SURİYE İLİŞKİLERİ VE DİĞERERİ
Ergenekon hikâyesi çıktığında bir kesim bunun uydurma bir hikâye olduğunu ileri sürmüştü. Aksi görüşe olanlar Ergenekon soruşturmasını hararetle soyunmuşlardı. Zaman geçti, 15 temmuzda iğne kendilerine battığında şak diye karar değiştirip Ergenekon soruşturmasının boş ve uydurma olduğunu, alınan kararların geçersizliğini iddia ederek, aldatıldık diye 180 derece dönüş yapmışlardı.
2018 yılında cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini öve öve bitiremeyenler vardı. Biz bu sistemin ülkemize hiçbir yarar getirmeyeceğini, tek adam yönetiminin, yöneten kim olursa olsun ülkeyi geri götüreceğini savunurken, ülkeyi uçuracağını iddia edenler, mealen biz yanılmışız, bazı hususların düzeltilmesi gerekiyor itirafında bulunmaya başladılar. Son 2024 seçimlerinde ortaya çıkan ekonomik tablo ile alınan sonuçlardan sonra da Anayasa değişikliği talebinde bulunmaya başladılar.
Emeklilere verilen ücretlerin yetersizliği ileri sürülerek, hiç değilse iki dini bayramda emeklilere bayram ikramiyesi verilmesi gerektiği savunulmuştu. Yine ülkeyi yönetenler ikramiye verecek kaynak olmadığı için böyle bir ikramiyenin verilemeyeceğini savunmuşlardı. İlerleyen zamanda bu konuda da 180 derece dönüş yapılarak dini bayramlarda emeklilere ikramiye vermeye başlamışlardı.
Bu örnekler daha da sıralanabilir. Biz gelelim bu hafta içinde gelişen Suriye ile ilişkiler bölümüne: Sayın Cumhurbaşkanımız daha başbakan olduğu dönemde Suriye Devlet Başkanı Sayın Beşşar Esat ile adeta kanka idiler. Ailece evcilik oynuyorlardı. 180 derece dönüşle hasım oldular. Suriye’yi işgal edip, Şam’daki Emeviler camiinde namaz kılma hayali görmeye başladılar. Suriye’de devlete ve devlet başkanına başkaldıranların yanında yer aldılar. Yine belli bir kesim bunun yanlış olduğunu iddia etti. Suriye devleti ile iyi ilişkileri savundular. Sayın Esat ile görüşerek çözüm aranması gerektiğini savunanları aşağılayan beyanların ardı arkası kesilmedi. Yıllardır gerginlik devam etti. Milyonlarca Suriyeli sığınmacı olarak ülkemizi adeta işgal etti. Birçok ilimizde TC vatandaşından daha fazla oldular. Bizim vatandaşlarımızı asimile ederek Suriyelileştirmeye başladılar. Bugün özellikle İstanbul’un Fatih ilçesinde sokaklarda dahi Türkçeden çok fazla Arapça konuşulur oldu. Mağaza isimleri, mağazaların tezgâhtarları Arapça ve Arapların hâkimiyetine geçti. Daha önce Emevi camiinde namaz kılınacak diye sevinenler bile olaya isyan etmeye başladı. Paragraf başına dönersek: Tekrardan 180 derece dönüş ile son hafta içinde Suriye Devlet Başkanı Esat ile görüşülebileceği söylenmeye başlandı.
Kısacası: Ülke yönetimi sürekli 180 derecelik dönüşlerle idare edilir duruma gelmiştir. Dün ak olan bugün kara olabilmektedir. Çok merak ettiğim bir husus dile getirmek istiyorum. Alınan her kararı çılgınca alkışlayanlar bu zikzakları düşünüp de hiç rahatsız olmuyorlar mı acaba?