YAVAŞ’IN TAKTİĞİ
Biliyorsunuz Ana muhalefet partisi CHP’nin potansiyel iki Cumhurbaşkanı adayı var. Ön seçime katılmayan Sayın Mansur Yavaş aday değilim demiyor, adayım demiyor, parti içinde birlik ve beraberliğin mesajlarını vererek, adeta yandaş basını kahrından çatlatıyor. Çok akıllıca bir taktik izliyor. Çünkü ilerde herhangi bir nedenle şuan için tek aday gibi gözüken İmamoğlu’nun adaylığına bir halel gelecek olsa kesin CHP adayı olacak. İktidar tarafsız ve bağımsız yargının gözünün içine bakarak, İmamoğlu’nu devre dışı bırakmanın her türlü yolunu deniyor. Bugün için Sayın Yavaş ben de adayım diye çıkıp meydan okusa, İmamoğlu’nun başına bir kaza gelmesi durumunda taban bu yaptıkları nedeniyle içine sindiremeyip, soğuk davranabilir. Bu tavır ve davranışı ile hem tabanın sempatisini kazanıyor, hem de genel merkezi karşısına almayarak genel merkezi arkasında hissedebiliyor.
Sayın Yavaş’ın bu davranışı bana Fatsa siyasi tarihinde bir olayı hatırlatıyor ve izlediği yolun ne kadar doğru olduğunu düşünmeye sevk ediyor. Yanlış hatırlamıyorsam 1987 genel seçimleri idi. ANAP’ın Ordu’da silip süpürüp götürdüğü günlerdi. Ordu merkez aday adaylarından bir tanesi 1. Sıra, Ünye aday adaylarından bir tanesi (Ki seçmesiz Rahmetli Şükrü Yürür) 2. Sıra, Fatsa aday adayı da 3. Sıra olarak yerleştirilirdi. Bu seçimlerde Fatsa il genel meclis üyesi Kabataş Erkek Lisesinden sıra arkadaşım Sayın Bahri Kibar ile önceki dönem Fatsa Belediye Başkanlarından Sevgili Ağabeyim Yener Topaloğlu Fatsa’yı temsilen aday adayı olmuşlardı. Herkes Bahri Kibar’ın adaylığının kesin olduğu beklentisi içinde iken, Ordu sıralamasında Sayın Yener Topaloğlu 3. Sıraya yerleştirildi. Yine herkes Sayın Kibar’ın küsüp, ateş püsküreceğini beklerken Sayın Kibar bugün Mansur Yavaş’ın yaptığı gibi bir taktik izleyerek partide herkesten çok çalışıyor, Sayın Yener Topaloğlu’nun vekil çıkabilmesi için gecesini gündüzüne katıyordu. Nasıl oldu ise seçimlere kısa süre kara listelerin yenilenmesi, bazı değişikliklerin yapılması zorunluğu getirildi. Yener abi çıkarıldı ve Bahri Kibar 3. Sıraya getirilerek küsmemenin meyvesini tatmak zevkine ulaştı. Bu akıllı ve asil davranışının sonucu milletvekilliğinden emekli olacak kadar uzun süre milletvekilliği yaptı. (Yaklaşık 40 yıllık bir geçmişten bahsederken detayda yanlışlarım oldu ise ismi geçenlerden özür diliyorum.)
Gelelim bu güne… Bana göre bugün Sayın Mansur Yavaş da zamanında Sayın Bahri Kibar’ın yaptığı gibi davranıyor. Akıllıca, sakin, düzgün, hırsın esiri olmadan olması gereken gibi… Umarım sonuna kadar bu tutum ve tavrını sürdürür. Sabrın sonu selamettir. Bana gelince: Daha önce de çeşitli vesileler ile dile getirdiğim gibi Sayın Ekrem İmamoğlu ile Sayın Mansur Yavaş arasında çok farklılıklar olduğunu görüyorum. Bu farklılıklara karşın birinin bir yöndeki artıları, diğerinin bir başka yöndeki artıları ile karşılaştırıldığı takdirde terazinin kefeleri hep dengede kalıyor. Ülkemizin geleceği için hayırlısı kim ise O olsun diyerek bitirmek istiyorum.