FATSA’NIN HUKUKÇULARI
Neden bu konu? Geçtiğimiz hafta çok değerli bir hukukçu ağabeyimizi kaybettik. Muhsin Bostancıoğlu ağabeyimizi rahmetle anmak istiyorum. Fatsa’nın simge isimlerindendi. Bildiğim kadarıyla herkese sevecen bir yaklaşım, herkesi seven bir yaklaşım içinde geçti ömrü. Hiç kendisinden şikâyetçi olana rastlamadım. Kendisine teşekkür edenleri sıkça duydum. Birçok genç hukukçunun idolü olduğunu da düşünüyorum. Ruhu şad mekânı cennet olsun. Muhsin Ağabey için bunları düşünürken birden gözümün önüne benden önceki kuşak Fatsa’da hukukçu olarak görev almışlar sıralanmaya başladı. Hemen hemen hepsi de çok değerli insanlardı. Ancak ben burada yakın ilişkide olduklarımla ilgili yazmak istiyorum.
Bandı geriye doğru sardığımızda benim yaşım ancak rahmetli Sarıhan ve Rahmetli Bayraktaroğlu’na kadar gidebiliyor. Sarıhan’ın çok renkli kişiliğini irtibatlı olduğu kişilerin anlatımından duyuyorum. Kendisi ile birebir ilişkim olmadı. Rahmetle anıyorum. Sıddık Amca ailemizin hukuk işlerine baktığı için yakinen tanıyordum. Kendisine çok kızdığım bir olaydan yıllar sonra özür dilemek istedim. Ancak ömrü vefa etmedi. Hukuk Fakültesi 1. Sınıftayım. Eski Ortaokulun önüne doğru adliyeye gidiyoruz. Rahmetli Babam benim de avukat olduğumu ima eden bir söylemde bulundu. Sıddık Amca kaç yıllık avukat olduğumu sorunca daha 1. Sınıfta olduğumu söyledim. ‘’Oğlum senin avukat olabilmen için en az 10 seneye ihtiyacın var. Ruhsatı aldıktan sonra da en az 5 yıl tecrübe edinmen gerekmektedir.’’ Demişti. Gerçekten beş yıllık avukat olduğumda daha yeni avukat olduğumu anlayabilmiştim.
Aynı yıllarda Nail Dervişoğlu vardı. Kendinden o kadar emin bir hukukçu idi ki adliyede gördüğümüzde yürüyüşüne bile hayran kalırdık. Bir ara Fatsa’da adeta tek tabanca durumundaydı. Nail Ağabeyden sonra yine ömrü kısa süren Faik Orhan Fatsa’nın hem hukuk, hem de siyasette parlayan yıldızı olmuştu. Hayatımda etkisi olan bir kişiliktir. Kendisi Güneş Gazetesinin baş yazarlığını yapıyordu. Gazeteciliğe heveslenmemde etken olmuştur. Okulum bitmek üzereydi. Birlikte çalışacaktık. Ne yazık ki erkenden kaybedince, biraz da başkaca etkenler devreye girdi benim Fatsa’da çalışma proğramım değişti. İstanbul’a yerleştim.
Rahmetle anacağım bir diğer simge isim de Kemal Burnaz ağabey idi. O’nunla hukukçuluğunun da ötesinde dostluğumuz ve arkadaşlığımız vardı. Birlikte gezmelerimiz, yememiz olmuştur. Sakin, soğukkanlı ama esprili bir kişilikti. Bulunduğu her toplumda kendisini sevdirmeyi bilir, sohbetine doyum olmazdı. Fatsa’nın hukukçular tarihinde iz bırakanlardandır. Kendisini bir kez daha rahmetle anıyorum.
Ahirete intikal eden bu saydıklarımızın dışında halen aramızda olmalarından guru duyduğumuz ağabeylerimizi de unutmamak gerek. Çok değerli İsmet Altuntaş, sevgili Lütfü Topaloğlu, Sevgili Abdullah Çam, Sevgili Şener Şadi, Sevgili Şakir Toprakbastı ve Sevgili Hasan Aydın ağabeyler benden önceki kuşağın unutulamayacakları olarak sayılabilir. Hepsine sağlık ve uzun ömürler diliyorum.