ÖZGÜR ÖZEL VE LİDERLER GÖRÜŞMESİ
Gençlik yıllarımızda düşman kardeşler olarak bilinen her ikisi de rahmetli olan Süleyman Demirel ile Bülent Ecevit arasında televizyondaki bütün atışmalarına karşın bir araya gelip fikir alış verişi yapmalarını görürdük. Bu tür görüşmeleri artık unutmuştuk. Ülkeyi yöneten kişi ana muhalefet partisinin liderlerini gereksiz bulmaya başlamıştı. Hatta milyonlarca insanın oyunu almış partinin geneş başkanlarını hakir görüp, hitap şeklini bile tasvip görmeyen ölçülere indirmişti. Eski genel başkana Bay, yenisini de Efendi diye hitap ediyordu. 31.Mart. 2024 seçimlerinde seçmen bu yapılanları beğenmediğini, daha ılımlı bir yaklaşımın, daha tevazulu olmanın gerektiğinin işaretini verdi. Özlediğimiz bir hava oluştu. Efendiler, Baylar ‘’Bey’’ oldu, kapıda karşılandı. Vs.
Şimdi gelelim Sayın Özel’in AKP genel Başkanı Sayın Erdoğan’ı ziyaretine: Ülke nerdeyse ikiye bölündü. Yarısı iyi oldu derken diğer yarısı hiç de hoşlanmadı. Bu buluşmayı onaylamayanların gerekçesi Sayın Özel’in tuzağa düşürülmek istendiği, bu buluşma ile bir kısım tavizler verilerek yeniden seçilmenin yollarının arandığı yönündedir.
Kanaatimce böyle bir buluşma ve görüşme yapmak doğrudur. Doğru bulmayanlar gerekçesinde haklı olsalar dahi buluşma doğrudur. Arkasından da MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli il görüşme yapılmıştır. Bu da doğrudur. Hatta TBMM sinde gurubu bulunan tüm parti genel başkanları ile görüşmek güzeldir. Yapılmalıdır. Ülkenin sorunlarını görüşerek çözüm yolu aramaktan güzel ne olabilir ki! Esasen 12 Eylül darbesinin bu görüşmelerin kesilmesi sonucu geldiğini de unutmamak gerekir. Her ne kadar yukarda Demirel-Ecevit arasındaki görüşmelerden bahsettikse de 12. Eylül bu görüşmelerin artık yapılmaz ya da yapılamaz olduğu dönemde gelmiştir. Liderlerin ülke sorunlarını tartışmasının sayılamayacak kadar faydası vardır.
Bu buluşmalara karşı olanların gerekçelerine ben de katılıyorum. Sayın Erdoğan her ne kadar ekonomiyi batırmış olsa da bir dönem daha ülkeyi yönetmenin yollarını arayabilir. Hatta bunun için bazı ve beklenmedik tavizler de verebilir. Gezi ve 28 şubat hükümlülerinin tahliye olması gibi konularda tam tersine dönebilir. (İnanın bu cümleyi yazarken içim kan ağlıyor. Çünkü yarım asırlık bir hukukçu olarak bağımsız bir yargıdan bahsedemeyip, yürütmenin başındaki birisinin yargı yerine karar verebiliyor olmasına ihtimal vermek gerçekten çok acı geliyor. Ama maalesef ülke bugünlere geldi)
Erdoğan’ın bir kez daha seçilmesi için ne Sayın Özel böyle bir tuzağa düşecek kadar saf birisidir, ne de cezaevinde yatan 28. Şubat ve Gezi hükümlüleri bunu kabul edecek kadar. Çünkü daha önce Silivri’de Ergenekon tutukluları ile defalarca görüştüğümü, bu tutukluluk nedeniyle rahatsızlık duymadıklarını, aksine bundan gurur duyduklarını bizzat duydum. Bana göre gezi ve 28 şubat hükümlüleri her ne kadar cezaevinde zor durumda olsalar da Erdoğan’ın tekrar seçilmesi yerine içerde sürünmeye katlanırlar diye düşünüyorum. Çünkü Onlar ülkenin bu yönetiminden memnun değiller, çoğumuz gibi…