TOPRAK
Sınırların ötesinde sınırları kaldırmak ve hep bir geçmişe dönüp geleceğe hesap sormak durumu var dünyanın gidişatında. Toprağın bereketine değil, damarındaki kahverengi parçasına sahip olma halinin yüzyıllardır süregiden çatışması. Toprak, kimilerinin doymak bilmez iştahını kabartan, kimilerinin de sığınacağı bir avuç kara parçası. Kimilerinin avuçlarında kanayan, kimilerinin avuçlarına sığmayan…
Ezilen, yıkılan, yağmalanan…Yeşermeyi beklerken güneşin vurduğu aksinden, gözyaşı ve kanla dolan; ağaca dönecekken, çiçeğe salacakken talan edilen ve kurumaya terkedilen…Yağmurla sulanacakken insan gövdelerinin unutulan ruhlarına kucak açan…
Toprak yüzyıllardır uğruna savaşılan sanılırken, aslında hırsın, gücün, gizli güçlerin, ruhani dünyaların avutulamaz isteklerine kurban edilen…Kimi gün inançlarla, kimi gün ezilmiş duygulanımların yansımalarıyla kandırılan…Yürümeyi unutmuş, hayal kurmayı bırakmış, gözleri ışığı seçemeyen zihniyetlerin, ele avuca sığmaz hayalleri olan, coşkulara, aşka, yaşama kucak açacak çocuklara tahakkümünün akıl almaz öznesi…
Toprak, beslemeyi, büyütmeyi, var etmeyi amaçlarken, anaç bir sıcaklıkla izlerken insanı, paramparça edilen, sahip olmak adına sahipsizleştirilen, yaşatmak adına öldürülen kılcal damarları…
Toprağın adıyla kirletilen tüm diyarlarda yaşanan aynı değil midir..Toprak uğruna can almak, can verene ihanet değil midir, yerini yurdunu sahiplenirken, yurdunu talan ettiğin kimdir…insan değil midir..
Her canlı her yavru aynı topraktan, aynı kandan, aynı gözyaşından değil midir…Üzülen, sevinen, isteyen, özleyen ve seven aynı yürek değil midir…
Savaşın toprağı yoktur, savaşın kazananı yoktur, savaşın adı ve yaşatanı toprak değil, rüzgar değil, gökyüzü değil, bulut değil, yağmur değil, savaşın yaşatanı bitmek bilmeyen bir gök gürültüsü, her yeri yakıp yıkan bir kasırga ve hiç dinmeyen bir şimşektir. Ardında kalanı ne toprak ana ne ısıtan güneş ne yağan kar temizleyemez, ne akıtılan bir damla göz yaşı ne de sarılan bir kucak dindiremez acısını..
Savaş ölümü kutsar, vaadedilen toprakların adını kirletirken, geçmişe dair olan tüm kader birlikteliklerini siler, tüm ortak yaşanmışlıkları, çekilen acıların bıraktığı izleri siler ki..bilinmesin aynı olduğumuz, aynı hissettiğimiz, aynı yolda yürüdüğümüz, aynı kanı taşıdığımız…
Savaş büyük adamların, büyük planlarını, daha büyük topraklara daha çok kanla ve cesetle ulaşma hayallerini süsler…Savaşı bir play station oyunu gibi duygusuz, bir yapay zekadan daha ruhsuz ve insanca hiçbir kıvılcımın kalplerine varamadığı bir soğukkanlılıkla izler bu adamlar…Daha çok toprağın daha çok cesetle yükseldiğini görmezden gelerek, tüm insanlığı birbirine düşman, birbirine karşı ve farklı bir kandan geldiğine ikna ederler…..
Oysa adını kirlettikleri ve yağmalayıp talan ettikleri toprak değildir buna sebep… Toprak anadır, toprak babadır, toprak yardır, toprak çocuktur, toprak kardeştir, toprak barıştır, toprak yaşamdır, toprak aşktır, berekettir….Toprak insanır…