BU SEÇİMLERİN FARKI
Seçimlere çok az bir süre kaldı. Bu defa bugüne kadar izlenen seçim propagandalarından farklı bir yol izlenmektedir. Şöyle ki:
Öncelikle işin magazin tarafından bakmak gerekirse; sokaklarda ve caddelerde bangır bangır bağıran parti arabalarının şu ana kadar yokluğu hissedildi. Esasen çok uzun zamandır göremediğimiz liderlerin televizyon tartışmasını bu seçimlerde de göremedik. Eskiden televizyonlarda bir modaretör eşliğinde iddialı tüm liderler bir kanalda toplanır, diğer televizyon kanalları da yayın yapan kanala bağlanır ortak yayında liderlerin seçimi kazanmaları halinde neler yapacağını dinlerdik. Seçmen de liderlerin taahhütlerine ve bu taahhüdü yapan liderin inandırıcılığına ve çevresindekilerin yeteneklerine bakarak tercihin kullanırdı. Son yıllarda bu açık oturumlar yok oldu. Tarihe karıştı. Ancak bu arada bazı partiler yine yapacaklarını sıralayarak oy istiyor. Münferiden televizyon kanallarında veya meydanlarda… Diğer bazıları da kendi yapacaklarını anlatmak yerine başka partilerin yapacağım dediklerini; ‘’Nerden para bulacaksın? Öyle kolay değil! Hayal satıyorsunuz vs.’’ diyerek eleştiri getiriyor. Fakat ilerleyen günlerde de daha önce hiç konuşulmamış gibi yapılamayacağını, taahhüdün bir ütopya olduğunu iddia ettiği şeyi kendisi yapıp övünüyor. Örneğin bayram ikramiyeleri, EYT vs. gibi. Daha önce bir yazımda bahsettiğimi sanıyorum Japonya’da bir seçim arifesinde Tokyo’da bulundum. Siyasete ilgisi olan ve o dönem mecliste bulunan bir milletvekili arkadaşımla seçimlerle yakından ilgilenmiştim. Japonların her konuda olduğu gibi seçim çalışmaları sırasında da dünyanın bir hayli önünde olduklarını bizzat görmüştüm. Bizde olduğu gibi partilerin il binalarına, seçim bürolarında kurşun sıkmak bir tarafa, seçim çalışması yapan partililerin başka partinin seçim çalışanlarına sokaklarda içecek ikram ettiklerine tanık olduk.
Bu seçimlerde en çarpıcı ve bence üzerinde durulması gereken fark ise Adolf Hitlerin Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanı Dr. Paul Joseph Goebbels’in yolunun izlenmesidir. Ne demiş kısaca adı Gobel olan bakan: ‘’Yalanı olabildiğince büyük söyleyeceksin!’’ Gerçekten de bu seçimlerde Öyle büyük yalanlar söyleniyor ki hem de hiç yüzlerde kızarma belirtisi olmadan ve sık sık tekrarlanmasından dolayı, bırakın dinleyen ve belli bir kültürün altında bulunanları, söylediğinin yalan olduğunu bilenler dahi zamanla kendi yalanına inanıyor. Bu hakikaten bu seçimlerde tavan yaptı. ‘Seçimi kazanmak için her yol mübahtır’ ilkesi kullanılmaktadır. Halbuki temenni edilen şartlar ne oluşa olsun kaliteden taviz vermemektir. İşte bu yüzden, yani kaliteden taviz vermeyerek, dürüstlükle ve çalışkanlık la Japonlar 1945 li yıllarda atom bombası ile yerle bir olduktan sonra bugün için dünyanın teknoloji devi olmuşlardır. Seçimlerin şimdiden adil olması dileğimi dile getirmek istiyorum.