FATSAMI DEĞİŞTİ, YOKSA BANA MI ÖYLE GELİYOR?
---Fatsa’nın değiştiği kesin. Çünkü tüm Türkiye de olduğu gibi Fatsa da da köyden kente göç hızlandı. Organize sanayii kurulması ile Fatsa hızla geçici göç aldı. Bu göçün insan karakterleri üzerinde değişiklik yaptığını görüyoruz. Yirmi yıldır siyasette dini figürlerin ön plana çıktığı şu günlerde sokaktaki hanımların davranışlarında değişiklikler oldu. Tesettürlü hanımların sayısı sabit kalırken tesettürsüz hanımların giyim şekilleri göze batıyor. Bu bir başkaldırımı, yoksa çağın gereğimi bilmiyorum. Bazılarının elbiselerinin göğüslerinin yarısı ortada. Omuzundan aşağı açık. Bazılarının göbeği açık. Bazıları ise mini etekte en üst yüksekliğe ulaşmış şekilde sokaklarda boy gösteriyor.
---Bunlar olabilir moda diyebilirsiniz. Ama beni esas rahatsız eden hanımların ya da genç kızlarımızın sokakta elinde ağzında sigara ile yürümesi. Bu beni çok şaşırtıyor. Bizler eski Fatsa da gençliğimizde elimizde ya da dudağımızda sokakta sigara ile dolaşamazdık. Çünkü bütün aileler birbirini tanırdı. Birisi bizi sokakta ağzımızdaki sigarayla görür babamıza ya da annemize söyler diye korkar, cadde de ağzımızda sigara ile gezemezdik. Hele bizim zamanımızın genç kızlarının sokakta pantolon ile gezmesi bile hoş karşılanmazdı. Bir de erkek arkadaşı ile sokakta sarmaş dolaş gezmesi akıl alacak bir şey değildi.
---Şimdi bakıyorum sokakta kadınlar ağızlarında sigara ile kimseyi iplemeden, pervasızca geziyorlar. Genç kızlar ellerinde sigara erkek arkadaşları ile şalap şulap yalanıyorlar. Nasıl olsa nereli olduğu belli olmadığı için, beni kimse tanımaz, pervasızlığı da var. Dikkat edin sokakta ağzında sigara ile dolaşan erkekten çok kadınlara rastlarsınız. Bu moda yeni başladı.
ERKEKLER
---Yukarıda bahsettiğim gibi, DİNİ FİGÜRLERİN tavan yaptığı, DİNİN SİYASET ARACI olarak kullanıldığı günümüzde, erkeklerinde durumunda bir değişiklik var. Dini ağırlıklı okulların sayısı artarken camilerde cemaatin sayısında AZALMA var. Dev gibi süslü camiiler inşaa ediliyor. İçinde cemaat yok. Gençler camiiden kaçıyor. Nereden biliyorsun derseniz ben günde en az 3 vakit namazı camii de cemaatle kılarım. Gençler ağızların da YALAN İFADELER, davranışları RİYAKARLIK olan devlet adamlarını Camii de Allaha secde ederken gördükleri için camiye gelmiyorlar.
---Bir de devletin üst düzey din adamı, Diyanet işleri başkanının Atatürk lafını ağzına almamayı bir devlet görevi sanıyor. Gençlere Atatürk’ü aklı sıra unutturmaya çalışıyor. Bu gençler arasında artık TERS TEPKİ yapıyor. Camide genç cemaat yok. GENÇLİK CAMİDEN KAÇIYOR. Hatta yalnız Cuma namazına gelenler bile artık Cuma namazına gelmiyorlar.
---Diyanet işleri başkanı aslında yanlış ata oynuyor. O Atatürkçüleri ya da CHP’yi hedef alıyor. Aslında yanlış burada. Atatürkçüyüm diyenler ya da CHP’liler zaten camide yok. Diyanet işleri başkanı yapığı kötülüğün farkında değil. Aslında ATATÜRK’ü SEVEN camii cemaatini küstürüyor. Bazı arkadaşlar Cuma namazına gelmiyor diyorum ya, bende KANDİL GECELERİNDE camide okunan mevlitlerde Atatürk’e ve onun silah arkadaşlarına dua edilmediği için camiiye gitmiyorum.
---Bu düşünce şekli yeni değil. MUAVİYE zamanından geliyor. Peygamber efendimizin devrinde camilerde minare yoktu. Muaviye devlet parasıyla Katedrallere benzeyen camiler yaptırdı. Kendisine de saray yaptırdı. Bu zenginliği ve Halifeliği oğlu Yezid’e bıraktı. Onun zamanın da DİNE siyaset karıştırılmıştı.
---ŞAM’da camilerde Cuma hutbelerinde hocalar HZ ALİ efendimize açıktan hakaret Ediyorlardı. Sonra ne oldu? Müslümanlar bölündü. Bir kısmı Şİİ, Bir kısmı ALEVİ Bir kısmı ise SÜNNİ oldu. Aleviler camiilere gelmedi. Peygamber Efendimiz İslamı TEBLİĞ ederken, müşriklerden korunmak için nasıl tedbir aldılarsa, aleviler de Muaviye’nin adamlarından korunmak için öyle tedbir aldılar.
---Cem yapılacak geceyi, PEYKÇİ haber verirdi. Cem’e girenleri KAPICI kontrol ederdi. Cem evinin dört tarafına GÖZCÜ’ler konurdu. Bu zulüm bu ayrımcılık 1450 yılı geçtiği halde önlenemedi. Ama aleviler de bir adım bile geri adım atmadı. Atatürk’çülerde geri adım atmıyorlar. Bugün Atatürk’e dil uzatıldığı zaman Atatürk’çüler sosyal medya üzerinden iletişim kurup kitleler halinde seslerini yükseltiyorlar.
---Muaviye hilafeti oğlu YEZİTE bırakmak için, Kuran-ı- Kerim kendi menfaatleri doğrultusunda yanlış tefsir edilmeye başlandı. Neymiş? ULUL EMRE İTAAT varmış. Yani devlete itaat edip devlet ve onu büyüğünü sevmek lazımmış. Arkadaş HZ. ALİ efendimizin oğlunu katleden YEZİDİ devletin başına geçince sevmek zorunda değilim. Ya da bugünün devletinin içine sızmış YEZİTLERİ de sevmek zorunda değilim.
---Bugünkü hükümet Atatürk’ü ne ve onun silah arkadaşlarını ne kadar unutturmaya çalışırlarsa da çalışsınlar Atatürk’ü unutturamayacaklar. Torpille TIRIVIRI ÜNİVERSİTESİNİ bitirmiş bazı tipler ÜNİVERSİTELERDE DEKAN oluyorlar. Efendim Atatürk DİKTATÖRMÜŞ. Ulan TAŞ KAFALI. Sakarya savaşı, Çanakkale savaşı, Kurtuluş savaşı öpücükle mi kazanıldı? İngilizler Fransızlar, İtalyanlar Yunanlılar bu vatan topraklarında öpücükle mi defedildi? Koca Türkiye Cumhuriyeti ÖPÜCÜKLE Mİ kuruldu? Tabi yeri geldi Diktatörlük yaptı. Yeri geldi tabi Külhanbeylik yaptı. Yeri geldi Cami Hutbesinden cemaate bilgi verdi. Yeri geldi birtakım siyasi atılımlar hamleler yaptı. Ne sanıyorsun.!!!
---Tabi bugün nasıl yalakalıkla o mevkilere geldinizse yarın devir değişince, herkesten çok Atatürkçü kesilip yerinizi korumaya çalışacağınızı biliyorum.