ÇEVRE YOLU ve FATSA
AK Partinin yeni kurulduğu ve seçime girdiği ilk yıllarda “Yaparsa AK Parti yapar” diye sloganı vardı.
Bu slogan günümüze kadar da hale kullanılıyor.
Güzel bir slogan. Akıla hemen yer ediyor.
Tamam, slogan güzelde, icraat olarak baktığımızda da bir çevre yolumuz halen sürüncemede duruyor.
Yıllardır tartışılıp durdu. Planı, projesi çizildi dendi. Kamulaştırma yapılacak, yapılıyor dendi. Ama bugüne kadar hiç bir çalışma olmadı.
Cumhurbaşkanımz Sn. Recep Tayyip Erdoğan Ordu’ya geldiği zaman Çevre yolunun müjdesini vermişti.
Genel seçim yapıldı. Ziyaratler yapıldı. Hayırlı olsun temennilerinde bulunuldu.
Artık kollayı sıvayıp hizmet etme vakti geldi diye düşünüyorum.
Her ne kadar meclis tatile girsede vekillerimizin Akdeniz, ege gibi tatil yerlerine gitselerde, bizim çevre yolumuzla ilgili çalışmalarına engel olmaz diye düyünüyorum.
Hatta tatilde bu işe daha iyi kafa yorarlar diye düşünoyurm.
Bu arada her şeyi ikdidar partisinden beklememek lazım. Sordun sadece AK Partinin sorunu değilki, sorun sadece Ordu’nun sorunu değil ki, tüm Karadeniz’in sorunu. Haliyle tüm Karadeniz milletvekillerinin sorunu.
Yapılacak iş sadece Ordu’lu değil, tüm Karadeniz milletvekillerinin, iktidar, muhalefet bir araya gelip, bu önemli sorunu hep birlikte Sn. Cumhurbaşkanımıza gidip anlatmaları ve bir ance de çözüme kavuşturmlarıdır.
Birlikten kuvvet doğar derler. Bu birliği, beraberliği en azından çile çeken Ordulular adına bekliyoruz...
Yine çevre yoluyla ilgili 20 Aralık 2019 tarihli Güneş gazetesinde yazmış olduğum yazıyı bir kez daha paylaşmak istiyorum.
Hey gidi günler hey.....
Günler, haftalar, aylar geçiyor...
Zaman kısa...
Bir bakıyorsunuz, verilen sözler haftalar, aylar geçmesine rağmen askıda kalmış, yerine getirilmemiş.
Çevre yolundan bahsediyorum çevre yolundan...
Hani dönemin belediye başkanı Hüseyin Anlayan ile milletvekilimiz Ergün Taşçı’nın ev sahipliği yaptığı ve Spor Kompleksinde gerçekleştirilen toplantıya dönemin milletvekili Oktay Çanak, dönemin AK Parti ilçe başkanı Abdullah Uçar ve çok sayıda sivil toplum kuruluşunun temsilcileri katılmıştı.
Yapılan toplantıda Ergün Taşçı’da yapılan hizmetin önemine binaen çok güzel bir konuşma yapmış katılımcıları heyecanlandırmıştı...
Milletvekilimiz Ergün Taşçı söz konusu toplantıda şu görüşlere yer vermişti :
“Ordu Çevre Yolumuzun birinci etabı açılacak. Açıldığında ilimizin konumu çok farklı olacak. İkinci etap ile ilgili hukuki engeller kalktı ve tüm Karadeniz’i ilgilendiren Fatsa Çevre Yolu projesi hayata geçti. Taleplerin yoğunluğu süreci hızlandırdı. Durmayacağız ve istikrarlı bir şekilde yolumuza devam edeceğiz. Fatsa Çevre Yolu projesi Türkiye’nin en büyük mega projelerinden birisidir. Kamu ihale bülteninde çevre yolu ile ilgili ayın gerçekleşti. 18 Ocak 2017’de proje ihalesi ile ilgili teklifler alınacak. Hızlı bir şekilde proje ihale süreci kimin aldığı belli olacak ve kısa sürede yüklenici firma çalışmalara başlayacak. Birkaç yıl içinde gerçekleşecek projeye bölgemiz çevre yoluna ara bağlantı yolları ile birlikte kazanacaktır.”
