EYLÜL AYI ERKEK AYI
Aslında hiçbir şeyi cinsel ayırım yaparak anlatmayı sevmem. Ancak toplumda yanlış yerleşmiş bazı kuralları değiştirmeye de gücüm yetmediği için istemeyerek de olsa katlanmak zorunda kalıyorum. Neden erkek ayı oluyor da kadın ayı olmuyor? Buradaki erkekten kasıt: Güçlü, hâkim daha da özeli paralı anlamına kullanılmaktadır.
Yıllar öncesinde memleketimizin yarıdan fazlası mısır tarlaları ile kaplı idi. İlerleyen yılarda fındık değer kazandıkça mısır tarlalarına fındık dikilmeye başlandı. Çünkü köyde hiçbir geliri olmayan zavallı bir kişi herhangi bir bahçeden topladığı bir avuç fındık ile köy bakkalına girip bir şeyler alabilir duruma geldi. Şu anda resmi bir istatistiğe dayalı olmamakla beraber memleketimizin % 80-90 lık kısmı fındık bahçeleri ile kaplı hale geldi.
Yine yıllar önce gurbette inşaat işçiliği henüz başlamamıştı. Köyde yaşayanların tek gelir kaynağı memleket topraklarının yarısını ancak kaplayan fındık bahçelerinin getirisi idi. Her yıl bir sonraki yıla devreden borçla yaşanırdı. Eylül ayı geldiğinde fındık satılır bir önceki yılın borcu kapanırdı. Bu arada yıl boyunca dillere pelesenk olmuş bir ‘’Eylül 15’’ ibaresi kullanılırdı. Herkes Ocak ayından itibaren bazı ihtiyaçlarını ki özellikle kıyafet ihtiyaçlarını ‘’Eylül 15’’ te ödemek kaydıyla alırdı. Kendi fındık bahçesi olmayanlar bile fındık toplandıktan sonra serbest olan başkasının bahçelerinden toplanacak BAŞAK ile elde edeceği gelire güvenerek eylül15 te ödemek kaydıyla borç altına girerdi. Yine kendi fındık bahçesi olmayanlar bile ağustos ayı boyunca başkasının fındığını toplamadan elde edecekleri işçilik ücretine güvenerek 15 Eylül tarihini mihenk taşı olarak kabul edip bu tarihe göre borçlanırlardı.
Yıl içinde gereksinimi olan üreticiler sezonda fındığını vereceği bazı tüccarla anlaşır, 15 Eylülde ödemek koşulu ile nakit borç para alır, günü geldiğinde vade farkı ile birlikte ödemesini yapardı. Ancak burada bir başka şart daha vardı. Borç alan kişi 15 Eylülde borcunu fındık ile ödemek zorundaydı. Fındığı başkasına satıp, sadece borcunu öderse gelecek sene o kişiye aynı tüccardan borç para verilmezdi. Bunu kontrol etmek için borç para veren tüccarın zamanla borçlunun harmanını kontrol için köye gittiğine tanık olmak mümkündü. Yine bir başka adet de borçlu köylünün fındığını vereceği tüccardan emanet çuval alması, kuruyan fındığın alacaklı tüccarın gönderdiği araç ile alacaklı tüccara gönderilmesi gelenek haline gelmişti.
İşte bütün bu sıkıntılar Eylül ayı geldiğinde sona erer, Karadeniz Bölgesinde 7 den 70’e herkesin sesi boru gibi olur Eylül ayında… Eylül ayı durduk yerde erkek ayı olarak nitelenmemiştir. Çocuk 7 yaşında da olsa topladığı bir avuç fındık ile en azından köy bakkalından sakızını alabilir. Hele bu yıl (Her ne kadar yabancı tüccarları düşünen yetkililer fındığa hak ettiği değeri vermemiş olsa da) liberal ekonominin Anayasal kuralı olan arz-talep meselesi yüzünden tespit edilen fiyatların üzerinde satıldığı bilinmektedir. Bu da Eylül ayını bu yıl daha da erkek ayı yapmaktadır.