KAZANAN VE KAYBEDEN…
En iyi birinci değilse yarış adil değil demektir. Güzel söz, her daim hatırlarım. Günümüze de uygun düştü. Numan Kurtulmuş Meclis Başkanı seçildi. Sizce hak etti mi, tabiiki hayır. Memlekette çeşmesi bile olmayan birisinin yüce meclise başkanlık etmesi bana girişteki sözü hatırlattı o yüzden. Siyaseten de, işin hizmet tarafında da bir duruşunu, bir eserini göremediğimiz insanları sadece “koltukları” ile hatırlayacağız. Buna övgü düzenleri de ayrı yazmak isterim ya neyse…
Geldi geçti seçim, ne anladık diye bakmak lazım artık. Sürekli kaybedenin kazanmış gibi koltuğuna yapıştığı, sürekli kazananın kaybetmiş gibi hep yeni yol arkadaşları tercih ettiği bir yarış görüyorum ben. Kaybedene methiyeler, kazanana eleştiriler yapılıyor aynı kesin tarafından. İnsan hayretler içerisinde izliyor. Şaşırmıyorum bunlara çünkü, ilk tur sonucunda depremzedelere sallayan da aynı tiplerdi. Ülkenin “aydını” diye yazıyorlar bunları. Tek aydınlığı bir türkü söylemek, bir sinema filminde belki de pornografik bir sahnede oynamayı “aydınlık” sayıyoruz. Tek meziyetleri bu. İttifakın Cumhurbaşkanı Yardımcılığı dağıtması gibi, gelene geçene aydın diyoruz…
Yeni bir kabine kuruldu. Pek çoğunun isimlerini ilk defa duyduk. Daha yumuşak, ılımlı ve iş yapmayacak bir ekip gibi duruyorlar. Erken konuşmamak lazım tabi ama, geçmiş dönemdeki gibi “kara leke”olacak bir tipe ben rastlamadım en azından…
Kul kusurludur biz bunu bilerek hareket eder ve düşünürüz ancak sürekli aynı hatayı yapanı ve ülkeyi soyup soğana çevireni bu çerçevede değerlendirmemiz mümkün değildir. Bu tiplerin ve yolsuzların hükümet etrafından uzaklaştırılması çok isabetli olur ve oldu da. Hele iş bilmez dalkavukların, yok gözüme bakın ,yok koyun eti yiyin diyen dalton kardeşler kılıklı tiplerin olmaması bende memnuniyet yarattı gerçekten…
Bu hafta kazananı yazmaya çalıştık, gelecek hafta inşallah bize göre kaybeden ama kendilerine sorsanız kazananları yazarız. Okuyup anlarlar mı bilemeyiz ama biz görevimizi yaparız. Milyonların anlatamadığını iki satırlık şu yazıda ben becerebilir miyim bilemedim. Bende mi kusur yoksa bu demokrat dedede mi göreceğiz. Kalın sağlıcakla…