“Fatsa Çevre Yolu çok önemli”
Fatsa Çevre Yolu projesinin nihaiyi bir sonuca ulaştığını belirten dönemin AK Parti Ordu Milletvekili Oktay Çanak ise “Yaklaşık 22 kilometrelik bir çevre yolu sadece Fatsa ilçesini değil, bu bölgede yolculuk yapan herkesi etkileyecektir. Ünye ilçesinde, Ordu’daki çevre yolunun yapılması trafik güvenliğini sağlamak içindir. İnsanların kısa süre içerisinde kendi sevenlerine, iş yerlerine, ailesine sağlamak içindir çevre yolunun yapılması. Çevre yolu ile birlikte trafik hızlanmış olacak ve rahatlamış olacaktır. Karadeniz Bölgesi için Fatsa Çevre Yolu çok önemlidir” demişti. Bizlerde bu konuşmalardan sonra heyecanlanmış, umutlanmış gözlerimizi çevre yolunun yapımına çevirmiştik.
Sonuç :
Konuşmalar lafta kaldı. Kayda değer hiç bir ilerleme yok. Tek tesellimiz yapılan o konuşmalar.
Çevre yolu gündeme gelince tarih yapraklarını çevirip o günkü konuşmaları yeniden okuyor ve aynı heyecanı yaşamaya çalışıyorum. Sanki dün gibi.
Yine umudumu kaybetmeyip geleceğe bakıyorum. Bakmak istiyorum daha doğrusu.
Hizmete açılan Ünye çevre yolundan sonra, Fatsa çevre yoluna halen başlanılmaması bölgemiz için büyük bir kayıp ve bir o kadarda üzücüdür.
Ünye çevre yolundan geçip, ilçemizde uzun kuyruklar oluşturduktan sonra tabiri caizse çile çektikten sonra memleketlerine gidip ailelerine kavuşabildiler.
Yazık değil midir? Günah değil midir?
Tabii çevre yoluna bugün başlanılsa, bitirilmesi yaklaşık en az 10 yıl sürebilir. Bunu biz de biliyoruz. Ama çekilen çilenin bitmesinin en azından gününü, yılını biliriz. Başladı deriz, yapımı sürüyor deriz, şu yıl bitiriliyor deriz...
Derken de bir bakmışız çevre yolumuz bitmiş çekilen çileler bitmiş yerini sefaya bırakmış.
Sahi ne oldu bizim çevre yolumuz.
Hakikaten merak ediyorum.
Sadece merak ediyorum.
A haberde sabah haberlerini sunan bir meslektaşımız “Ver mehteri ver mehteri” sözünü sürekli gündem de tutuyor ya, biz de Çevre yolunu gündemde tutmak için sürekli olarak Ver mehteri.... ver mehteri diye bakalım ne kadar söylenip duracağız?
CANIM SIKILIYOR CANIM..
Merhum sanatçı Kayahan’ın bir döneme damgasını vuran “Canım sıkılıyor canım” adlı şarkısını hatırlayanlarınız vardır.
Şarkı gerçi büyük bir aşkın yarım kalan hikayesini anlatıyor.
Eşini çok seven ama terk edilen bir erkeğin mırıldandığı şarkının ilk paragrafı da şöyle başlıyor.
Canım bana bırak bu gece gözlerini
Aklımı alıp götürme bu gece
Gözlerimde yaş yerine gözlerin olsun
Ne olursun dur gitme
Canım sıkılıyor canım
Gözlerinle olmayınca
Diye de devam ediyor...
