UTANIYORUM!
Son günlerde o kadar garip şeyler oluyor ki izlemekten utanıyorum. Duymaktan utanıyorum. Yazmaktan utanıyorum. Ama maalesef bu eylemlerin failleri hiç utanmadan aynı şeyleri yapmaya devam ediyor. Bir gül Ali diğer gün Veli yapıyor. Empati yapıp bu ulu kahramanların yerine geçmeye çalışıyorum: Ama hey hat maalesef geçemiyorum. Biraz muammalı bir giriş oldu. Farkındayım. İsterseniz biraz açalım. Hukuki gelişmelerden bahsetmek istiyorum.
Uzun yılların hukukçusuyum. Ancak ceza hukukunda çok iddialı değilim. Buna karşın ana hatlarını, genel prensiplerini biliyorum. Bizim şuan yürürlükte olan (Meclisten geçtikten sonra yürürlüğe girinceye kadar değişikliğe uğrayan ) bir ceza kanunumuz ve ona bağlı usul kanunu ve yönetmeliklerimiz var. Bu mevzuata göre (İstisnalar olmakla beraber) 3 yıl ve altında verilen cezalar infaz mevzuatına göre cezaevinde yatmadan kapanıyor. Yani başka bir ifade ile eğer siz 3 yıl ya da daha altında 2 yıl 9 ay gibi bir ceza almışsanız değişik nedenlerle hiç ceza evine girmeden cezanızı çekmiş sayılıyorsunuz. Yine aynı kanunlara göre herhangi bir suçu işleyenin tutuklana bilmesi için de şartlar konulmuş. Bunlardan bir tanesi de isnat edilen suçun ağır cezalık olması gerekmektedir. Şimdi sıkı durun! Yasanın bu açık hükmüne karşın bizde işlenen suçun cezası 1 yıl hatta 6 ay bile olsa isnat edilen ve fakat olmayan suçun işlendiği yerde Cumhurbaşkanı varsa, o suçtan dolayı tutuklanabiliyorsunuz. Yine ibret alınacak bir durum: Yasalar aynı yasalar olmasına karşın bir hukukçunun (Cumhuriyet Savcısı) tutuklama istediği, bir başka hukukçunun (Sulh Ceza Hâkimi) tutuklama kararı verdiği bir olay için bir başka hukukçu (İtirazı değerlendiren Hakim) burada tutuklama sebebi yoktur. Bu gençler salınmalıdır diyebiliyor. Hukukçu olmayan bir vatandaş olsam olaya duygusal bakıp, duygusal yorum yapabilirim. Ama olaya bir hukukçu gözü ile baktığımda son yıllarda hukukun ne hale geldiğini görünce UTANIYORUM.
Geçekten UTANIYORUM.
Hakikaten UTANIYORUM.
Bu yanlışları yapan herhangi bir Yargıç için söylüyorum acaba akşam evde yemek masasına oturduğunda eşinin, varsa çocuklarının yüzüne bakarken hangi haleti ruhiye içinde olduklarını da çok ama pek çok merak ediyorum. Düzgünce görevini yapanların varlığını asla inkâr edemeyiz. Elbette düzgün çalışanlara saygımız sonsuzdur. Zeytine beyaz, yeni yağmış kara siyah diyen renk uzmanlarına bir türlü anlam veremiyor ve onlar adına hukukçu olmaktan öteye, insan olduğum için UTANIYORUM.