İSRAF VE HARAM
Bu sütunlarda yeri geldikçe yazmışımdır. Yeri gelince yine de yazmaya devam edeceğim. İstanbul Kabataş Erkek Lisesinde okuduğum yılarda fizik öğretmenimizin öğrettiği iyi bir insan olmanın 25 şartı başlıklı bir öğütler zinciri vardı. Bunlardan bir tanesi de ‘’İsraf haram ve günahtır.’’ Cümlesi idi. Bugün gündem son derece dolu olmasına karşın bu cümle ile ilgili yazmayı tercih ettim. Sebebine gelince: Ulusal basında gördüğüm bir haberden kaynaklandı. Bodrum’da bir kadın lüks ve pahalı bir lokantaya abone olmuş. Lokantada bir masa günde 15.000.TL kazanıyormuş. Kadın bu masayı her akşam kazandığı parayı vermek kaydıyla kiralamış. Yani gitse de gitmese de o masaya müşteri alınmıyor, kadın da gitse de gitmese de o masanın günlük 15.000.TL olan kazancını ödemeyi kabul ediyor. Burada dikkatinizi çekmek istediğim bir husus daha var. O da sadece kadının her akşam gitse de gitmese de masa için belirtilen miktar parayı ödemesinin yanında bir masanın gönde 15.000.TL kazanmasıdır. Demek ki bu lokantada en azından 20 masa olsa günlük kazancı 300.000.TL, 0n günlük 3.000.000.TL aylık 9-10 milyon lira demektir. Şimdi ben bu lokantanın ödediği vergiyi de merak ediyorum.
Gelelim yine de esas konumuz olan israf haram ve günahtır konusuna… Ülkemizde maalesef Pazar kurulan semtlerde akşamları Pazar dağıldığında çöp arasından atılmış sebzeleri toplayıp, bu atıklardan medet umanları varken bir tarafta da gitse de gitmese de ayırttığı masaya her gün 15.000.TL ödeyenlerin olması içler acısı bir durumdur. Diğer taraftan israfın haram ve günah olduğunu Cuma hutbelerinde de dinliyoruz. Benim ruhumda da (Belki lise yıllarında Rahmetli Vahit Başar Hocamın beynime zerk etmesinin de etkisinden dolayı) israfın haram ve günah olduğu fikri vardır. Cuma hutbesinde dinlerken de çok mutlu olurum. Ama bu öğüdü Cuma hutbesine koyduran Diyanet İşleri Başkanlığının kendi binasında her türlü lükse sahip salon hatta salonlar var iken Antalya’da Belek’te beş yıldız otellerde toplantılar yapmasına da çok üzülürüm.
Diğer taraftan israf haram ve günahtır kültürünü benimsediği düşünülen Cumhurbaşkanlığı sarayında dökülüp saçılanların yıllık toplamı ile açlık ve sefalet içindeki emeklilerin bir nebze olsun nefes alabileceğini düşünmek de vücut kimyamın bozulmasına neden olur. Ve hepsinden önemlisi: İsraf haram ve günahtır felsefesini benden fazla savunduğunu iddia edenlerin cumhurbaşkanlığı sarayında yapılan israfları savunarak, itibardan tasarruf olmaz diye karşılık vermelerine de anlam verememekteyim. Aynen önceki Cumhurbaşkanlarımızdan Sayın Ahmet Necdet Sezer’in oğlunun düğününü yaparken elektrik sayaçlarını okutup, düğün için sarf edilen elektrik parasını devlete ödetmeyip kendi maaşından ödemesinin küçümsenmesi gibi… Gelişmiş ülkelerde bir dondurma bedelinin devlet bütçesinden ödenmesi nedeniyle hakkında soruşturma açılan başbakanları duyunca sinir katsayımın kat be kat arttığını hissederim.
Evet! İsraf haram ve günahtır. Ama israfı yapan isteri Ali-Veli olsun isterse de Diyanet veya Cumhurbaşkanı olsun.