BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ YARGI MI?
Eskiden seçimlere üç ay kala Adalet, İç İşleri ve Ulaştırma Bakanları değişir, yerine tarafsız bürokratlardan bakan atanırdı. Bu üç bakanlık seçimler sırasında etkin görev aldıkları için seçimlere gölge düşmemesi düşünülürdü. Şimdi seçimlerde trafolara kediler girip, elektriklerin kesilmesine ve seçimlerin şaibeli olmasına kimsenin sesi çıkmıyor.
Yine eskiden herhangi bir partiden aday olmak için devlet memurluğu görevi olanların istifa etmesi gerekiyordu. Bugün de istifa etmesi gerekiyor. Ancak eskiden görevinden istifa edip herhangi bir partinin listesinden aday gösterilsin veya gösterilmesin siyasi kimliği ifşa edilen, eğer hakim, savcı veya asker ise bir daha görevine geri dönemiyordu. Çünkü O hakim, savcı yada rütbeli askerin bağımsız ve tarafsızlığına gölge düşe bileceği düşünülüyordu. Bu görevlerin dışında kalanlar ise istedikleri takdirde eski görev yerlerine dönüp, kaldıkları yerden çalışmaya devam etmeleri mümkün idi. Ancak bir yargıç, bir savcı ya da bir (Örneğin binbaşı) bir kez siyasi düşüncesini açıkladıktan sonra artık o görevde olanların tarafsız olarak kalabilecekleri düşünülemiyordu. Çok doğru yaklaşım olduğunu söyleyebiliriz.
Şimdi gelelim HSK ya, Yani Hakimler Savcılar Kuruluna: Bu kurul ne iş yapar? Bu kurul tüm ülkedeki yargıçların ve savcıların özlük işleri ile ilgilenirler. Tüm ülkedeki yargıçların atama, Sicil, görev yeri ve terfileri gibi haklarında yapılan şikayetleri inceleyen bir kuruldur. Eskiden bağımsızlığı ve tarafsızlığı zedelendi diye herhangi bir partiden aday adayı olup seçilemeyince geri göreve dönmek isteyen herhangi bir ilçede örneğin sulh hukuk hakimine göre bu kurulda üye olabilmek, ya da üye olmak çok daha bağımsız ve tarafsız olmayı gerektirmektedir. Çünkü bağımsız ve tarafsız olabilmek için siyasi kimliğin bilinmemesi gerekmektedir. Elbette belli olmasa bile her eğitimli kişinin bir siyasi düşüncesi vardır. Ancak bunun halk tarafından bilinmemesi yargılamanın adil olduğu hususuna en azından gölge düşürmemektedir.
Bağımsızlığı ve tarafsızlığı bir ülkedeki yargılama sistemi için bu kadar önemli olan HSK na hafta içinde üç aday seçildi. Başında parti değiştirerek AKP li olan bir Anayasa Hukuku Hocasının olduğu komisyon, Anayasamızda yargının bağımsız ve tarafsız olduğunu yazmasına karşın seçilen üç adayın da geçmişinin AKP olduğunu bilerek bir seçim yaptılar. Şimdi bu siyasi görüşü belli olmak bir tarafa siyasetin içine boğazına kadar girmiş zat-ı muhteremler adalet dağıtan yargıçların, savcıların sicil amiri olacaklar ve biz de bu yargıçlardan ve bu savcılardan adalet bekleyeceğiz! Ne komik değil mi?
Şimdi be merak ediyorum: Sık sık televizyonlara çıkıp ‘’Türkiye bir hukuk devletidir. Yargımız bağımsız ve tarafsızdır. Bağımsız ve tarafsız yargının verdiği karara herkes saygı duymak zorundadır.’ Diyen Adalet Bakanı, yargının bağımsız ve tarafsızlığına inanacak mı? Ben inanacağını sanmıyorum. Çünkü buna inanan bir kişinin Adalet Bakanı yapılmasının mümkün olamayacağını düşünüyorum. Bütün bu açıklamalardan sonra size soruyorum. Gerçekten yargı bağımsız ve tarafsız mı?
.jpg)
