini,
***•***
•Evinini önündeki bahçe duvarının yıkılmasından sonra su baskınana uğrayan Alaaddin Eriş’in, “Bu defa işi ustalara bırakmayıp kendi duvarımı kendim öreceğim” dediğini,