UMUT VE CHP
Bu hafta Atatürk’ün kızlarını yazacaktım. Onların aldığı Avrupa Şampiyonluğunun bir şampiyonluktan da öte bir başarı olduğunu, kadını çocuk doğurucu bir obje olarak gören zihniyete, kadının doğumdan başka şeyler yaptığını ispatladıklarını yazacaktım. BJK, GS ve FB gibi spor kulüplerinin transfer ettikleri bir futbolcu için özel uçak kiraladıkları halde Avrupa Şampiyonu olan bu kızlarımıza tarifeli uçaklarla dönüşün reva görülmesinin ne kadar ayıp olduğunu yazacaktım. Takımımız olmamasına karşın dünya kupası için Katar’a giden devlet büyüklerinin şampiyon olma olasılığı bulunan kızlarımızın maçına ilgisiz kalışlarını dile getirecektim. Sporcu olan kızların, spordaki başarısı ile övünmek yerine, kendilerini hiç ilgilendirmeyen giyim-kuşam ve yaşam şartlarını öne çıkarıp eleştiren, hatta aşağılayan aşağılıklardan bahsedecektim. Vazgeçtim.
CHP deki son danışman krizinden sonra yıllarımı verdiğim, söz söyleme hakkına sahip olduğumu sandığım gelişmelerle ilgili yazmayı uygun buldum. 1973 yılında İstanbul Üniversitesinin açılış törenlerinde rahmetli Bülent Ecevit’in gönüllü korumalığını yaparak başladığım, daha sonra Bakırköy, Eminönü ilçe sekreterliği ve ilçe yöneticilikleri ile devam ettiğim partimde son yıllarda olanlardan sonra içim acımaya başladığını söylemek istiyorum. Sayın genel başkanın tabiri ile ‘’Tıpış, tıpış’’ giderek, içim kan ağlaya ağlaya Ekmelettin İhsanoğlu’na oy verdim. (Ekmelettin İhsanoğlu’unun iyi adam olmadığı iddiasında değilim. Ekmelettin Bey CHP nin cumhurbaşkanı adayı olamaz, olmamalıdır. AKP nin kurucusu CHP’den milletvekili olamaz. Siyasetinde dini propaganda yapıp, dini ağırlıklı parti kurma çalışmaları yapan insanlar bu partiden milletvekili yapılamaz. Mazisinde CHP yerine başka partilerin adayları, sempatizanları, taraftarları umut olarak kabul edilip bu partiden aday yapılırsa bu partinin umut olma özelliği yok olur. Genel başkan dahi olsa 100 yıldan fazla geçmişi olan bu partiyi umut olmaktan çıkarmaya hiç kimsenin hakkı yoktur.
Bu günlerde ilçe kongreleri yapılıyor. Partinin geleceğinden başka hiçbir düşüncesi olmayan bir insan olarak CHP nin umut partisi olmasını sağlayamayacakların, bir yerlere geldikten sonra ya da bir yerlere gelemeyeceğini anladığında partiyi terk edecek olanların bu partide, teşkilatlarında yerinin olmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu parti gerçek partililerle seçim kazanır. Devşirmeler (Abdullatif Şener’de olduğu gibi) bir dönem milletvekilliği yaptıktan sonra partiye ve partinin adayına oy dahi vermediğini kasılarak anlatır. Başka partilerin taraftarları, adayları, gönüllüleri CHP de danışman olursa abesle iştigal olur. Bu Parti Umut olmaktan çıkar, sevenlerini, taraftarlarını dahi kaybeder. Tam 50 yılını veren ben bile son yıllarda yapılan hatalar nedeniyle içimin acısı ile umudumun zaafiyeti arasında sıkışıp kalmış durumdayım. CHP 20 yıldır yok edilen milli servet için köprüden önceki son çıkıştır. Umuttur. Umut olmaya devam etmelidir.
NOT: Geçtiğimiz pazartesi günü göreve seçilen CHP İlçe Başkanı Sayın Av. Onur Çam ve yönetim kurulu üyesi arkadaşları kutluyor, başarılar diliyorum.