ÇEVRE YOLU HAYAL GİBİ…
Şöyle bir geçmişe bakıyorum, milletvekillerimiz hemen hemen her hafta biri gelmese, diğerleri gelir, vatandaşlarla sohbet eder, sorunları dinler, not alır, Ankara’ya gittiğinde de aldığı notları çözüme kavuşturmak için çaba sarf ererlerdi. Bir dahaki gelişlerinde de aldığı notların sahiplerine bilgi verirlerdi.
Şimdi işler değişti.
Vekillerimiz kafalarına göre takılıyorlar. Ya hiç gelmiyorlar, gelseler de halktan kopuklar.
Ankara’da yaptıkları birkaç işi il başkanlığı kanalıyla basına iletiyorlar.
Ama iletilen konuların hiç birinde gerek Fatsa’nın, gerek Ordu’nun gerekse Karadeniz’in dört gözle beklediği çevre yolunun konusu dahi geçmiyor.
Anlaşılan o ki, Çevre yolumuz hayal gibi… Hatta hayal ötesi….
Geçen gün bir grup muhtar arkadaşlarımla gazete de sohbet ederken, MKP mahallesi muhtarı Naci Kızılkaya “Ağabey, mahallemizin bazı yerleri o kadar kötü ki anlatamam. Hatta bazı okul önleri çamur derya içerisinde. Bizzat başkana söyledim, çektiğim görüntüleri cep telefonuna ilettim ama halen bir netice alamadım” diye serzenişte bulundu.
Üzüldüm tabii..
Üzülmekten başka da elimden bir şey gelmiyor.
Tabii Fatsa’mız çok büyüdü, gelişti. Her yere yetişemiyor. Gözle görülür çalışımlarda yapılıyor. Sahil başlı başına güzellik. Çerkezler tepesi, Terzioğlu tepesi tam olarak hizmete geçtiğinde şehire ayrı bir güzellikte katacak. Bunun farkındayım ama, en azından şehir merkezindeki mahallelere ve özellikle okul çevresindeki yollara bir öncelik tanınması, mahalle halkının beklenti içerisinde olduğunun da bilinsin istiyorum.
OTOPARK SORUNU VE UYGUNSUZ PARKLAR
İlçemiz büyüyor, gelişiyor dedik. Doğru.
Ama beraberinde de bir takım sıkıntıları da getirmiyor değil.
Geçen hafta sevgili kardeşim, meslektaşım Engin Yaran, sosyal medya hesabında caddelere, dar olan mahalle aralarına uygunsuz park eden arazlarını görüntüsünü çekip yayınlamış.
Çokta güzel yapmış.
İlçenin kanayan yarasına parmak basmış.
Olacak iş değil. Ortalık yere park eden araçlar yüzünden ikinci bir araç geçemiyor. Yaya kaldırımına park eden araçlar yüzünden de yayalar…
Peki hoş olmayan durumdan sorumlu olan başta zabıta görevlileri neden bu işe bir çözüm bulamazlar anlamış değilim.
Araç kullanan şoför, radar tabelasını görür görmez hızını keser, uzaktan trafik polisini ya da arabasını gördüğü zaman emniyet kemerini takmamışsa hemen kemerini takar kendine bir çeki düzen verir.
Zabıta ekiplerimizde yazın parklarda, kışın fırınlarda vakit geçireceklerine ilçede neler olup bittiğine bir göz atsalar, tam olmasa da kısmı bir çözüm bulabilirler diye düşünüyorum.
İlçemizin medarı iftiharı ünlü aktör Kadir İnanır ağabeyim, Fatsa’ya geldiğinde farklı mekanlarda oturur geç saatlerde kadar sohbet ederdik.
Bu sohbetlerimize geçmiş yıllarda Zabıta amirliği yapmış merhum Mehmet Demirkan ağabeyim de katılırdı.
Kadir ağabey yaptığımız sohbetlerimizde Mehmet ağabeye takılarak “Söyle bakayım Mehmet ağabey, zabıtanın görevi nedir?
Şakacı kimliği ile bilinen Mehmet ağabeyim, “Bütün ihtiyaçları halk tarafından karşılanan kişiye zabıta denir” diyerek ironi yapardı. Masada bulunanlarda bu espri karşısında dakikalarca gülerdi. Allah rahmet eylesin. Bugün kendisi aramızda yok ama hatıraları ve anıları ile aramızda yaşıyor.
Zabıta konusu olunca geçmişte yaşadığım bu anı aklıma geldi. Ben de yine geçmişte zabıta ile bir yazı yazmış “Görevini yapmayan zabıta memurlarımıza ödüllendirip bir plaket verelim. Hatta düzenlenen törene devlet erkanını da çağıralım” diye de eklemiştim.
Engin kardeşim görüntüyü çekmiş, yayınlamış ama, haberin sonunu getirmemiş. Yorumu izleyenlere bırakmış. Yani topu kalecisinden almış, rakip takımın futbolcularını çalımlamış, kaleciyi çalımlamış, kale boş, vursa gol olacak. Bana paslamış gibi algıladım.
O zaman ben de topu aldım kabul ettim.
Yapacak iş bence şudur.
İlçemizdeki tüm zabıtaları bir defa daha plaketle ve madalya ile ödüllendirelim. Ama bu defa kabartma yaldızlı olarak.
Ödül törenine de yine tüm devlet erkanını davet edelim!