Görüntülenen Sayı: 2816
2816 | Yayım Tarihi: 5 Eylül 2025 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » ADLİ YIL BAŞLARKEN

ADLİ YIL BAŞLARKEN

Av. Mehmet YILDIZ

Av. Mehmet YILDIZ

av.mehmetyildiz52@gmail.com
Facebook'ta Paylaş

    Bu konuya girmeden önce çoğu insanın bildiğini sandığım ve fakat yeri ve zamanı olduğu için bir kez daha tekrarlamak istediğim bir hikâye ile başlamak istiyorum. Hikâye şöyledir: Bir yurtdışı toplantıda bir bakanımız İsviçreli bir bakanla sohbet etmektedir. İsviçreli bakan söz arasında kendilerinde bir denizcilik bakanlığının kurulacağından bahseder. Bizim Sayın Bakan hemen itiraz eder. ‘’Sayın bakanım İsviçre’de deniz yok ki siz neden denizcilik bakanlığı kurma gereğini duydunuz?’’ diye sorar. Bunun üzerine İsviçreli bakan bizimkine cevaben: ’Türkiye’de de Adalet yok. Ama yıllarca hep Adalet Bakanınız var!’’ der.
      Ömrünü adliye koridorlarında geçiren bir hukukçu olarak ne heyecanlı adli yıl açılışlarına katılmışlığımız olmuştur. Acil bazı işlerimiz, bitirince cebimize para girecek işler için bir an önce adli tatil bitse de işler hızlansa diye dua ettiğimiz yıllar olmuştur. İsviçreli bakanın dediği gibi adaletin olmadığı bir ülkede adli yıl açılsa ne olur, kapansa ne olur? Adliye binaları açılmış olsa bile adalet kapalıdır. Hukuka güven kalmamıştır. Her ne kadar Anayasamızda yargının bağımsızlığından söz edilse de bağımsızlığına inanarak hür iradesi ile karar veren bir yargıcın verdiği karar hoşa gitmiyorsa anında görev yerinin değiştiğini görmek sürpriz olmamaktadır. Bu durum onlarca örnekle açıklanabilir. Kâğıt üzerinde yargı bağımsızdır. Ancak uygulamada bağımsız yargıyı bulmak mümkün olamamaktadır. Elbette vicdanı ile karar veren yargıçlar vardır. Elbette görev yerinin değiştirilmesini göze alan, namuslu, onurlu, adam gibi adam yargıçlarımız vardır. Eğer bugün zerre kadar hukuk varsa bu kıymetli hukukçu arkadaşlarımız sayesindedir.
     Bazı partilerin Anadolu’daki il ve ilçe yöneticisi, belediye meclis üyesi olan avukat arkadaşlar hakim ve savcı yapılarak adliyelere tayin edilmiştir. Bu arkadaşların arasında da çok bilgili, değerli ve partili olmasına karşın objektif hareket edenler elbette vardır. Ancak çoğunluk Anadolu’da iş yapamayan, avukatlıktan para kazanamayan, hukuki bilgisine güvenemeyen ve de güvenilemeyenlerden oluşmaktadır. İhtisas mahkemesi olan icra mahkemesine özel bilgisi olduğu düşünülerek ataması yapılan bir hakim menkul (taşınır) ile gayrımenkul (Taşınmaz) ın ne olduğunu bilememektedir. Eskiden bir yargıç en az 15 yılı Anadolu’da görev yaptıktan sonra 1. Sınıf bölgeler olan İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlere gelebiliyor iken bugün nerdeyse ilk görev yeri İstanbul olan yargıçlar görmek mümkün olabilmektedir. İşte bu nedenle davada bir tarafın vekiline: ‘Avukat Bey sen bu konuyu iyi biliyorsun. Ara kararını yazdırır mısın?’’ diye ricada bulunan yargıçları görmek mümkün olabiliyor. (Bizzat şahit olduğum olay.)  Hukukçu olan arkadaşlar bunun ne vahim bir durum olduğunu anlamıştır. Hukukçu olmayanlar için açıklamak gerekirse: Hukuki bilgisi olmayan Mahkeme Hâkiminin görevini taraflardan birinin avukatına devretmesi demek olduğunu söyleyelim. Şimdi böyle bir düzende adli yıl açılsa ne olur? Açılmasa ne olur?
    Hukukun olduğu, adaletin adil ve eşit uygulandığı, yargıçların gerçekten hür ve bağımsız olduğu, Anayasaya ve Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulan günlere kavuşmak dileğiyle…

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.