Bilgisayarımın başına geçip haftalık yazımı yazmaya başlayınca geçmişe de şey dalıp gittim.
Günay Yalın (Merhum), Bahri Kibar, Hamit Taşçı, Eyüp Fatsa, Müjat Koç, İhsan Şener gibi isimlerden oluşan eski milletvekillerimizi şöyle gözümde canlandırdım.
Bir heyecan, bir heves, bir tutku yaratmışlardı.
Ve yaşadıkları heyecanı da (Fatsalılara) bizlere de geçirmişlerdi.
Yaptıkları vardı, yapamadıkları vardı.
Ama hizmet yapmak için bir heyecanları vardı. Bir aşkları vardı.
Ellerindeki imkanları kullanmak için çaba vardı.
Bir de bu güne bakıyorum.
Ne bir heyecan var, ne bir gayret var.
Sanki üzerimize ölü toprağı serpilmiş gibi hizmet alamamanın hüznünü, ezikliğini yaşıyoruz.
Üzülüyorum tabii. Fatsa’da doğduk büyüdük. Her Fatsa’lı gibi ilçemizin daha da büyüyüp, gelişmesini istiyoruz.
Bu işler tabii ki sadece istemekle olmuyor. Çaba göstermek gerekiyor, gayret istiyor.
Yine eskiden yazdığım yazıları gözümde canlandırıyorum ki, ilçenin bir sorununu gündeme taşıdığımda “Vekillerimizin telefon trafiğine maruz kalıyordum.
Bazı sorunlar için Projesinin çizildiğini, ihale aşamasında olduğunu, bazı işlerinde takip edildiğini, en kısa zamanda ihaleye çıkarılacağının müjdesini veriyorlardı.
Müjdeli haberleri duyunca da çocuklar gibi seviniyorduk.
Şimdi bakıyorum da, hiç kimsenin kimseden haberi yok. Ne yapılandan, ne de yapılacaklardan bihaberler.
Onun için ben sık sık Kayahan’ın “Canım sıkılıyor canım” şarkısını dinliyorum.
Belki bir duyan eden olur da “Sıkma artık canını. İşler yoluna girdi” diye bir ses bekliyorum.
ÖZÜR DİLEMEK ERDEMDİR
Toplumun, bir arada, barış içinde yaşaması, bazı davranışların kültür halini almasıyla mümkündür.
Nezaket, hayatın sigortasıdır. Mutluluğun, huzurlu yaşamanın, güçlü bir iletişimin sigortası nezakettir.
Her gün yüzlerce davranış sergiliyoruz. Kuşkusuz, bu davranışlarımız içinde, başkalarını rahatsız eden, doğru olmayan, bize göre doğru olsa bile, başkalarının anlayışına ters düşen tutumlarımız da oluyordur.
Büyük bir yanlış, rahatsız edici bir tutum, bazen bir özür dilemeyle kapatılabilir.
Özür dilemek, bir acizlik, bir geri adım atma değil; büyük bir erdemdir.
Özür dilemek, toplumun huzuruna, insanların iç dünyalarının onarılmasına katkıdır.
Özür dilemek, karşımızdaki kişiyi rahatsız eden tutum ve davranışımızın farkına vardığımızı ifade etmek ve onu, bu duygunun ortağı yapmaktır.
Geçtiğimiz haftalarda zabıtalarla ilgi yazımdan sonra gördüm ki, trafiğe kapalı alanlarda tezgahlarında meyve, sebze ve ekmek satanlara ceza kesilmiş. Halende kesmeye devam ediyorlar. Görevlerini yapmaya başlamışlar. Yalnız, bu işlemlerini yaparlarkende sağından ve solundan geçen motorsikletlileri göremiyorlar ve motor seslerini duyamıyorlar.
Çözümü basit. Görmek için göz doktorlarına, motorlardan çıkan sesleri duymak için de kulak doktoruna gitmelerini tavsiye ediyorum.
Bana göre sorun kökten çözülmüş olur.