Görüntülenen Sayı: 2807
2807 | Yayım Tarihi: 4 Temmuz 2025 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » OYALAMA TAKTİĞİ

OYALAMA TAKTİĞİ

Av. Mehmet YILDIZ

Av. Mehmet YILDIZ

av.mehmetyildiz52@gmail.com
Facebook'ta Paylaş

     Biliyorsunuz 30.Haziran Pazartesi herkes Ankara 42. Asliye hukuk Mahkemesinde görülmekte olan davaya kilitlenmişti. Ben ise kiminle görüşürsem görüşeyim Pazartesi böyle bir kararın çıkmayacağını, çıkamayacağını savunmuştum. Son aylarda hukuki tahminlerim tutmasa da burada hem hukuki, hem de siyasi tahminler aynı noktada birleşiyordu. (Hukuki tahminlerimin tutmaması, bilgi eksikliğinden değil, hukukun objektif uygulanmamasından kaynaklandığını yazmadan geçmeyeceğim.) Şöyle ki:
     Hukuki açıdan dosya karara normal şartlar altında çıkamazdı. Çünkü Hukuk uygulamasında sözüm ona yargılamayı hızlandırıyoruz diye yargı paketleri çıkarılıyor ya… Ben de her seferinde bu çıkan paketlerin yargılamayı kısaltma yerine aksine uzattığını yazıyorum ya. İşte bu uygulamalar sırasında bir de sözlü yargılama günü oluşturulma kararı alınmıştır. Söz konusu dosyada sözlü yargılama duruşması için gün tayini yapılmadığından hukuken pazartesi bitmeyeceği hukuki tahminimi söylüyordum. Tabii ki iki tarafın oluru ile ayrı bir sözlü yargılama günü tayin etmeksizin bitme olasılığı olabilir. Bu bir istisnadır.
     Gelelim siyasi tahminime: Bu dava bir hukuk davası değil siyasi davadır. Olaya hukuk boyutunda bakılsa dosya üzerinden, hatta duruşma günü bile verilmeden dava dilekçesinin reddine karar vermek gerekmektedir. Eskiden dava açılırken nöbetçi hakimin dava dilekçesini görüp, havale vermesi gerekirdi. Yıllarca bu yöntemi uyguladık. Bu dilekçe havalesinde hakimler hem bir ön süzgeçten geçirirler, hem de davanın açılış tarihini belgelemiş olurlardı. UYAP sistemi ve elektronik ortamda dava açılmaya başlanınca bu yöntemden vazgeçildi. Eğer eski sistem ve (İstisnaları tabi ki olmakla beraber) eskisi gibi objektif yargıçlar olsaydı bu dilekçeye havale bile vermezlerdi. Çünkü hukukta usul esastan önce gelir. Bu uluslararası bir hukuk kuralıdır. Açılan ve görülmekte olan bu davada varsayalım ki delegelere menfaat sağlanarak oy alındı. Bunun araştırmasına bile gidilemez. Usul açısından seçim kurulu denetiminde yapılan seçim ile ilgili bir sorun varsa bunu yine seçim kurulu karara bağlar. Ta ki itiraz yolu ile iş en son Yüksek Seçim Kuruluna kadar götürülür, son ve kesin kararı Yüksek Seçim Kurulu verir. Diğer taraftan hukukumuzda değişik yasalarda değişik maddelerde süreler vardır. Bazı hakların kullanılması süreye tabiidir. Belirtilen sürede kullanılmayan hak düşer. O hakka sahip olan vatandaş artık süresinde kullanmadığı o haktan vaz geçmiş sayılır. Bu sürelerin koyulmasında yasa koyucu kendisi hakkında talepte bulunulabilecek kişiyi sürekli olarak baskı altında tutmanın hakkaniyete uygun olamayacağını gerekçe göstermiştir. Bu nedenle bellil süre kullanılmayan hak düşer. İş bu konuda da süre geçmiştir.  Dolayısıyla bu dava normal şartlar altında görülmemesi gereken, hukuki değil siyasi bir davadır. 
     İşte bu nedenle Damokles’in kılıcı gibi partinin ve kamuoyunun gündeminde tutmak için bitirilmeyecek ve oyalama taktiği ile belki de seçimlere kadar ilgi odağı olmaya devam edecektir. Bunun için ilk oyalama olarak Ceza Mahkemesinde görülmekte olan davaya atıfta bulunulmuştur. Umarım bu kadar hain ve gaddar olunmaz ama en olmadık zamanda seçim arifesinde bir karar oluşturup, içinden çıkılmaz bir kaos yaratılmaz. Çünkü son yıllarda Anayasa Mahkemesi kararlarına uymamak, hatta Anayasa Mahkemesi üyelerini suçlu bulmak gibi, bir zarftan çıkan üç oydan birinin geçersizliği gibi akıl almaz kararlara tanık olduğumuzu unutmamamız gerekir. 

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.