SON YİRMİ YILDA GÖRDÜKLERİMİZ
---Cumhurbaşkanı DEMİREL’Dİ 70 CENT’e muhtaç olduk dedi. Sonra ÇİLLER geldi. Yine Merkez Bankası zor durumdaydı. GECELİK FAİZLER % 7. 500 çıkmıştı. Bunu da gördük. Ama Merkez Bankasının 818 Milyar dolar ZARAR ettiğini görmedik. Bu yetmiyormuş gibi Maliye Bakanı Merkez bankasını zarar ettiren personele birer milyon lira mükafat verdi. Öbürü 128 Milyarın hesabını veremeden kaçtı gitti bunu gördük.
---Biz Cumhurbaşkanlarını Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk, Kenan Evren, Turgut Özal, Süleyman Demirel, Abdullah Gül olarak gördük. Bunların hepsi üst düzey bürokratlardı. Uzun yıllar DEVLET KADEMELERİNDE görev yapmıştı. Hepsi yabancı dil bilen, insanlardı. Bunlar kimi köylü çocuğu, kimi tornacının oğlu, kimi öğretmenin oğluydu. Bunları gördük.
---Bu ismini saydığım Cumhurbaşkanları Devletin kendilerine tahsis ettiği ÇANKAYA KÖŞKÜNDE ikamet ederler. Bir yaverleri iki danışmanı, bir basın sözcüsü olurdu. Birkaç da makam otomobili ve hizmet aracı olurdu. Bazısı trafikte kırmızı ışıkta durur. Market ihtiyacını sıraya girip kendi yapardı. Bunu da gördük. Bu ismini saydığım Cumhurbaşkanları ATATÜRK’ÜN kurduğu Cumhuriyetin ve demokrasinin sayesinde bu makamlara geldiler.
---Bunların sonuncusu Cumhurbaşkanımız Sn. Tayyip Erdoğan. Üst düzey bürokrat değildi. Yabancı dilde bilmiyordu. İTİBARDAN TASARRUF OLMAZ Şiarı ile Kendisine SARAYLAR yaptırdı. Hizmetine onlarca makam aracı, 11 UÇAK 1 HELİKOPTER aldı. Yüzlerce danışman aldı. Bir de kendine koruma ordusu kurdu. Atatürk’ü ve onun kurduğu Cumhuriyeti pek sevmedi. Cumhurbaşkanlığı’na kendince yeni bir YORUM getirdi. Bunu da gördük.
HUKUKÇULARIMIZ
---Biz Adnan Menderes’in, Talat Aydemir’in, Deniz Gezmiş’in idam kararını veren hakimleri gördük. FETÖCÜ Hakimleri gördük. Kumpasçıların oyunuyla Generalleri hapse atan hakimleri gördük. Ama Devletin kendisine tahsis ettiği makam odasında 7’si UZUN NAMLULU, 13’ü TABANCA, makam odasının duvarında sergileyen bir hakimi görmemiştik. Bunu da gördük
Yetmiyormuş gibi 8-10 Milyon lira değerinde PORŞE marka arabası var. Borsadan çok para kazanıyormuş. Bir memur hem ticaret yapılıp hem hakimlik yapamaz. Ama hem ticaret yapıp hem hakimlik yapanı da gördük.
EŞİ BULUNMAZ BÜROKRATLARIMIZ VAR
---Bir bürokrat düşünün TÜRK TELEKOM’U ne gereği varsa LÜBNAN’LI bir şirkete satışa çıkarıyor. Şirket Türkiye’deki Bankadan aldığı 4.7 Milyar kredi ile Telekom’u ve tüm taşınmazlarını üzerine geçiriyor. Kısa bir müddet sonra Telekom’a ait tüm taşınmazları satıp, şirketin kasadaki paralarını alıp, diğer mal varlıklarını satıyor. Türkiye’deki Bankadan aldığı krediyi ödemeden çekip gidiyor. Bu nasıl satıldı diye soran yok. Bu işi takiple görevlendirilen bürokrat bu işi beceremeyince CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI oluyor. Bunu da görmüş oluk.
---Bir başka bürokrat düşünün, Türkiye’de verimli arazi yokmuş gibi taa SUDAN’A gidip arazi Türkiye adına Tarım yapmak için ARAZİ kiralıyor. Kiraladığı arazinin bir müddet sonra ÇORAK ve VERİMSİZ arazi olduğu anlaşılıyor. Devlet milyonlarca lira zarara ediyor. Arkadaş Sudan ile Türkiye arası 8000 KM. Orada yetiştirdiğin tarım ürününü Türkiye ye getirirken kaça mal edeceğini düşünmekten aciz bürokratlar da gördük.
---Adamların Karadeniz’de petrol aramak için 185 MİLYON DOLARA aldıkları Petrol arama gemisinin boyu Boğaz köprüsünden geçemeyince Akdeniz de bekletiliyor. Bunu da gördük
TÜRKİYENİN EKONOMİSİNİ DÜZELTMEYE GELEN BÜROKRAT
---Bir de Dünyanın etrafını özel jet ile yedi defa dönüp beş kuruş karşılığı dolar bulamayan, Bürokratımız MEHMET ŞİMŞEK’imiz var. Bize borç para bulacağına İngiltere ile Amerika arasında mekik dokudu. Borç para bulamadı ama, sanki Türkiye’de göçmen kıtlığı varmış gibi, İngiltere de kaçak yaşayan binlerce Hıristiyan RUANDALI göçmenleri, Türkiye ye getirmenin yolunu buldu. Biz adam Türkiye’nin ekonomisini düzeltsin diye getirdik. Adam İngiltere’nin kaçak göçmen işini düzeltti. Bunu da gördük.
---Ben Mehmet Şimşek’e inanmıyorum. O İngiltere’nin içimize soktuğu bir adam. Bizim başka devletlere olan yüklü borçlarımız İngiltere mahkemelerinde görüleceği için o İngilizlerin adamı olduğunu sanıyorum. Bir de Amerika’dan Merkez bankasının başına getirilen, Hafize Gaye Erkan Banka sanki babasının bankasıymış gibi ailesiyle beraber bankaya çulu serdi. Sonra bir de baktık Amerika’da MASONİK kuruluşun üyesiymiş bunu da gördük.
MİLLİ EĞİTİMİ BOZAN BÜROKRATLAR
Bir ülkede DÜZENSİZLİK Eğitimi sistemini bozarak yapılır. Milli Eğitimin başına getirilen, Yusuf Tekin 20 yıldır eğitim sistemimizi bozanlardan biridir. Eğitim sistemimizde FEN DERSLERİNİ azalttı. Yerine dini dersleri artırdı. Şimdi okullara talimat gönderiyor. İklim değişikliğinden dolayı hava şartları değişti yıldırım düşmesini önlemek için okullara PARATÖNER takın diyor. Paratoner, yıldırım, şimşek Vs. Fen bilimidir. Sen fen bilgilerini kaldırıyorsun, yerine dini eğitimi öne çıkarıyorsun. Paratonere gerek yok öğrenciler dua etsin de yıldırım düşmesin.
SON SÖZ: Son yirmi yıl biz ihtiyar delikanlılar, olmaz denilen birçok şeyin nasıl yozlaşarak yapıldığını bu bürokratlar sayesinde gördük.