SON SEÇİM...
Bir insanı karalamak bizi daha beyaz yapmaz. Lekenin rengi olmaz. Siyahın üstünde beyaz toz da leke gibi durur. Maalesef bizim siyasetimiz hep böyleydi. Çamur at izi kalsın. Kasetler, montajlar iddialar. Ama açılmış tek bir soruşturma ve iddialardan dolayı tek bir ceza almış kişi bulamazdınız. Geçmişte de böyleydi. Sadece magazini seviyoruz biz anlayacağınız …
Pazar günü seçim. Kaldı iki gün. 21 yıllık iktidarın her türlü şeyle suçlandığını görüyoruz. 85 milyon ve karışık bir coğrafyada hem de liyakatsiz bir sürü idarecinin olduğu sistemde iddialar çok normal geliyor bana. Olmaması anormal olurdu. Vatandaş buna ne kadar itibar edecek ya da “çalsın ama yapsın” gibi saçma bir söyleme daha ne kadar devam diyecek göreceğiz. Gerçekten garip bir milletiz ilginç söylemlerimiz var. “Eğri oturalım doğru konuşalım “ gibi. Yahu, hem doğru oturalım hem doğru konuşalım diyemiyoruz. Neyse…
Diğer taraf deseniz 7-8 benzemez bir arada. Hatta zamanla bir araya niye geldiklerini bile unutmuşa benziyorlar. İçlerinden bir çoğu masada “kaç kişiyiz” kısmını bile bilmiyordur. Başlangıçta sadece Erdoğan ı devirmek amaçlanmışken, sonradan masanın çoğunluğu Kılıçdaroğlu’nu seçmek için toplanmış gibi hareket ettiler. Ülkeye ve bu kirlenmiş siyasete ne katabilirler, gülerek izliyoruz sadece. Büyük iddialarının peşine her biri ayrı yolda yürürken %1 bile insan takılmamışken, birlikte nasıl bir eser yaratacaklar insan ürküyor gerçekten. Hani mahalle kavgalarında tek kalınca sesin çıkmaz da arkadan abilerin gelince yırtıcı bir kuşa dönersin ya o misal bunlar. Geleceğimizi bunlar kurtarmayı vaad ediyorlar düşünün gerisini.
Dün yoldan geldim. Yol boyu bütün üst geçit, alt geçit, gördüğüm uçak, şehir hatları vapuru vs hepsinde ayrı bir şehit asker polis ismi yazılı. Ülkenin her şehrinde, yolda havada denizde nereye baksanız onları görüyorsunuz. Payı falan yok buna kim sebep olmuşsa geçmişte de bugünde de Allah bin belasını versin. Cezaevinde saz çalan “çapsız” ı bu milletin önüne önder diye koyanların ve demokrasi dersi vermeye çalışan “taraf gazetesi kılıklı romantik tiplerin” olmayan beyinlerine de akıl ihsan eylesin. Anasız babasız çocuklar, vücudunun yarısı olmadan yaşamaya mahkum gazilerimiz. Evde otururken unutuyoruz bunları belki ama “yol insana hatırlatıyor”. Demokrasi de bir yolculuktur bana göre. Bazen inişli bazen yokuşlu. Bir zamandır yokuş çıktık hatta durduk dinlendik diyebiliriz. Ama artık yürüme vaktidir. Umarım, bu seçimdeki lider adaylarının hepsinin son seçimi olur da geleceğimizi gençlerle vizyon sahibi ve ahlaktan nasibini almış kişilerle geliştiririz. Yoksa aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık fantazisinden iyice sıkıldık. Biz buna layık değiliz. Tükürüğü yutturup durmayın bu millete yeter…