ISSIZ ŞEHİR ŞEN BAHÇE
Sosyal medyada bir yazı okudum hoşuma gitti. Şöyle diyordu:
‘’İster hâkim ol, ister savcı, ister doktor ol,
istersen de hekim,
Karadenizli isen Ağustos ayında fındık
bahçesidir yerin.’’
Gerçekten de ülkenin neresinde olursan ol, hangi mesleği yapıyorsan yap, eğer Ordu, Giresun ve hatta Samsun ve Trabzonlu iseniz mutlaka babadan kalma bir fındık bahçesi vardır. Büyük de olsa küçük de olsa toplamak zorundasınız. Bütün yıllık izin ve tatil proğramı fındık toplanmasına göre ayarlanır. Özellikle İstanbul’da yaşayan ve tanıdıklarımın bugünlerdeki sosyal medya paylaşımları hep fındık bahçelerinden görüntü vermektedir. Fındık toplanan sepetlerin içinde içi çay dolu bardaklar, bulabilen için ayran şişeleri ya da yarısı dolmuş fındık çuvalları… Bir başkadır fındık zamanı. Şehir merkezinde bir sessizlik, insanı ürperten bir sükûnet vardır. Sokaklarda gördüğünüz birkaç kişi ya sağlık nedeniyle inmiştir ya da zorunlu bir alış-veriş için. Ya fındık bahçeleri… En ücra, en sessiz kuytu dere içleri bile seslerin yükseldiği iş yerleri gibidir. Yani şehirler ıssız, bahçeler şenlik içindedir. Bir yıllık ihtiyaç bir ayda temin edilmektedir.
Geçmişten günümüze çok şeyin değiştiğini gözlemlemek mümkündür. Örneğin eskiden fındıktan başka gelir olmadığı için bahçedeki fındığın bir başka önemi varken bugün birçok ailenin başkaca ek gelir kaynağı vardır. Özellikle bölgemiz için inşaatçılık çok tercih edilmektedir. Zaten yalnızca fındık gelirine bağlı kalınsa geçinmek mümkün olmamaktadır. Çünkü son yıllarda izlenen fındık fiyat politikaları, birkaç yıldır gerek fındık ve gerekse sair ürünlere zarar veren kokarca belası, artık yalnız fındık ile geçinilemeye olanak olmadığı kesinleşmiştir.
Yine geçmişten, bu güne değişen fındık bahçelerindeki hırsızlık olayı vardır. Geçmişte fındığın çok değerli olduğu dönemlerde (1965-1970 li yıllarda) bahçelerde geceleri daldaki fındığın hırsızlar tarafından toplanmasından, harmanlardaki fındığın çalınmasına kadar çok acı gerçekler bugün artık yok noktasına ulaşmıştır. Bunda bir taraftan fındığın eski değerini yitirmesi, bir taraftan o yıllarda iddialı bir Jandarma Komutanı (Allahsız teğmen, Peygambersiz emniyet amiri olarak kendilerini tanıtan) emniyet güçlerinin yanında başkaca gelir kaynaklarının olması da etkin olmaktadır.
Kısacası: Muhtemelen Eylül ayının 15 ine kadar geçecek süre içinde şehirleri ıssız, fındık bahçelerini şenlik içinde görmeyi kabullenmek durumundayız. Son yıllarda mevsimlerin kayması nedeniyle Eylül aynın 15 inden sonra bir avuç fındığı olan herkesin boru gibi sesinin çıkacağı, şehir merkezlerinin de şenleneceğini görmek mümkün olacaktır.