SEÇİM TAHMİNLERİ
Aslında seçime az bir zaman kala bir seçim yazısı yazıp, şöyle bir tahminde bulunmak varken, niyeyse bu seçim döneminde öyle yazılar yazmak gelmedi içimden. Kim ne kadar oy alır, kim barajın altında kalır, ya da kim oyunu arttırıp, azaltır tahminleri pek ilgimi çekmiyor.
Düşünüyorum da acaba kaç kişi gerçekten istediği ve kendini iyi yöneteceğini düşündüğü partiye oy veriyor. Kimisi kızının, oğlunun, kocasının tuttuğu partiye; kimisi köy muhtarının belirlediği partiye, kimisi kendine iş verecek partiye, kimisi yakınının seçileceği partiye, kimisi yardım verene, kimisi aslında hiç olmayan düşüncelere, kimisi vatanın milletin bölünmezliğine, kimisi elindeki ihalelerden gelecek miktara, kimisi daha fazla sömürüye, kimisi partisinin hiç hata yapmayan Başkanına derken, liste böyle uzayıp gidiyor...
Demokratik bir ülkede yaşamanın rahatlığı ile, halkın sesinin duyulacağı, adil gelir dağılımının olduğu, insanlar arasında uçurumların olmadığı, sosyal devletin yiyecek ve yakacak yardımı dışında halkının mutluluğu ve refah seviyesini iyi bir düzeyde tutan devlet olduğunu bilerek ve bunları asgari düzeyde isteyerek yaşamak için, oy verenlerin sayısı ne kadardır kim bilir.
Duble yollar, hastane inşaatları, elektrik, su bağlanmasını insanlara lütuf gibi lanse eden, olması gereken bu yatırımların her sorunu çözeceğini düşünen, bir bölgeye yatırımı sadece bayındırlık hizmetleri olarak gören ve insanlara iş sahası sağlanması, insanca yaşam standartlarının oluşması için uğraşmayan bir zihniyete oy verenlerin oranı ne kadar olur acaba?
Seçilenlerin eşit yarışmadığını, devletin tüm imkanlarını kullanarak seçime giren adayları kim gerçekten fark ediyor. Bakan olarak vaatlerde bulunup, milletvekili adayı olan ve devletin valisi ile seçim çalışması yapan bir adayı normal karşılayabilen bir seçim sürecindeyiz. Bu süreçte kimin bu ülkeye daha faydalı olabileceğini düşünen ve gerçekten güven duyacağı insanlara oy veren seçmen sayısı ne kadar acaba?
Yoksa biz birbirine hiç güvenmeyenlerin ülkesi miyiz? Seçim sandığının başını bile, her partiden birkaç kişi beklediğine göre, sayılan oylara bile güvenmeyen, her yerde hile, hurda aramaya alışmış, herşeyin sahtesini yapabilen bir toplum değil miyiz? Gülenlerin gerçekten gülmediği, sövenlerin gerçekten sövmediği, selamın, kelamın ardından başka hesapların geldiği, yüze gülüp, ardından kuyu kazanların kazacak yerinin kalmadığı, tepkisizliğin duyarsızlık boyutunu aştığı bir devirde birbirimize güvenmemek de normal bir tepki halini almışken, oy verenlerin kaçta kaçı seçecekleri partilere gerçekten güvenerek oy veriyor dersiniz? Ya da bu güvenin ne anlama geldiğini bilenler…