MAYIS YEDİSİ KÜLTÜRÜ
Karadeniz’in büyük bir bölümünde Mayıs ayının 20. Gününe denk gelen eski takvime göre 13 günlük fark nedeniyle Mayıs ayının 7. Günü adeta bir bayram havasında geçmektedir. Ne derece doğrudur bilmiyorum ama bu kültürün, bu geleneğin 4.000 yıl gerilerden başladığı ifade edilmektedir. Yine söylentilere göre bu gün deniz suyunun şifalı olduğu, özellikle hayvanlar için çok yararlı olduğu kabul edilmektedir. Köylüler mayıs yedisi günü hayvanlarını deniz suyu ile yıkamak için adeta yarışa girerler.
Ortaokul yıllarımda bu anlamlarını bilmezdim. O yıllarda Dumlupnar Mahallesi sahilinde bir evde kalıyordum. Çalışma odamın penceresi alabildiğine denize karşı idi. Ulaşım olanakları bugünlerle kıyaslanamayacak durumdaydı. Özellikle Meşebükü, Yassıtaş gibi şehir merkezine yakın köylerden şehir merkezine at üzerinde gelinirdi. Akşama kadar onlarca kişinin atlar üzerinde denize girdiğini, bindikleri atların deniz suyu ile haşır neşir olduklarını görürü bir anlam veremezdim. Köylerden şehre geliş güçlüğü nedeniyle şehir merkezleri daha sakin olmasına karşın mayıs yedisine denk gelen günlerde denizin şifalı suyundan yararlanmak, hiç değilse elini ayağını deniz suyu ile temas ettirmek için deniz kıyılarına inenler adeta mahşeri kalabalıklar oluştururdu. Bugünkü Cumhuriyet Meydanının hemen deniz tarafında bulunan umumi tuvaletin önündeki iskeleden kalkan motorlar akşama kadar Ada etrafında dönmek kaydı ile yolcu taşırdı. Son yıllarda haberlerde izlediğimiz kaçak göçmen tekneleri gibi kapasitenin üstünde alınan yolcular nedeniyle çoğu kez de denize düşüp, maalesef boğulma tehlikesi had safhada olurdu. Özellikle çocukların düşüp kaybolduğunu duyup üzüntüler yaşardık. Bugün Fatsa çevresindeki ilçelerde ve mahallelerinde yaşayanların büyük bir çoğunluğunun Fatsa Şehir Merkezinde de bir evi olduğundan eskisi gibi fark edilir bir kalabalığa şahit olamasak da, mayıs yedisi şenliklerinin hareketini görmek mümkün olmaktadır.
Bir Fatsalı, bir Ordulu için Mayıs yedisi ülkenin neresinde olursa olsun anlam ifade etmektedir. Bu bağlamda biz de bu yıl İstanbul’da kutlamaları yaptık. Bir ön açıklama yapmak isterim. İstanbul’da bendenizin de kurucusu ve mütevelli heyetinde olduğum bir vakfımız vardır. Adı Güzel Ordu Kültür ve Sanat Vakfıdır. Amacı sanatçıları ve sanatı geliştirmek, Ordu kültürüne sahip çıkmaktır. Her yıl 20 Mayıs akşamı (Yani mayıs yedisi günü) Motor ile İstanbul Boğazında üyelerini ve konuklarını denizle haşır neşir etmektedir. Daha önce fırsatımız olmadığı için katılamadığımız bu etkinliğe bu yıl biz de katıldık. Geleneklere uygun olarak yedi çift bir tek (Yani on beş) taşı denize atarak ‘’Dertler, tasalar denize’’ deyip, dileklerde bulunduk. Çünkü bu da mayıs yedisinin bir geleneği idi, yerine getirdik. Akşam saatlerinin biraz serinliğine karşın, Ordu kültürüne katkıda bulunmanın sıcaklığını yaşadık.