***•***
•Muğla-Ortaca’da yaşayan hemşehrimiz Fatma Önal Kalkan’ın, “Dişlerimin hepsi çürüse de memleketimde Dr. Güngör İnci abimden başkasına dişimi yaptırmam” dediğini,
***•***
•Naime Kişkiş hanımın “Her gün mesaiye gelen arkadaşlarını tek tek gezerek performansı düşük olanları tespit edip patakladıktan sonra o günkü mesaiye daha hızla başlıyorlar” dediğini,
***•***
•Yusuf Çaya’nın yeni görev yerine gitmeden önce yakın dostlarını tek tek ziyaret edip vedalaştığını,
***•***
•Hac farizasını yerine getirmek için yakında kutsal topraklara gidecek olan Abdullah Özkan’ın “Halen gideceğime bir türlü inanamıyorum” dediğini,
***•***
•Kadir Eraslan’ın verdiği randevu saatlerine uymayıp, neredesin diye sorulduğunda, “Bekledim bekledim gelmedin” deyip arkadaşlarını geçiştirdiğini,
***•***
•Okan Karaca’nın, “Her gün gazetede verdiğim işyerlerinde sabah kahvaltısı yapmadan ayrılmıyorum” dediğini,
***•***
•Samet Çelik’in, “Bana sipariş verilen arkadaşlarımın arabalarına bir türlü pazar bulamadım. Ben ileride bu mesleği nasıl yaparım bilemiyorum” dediğini,
***•***
•Yeni saç modeli ile 10 yaş daha gençleşen Hacı Rahmi Yangın’ın saçları olmayıp yeni saç modelini beğenen arkadaşlarına teşekkür edip, “Siz de böyle model seçin” dediğini,
***•***
•Mahmut Şahiner’in çok sevdiği halası tarafından 2 günde bir ziyaret edilip hasret giderdiklerini,
***•***
•Ayşegül Bilgili’nin telefonda arayan arkadaşlarına “Bir türlü işleri bitiremiyorum. Bütün işleri sanki biz görüyoruz” dediğini,
***•***
•Ordu’da yapılan görevde yükselme seminerinden başarı ile çıkan Salih Durak’ın “Biz görevimizi yaptık bundan sonraki rotamızı büyüklerimiz belirleyecek. Hadi hayırlısı” dediğini,
***•***
•Sahilde akşam yürüyüşlerine başladım diyen Eyüp Karagöl’ün yürümeye davet ettiği arkadaşları tarafından bir türlü aramalara rağmen sahilde görülmediğini,
***•***
•Babasını ve annesini kutsal topraklara uğurlayan Emre ve Havvanur Göç kardeşlerin, “15 gündür onları çok özledik geldiklerinde doya doya öpeceğiz” dediklerini,
***•***
•Balık tutma hobisi olan Metin Özkan’ın sezonun başlamasıyla birlikte tuttuğu balıkları nazar değer diye kimseye göstermeyip evde yalnız yediğini,