ÇERKEZLER TEPESİ
Bu kez yıkılan ağaçların ve motorların sesi daha çok duyulsa da tepede ve her gün kamyonlara yüklenen ağaçlar bir bir götürülürken biz insanların sesi duyulmuyor. Artık ne araçlara yüklenen yüzlerce ağaca ne de yapılacak olana bir tepki gelmediği için rahatça yüklenip gidiyor kesilen her bir ağaç…
Herkeste kulaktan dolma bilgiler var. Mesire alanı olacakmış, restoran yapılacakmış, seyir kulesi de varmış, bungalov otel de olabilirmiş, oyun alanları, mış ve mış. Kime ihale edilmiş, kaça edilmiş, tam olarak ne yapılacakmış, ya da neden ihale edilmiş. Bu soruların cevabı yok. Aslında bu soruları tüm açıklığıyla cevaplayacak bir yerel yönetimimiz olmadığı gibi, halkın ne istediğiyle de ilgisi olmayan bir yerel yönetim mevcut.
Yerel yönetimler elbette ki, hem Belediye Başkanı hem de Belediye Meclisinden oluşuyor. Yönetimde tek söz sahibi olan Başkan değil, öyle olunca hangi partiden olursa olsun, çoğunluk olmasa bile meclis üyelerinin de bu şeffaflığı sağlamada etkili olması gerekmiyor mu? Yerel halkın sesi, gözü, kulağı olması gerekemiyor mu? Özellikle muhalif partilerin meclis üyelerinin iktidar olan partinin yaptığı tüm eylemleri halkla açık bir şekilde paylaşması ve itiraz eden taraf olarak gerekli mercilere bildirim yapması gerekiyor. Oysa Fatsa’da şu anda yaşanan durum tam olarak bunun tersidir. Belediye Başkanı ve çevresindekiler yapıyorum ve oldu mantığıyla istediği şekilde davranıyor ve buna itiraz eden muhalif meclis üyeleri varsa da yaşanan durumların paylaşımı hiçbir şekilde yapılmıyor ve etkili bir itiraz mekanizması kullanılmıyor.
Geçtiğimiz haftadan bu yana Çerkezler Tepesi kesiliyor. Fatsa’nın tek yeşil alanı, tek nefes alma noktası. Etrafındaki tüm alan yerleşik alan ve yüksek katlı binalarla, sitelerle kaplı. Şehre oksijen üreten tek merkez. Şehir içinde kalan tek orman. Sadece orada olması sadece orman olarak kalması bizim için yeterli iken oranın özel bir şahsa ihale edilmesi ve ihale edilen şahsın orayı kar etmek amaçlı kullanacak olması dahi aslında ne yapılacağını çok net gösteriyor. Hiç kimse kar etmeyeceği bir ihaleye milyonlar yatırmaz, hiçbir özel sektör firması da en yüksek kar marjını elde etmeyeceği bir yere yatırım yapmaz. Tüm bu yatırım da doğaya en fazla zarar gelecek şekilde ve en fazla yapı ile mümkün olacağından yapılan her halükarda bize zarar verecektir. ÇERKEZLER TEPESİ’ndeki ormanlık alanın çoğunluğu yok olacaktır. Kim kimden neyi koruyacaktır.
Anımsatmak gerek; Anayasa'nın 169.maddesine göre; "…Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi devlete aittir. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet Ormanları Kanunu’na göre devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz. Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasî propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz…"