CHP DE NELER OLUYOR?
CHP de lidere körü körüne biat kültürü yoktur. Elbette lider de eleştirilir. Esasen hiç kimse eleştirilemez değildir. Ancak genellikle sağ partilerde lidere sadakatin de ötesinde bir biat kültürü vardır. Liderin (… ) kılı olmakla övünülür. Bundan birkaç hafta önce Sayın Kılıçdaroğlu’nun kendiliğinden bırakmasının kendisini daha da yücelteceğini yazmıştım. Sakin adam olduğunu, devlet deneyimi olduğunu, kibarlığını, çalışkanlığını kimsenin inkâr edemeyeceğini de dile getirmiştim. Ama bütün dünyada ana muhalefet partileri iktidar seçeneğidirler. Ne tekim bizde yapılan 14. Mayıs seçimlerinden sonra Avrupa’da iki ülkede (Yunanistan ve İspanya) seçimler yapılmış ikisinde de tek başına iktidar olamasa da birinci olan muhalefettir. Ya bizde! Yıllardır aynı iktidar ülkeyi yönetmeye devam etmektedir. Ana muhalefet CHP halkın iktidar umudu olamamıştır. Olamamaktadır. Öyleyse efendilikle, tecrübeyle, dürüstlükle, çalışkanlıkla hedefe ulaşılamadığına göre başka bazı değişiklikler yapılmalıdır. Bunun başında da lider ve kadro değişikliği gelmektedir.
CHP de yılardır sağdan oy alabilmek için sağ kökenli bazı kişiler demirbaş aday yapılmıştır. Halen de birden fazla sandalyeyi milletvekili olarak işgal etmektedirler. Yıllarını bu parti içinde geçirmiş bir kişi olarak söylüyorum ki bu Sayın Milletvekillerinin partiye okyanusta bir damla kadar faydası olmamıştır. Olamayacaktır da… Çünkü sağ seçmenden CHP’ye oy çıkmaz. Alın Tayyip Erdoğan’ı CHP listesinden aday yapın CHP nin oyunun yine de artmayacağını görebilirsiniz. Hal böyle iken sağ oyları alacağım diye gereksiz ve faydasız insanlarla listeleri doldurup, çalışkan insanların önünü kesmenin ne anlamı var ben çözemiyorum. Burada birkaç ismi vermeden de geçemeyeceğim. Niğde milletvekili Sayın Ömer Fethi Güler, Elazığ milletvekili Sayın Gürsel Erol, Zonguldak milletvekili Sayın Deniz Yavuzyılmaz, Mersin milletvekili Sayın Mahir Başarır gibi kişisel gayretleri ile partiye yararlı, çalışkan, etkin kişileri görünce sağ kökenlilere verilen koltuklara ne kadar yazık olduğunu anlamak zor olmasa gerek.
Evet… Değişim gereklidir. Hem de liderden başlayıp tüm kadrolarda değişim gereklidir. CHP tabanı seçim kaybetmekten umutsuzluğa, karamsarlığa kapılmış kendi kendine ne yapacağını bilmez durumdadır. Hele bir de üzerine farz olmayan kişilerin hariçten gazel okumasına fırsat verilmesine hiç mi hiç tahammül edememektedir. Bu nedenle bu değişimin ağrısız, sancısız, seviyeli bir şekilde yapılmasını istemekte ve beklemektedir. Gerek kamera önünde ve gerekse kamera arkasında üzücü, kırcı, hele de üzerine farz olmayan işlere karışan başka parti başkanlarına söz söyleme fırsatı vermeyecek kaliteli bir değişim beklenmektedir. En azından benim beklentim öyledir.
Bir de bu değişimin başında kimin olması gerektiği sorusu vardır. Kurtuluş savaşını yaşamış İsmet İnönü yıllarca CHP genel başkanlığı yapmış ve fakat lise mezunu bir genç İsmet Paşadan söke söke genel başkanlığı almıştır. O genç partinin başına geçtikten sonra CHP, 1970 li yıllarda iki kez birinci parti olmuştur. Beklentimiz öyle bir gencin gelmesidir. İsim önemli değildir.