NEDEN AYAZLI CAMİİ
Cenaze namazı kılacağız, namaz nerede kılınacak? diyoruz. AYAZLI camiinde deniyor.Ayazlı camii nerede nerede? Sülük gölünden oraya nasıl gidilecek!!!Dolmuş hattı yok. Adamın arabası yok peki nasıl olacak.? Umurumuzda mı?. Atıyorsunuz makam arabasına ya da şahsi aracınıza geliyorsunuz oraya. Cenaze sahibine taziyede bulunuyorsunuz. Sonra gidiyorsunuz.
Sahil camii ile Orta cami neden aynı anda tamirata alındı.? Birinin inşaatı bitince diğeri devreye sokulamaz mıydı?( Sahil camii önünde hala cenaze namazı kılınabilir vaziyette.) Bunun kararını kim verdi!! Bilmiyorum. Ama yanlış karar. Orta camii önündeki kaldırıma bir TUVALET KABİNİ konmuş insan içine girince, çoluk çocuğun içinde tuvaletini yapıyormuş hissine kapılıyor.
Geçen Cuma Hoca Efendi Cuma hutbesinde ZEKATI konu almış. Zekatınızı verin. Ama kimseye söylemeyin diyor.!!! Sevabı azalırmış!!! ya da gösteriş olurmuş.!!! Hadi ordan!!! Sen fakire zekatını ver de bırak gösteriş olsun. Aman sağ elin verdiğini sol el görmemeli imiş. Geçin bunları!!!. Bunlar FAKİRİN LEHİNE bir hutbe değildir. Sadece malının zekatını vermeyeni kollayan MUAVİYE zihniyetinin düşüncesidir. Adam zaten zekat vermeyi düşünmüyor ya, onu KAMUFLE etmeye yarıyor.
Devamı olarak da, efendim sahil camii yanında İKİNCİ GENÇLİK merkezi diye bir inşaat yapılıyormuş. Cami kapısında onun için para toplanacakmış. Orada bina yapıldıktan sonra orada çocuklarımız din eğitimi alacakmış. Arkadaş şu anda DEPREM dolayısı ile evinden, yerinden, işinden kopmuş gelmiş 1500 Aile Fatsa da barınıyor. Önceliği onlara verelim diyen yok.
Ramazan yardımı diye fakir fukaraya RAMAZAN KOLİSİ dağıtılıyor. İçine bakın biraz Makarna, biraz Bulgur, bir kilo Sıvı yağ, bir kilo Şeker, vs. var. Kardeşim al FAKİRİ yanına, sok MARKETE. Kendine aldıklarından, canının çektiğini sen de al desenize neyiniz eksilir.
BİR BAŞKA KONU
Sahilde EYVANLARIN olduğu parkta bir tadilat yapılıyor. Eyvanlardan biri ENGELLİ arkadaşlarımıza tahsis edilmiş. Orada bir tadilat yapılıyor. Akıllara zarar. Eyvanın karayolu tarafına tuğladan on metre uzunluğunda, üç metre yüksekliğinde, doğusunu ve batısını kapatmış bir tuğla duvar yapılmış. Ayakkabı kutusu benzeri sakil bir bina yapılıyor. Kaldırımdan binaya giriş yolu ile binanın kapısının girişinin simetrisi bile tutmuyor. Eyvanın içinde oturan bir insan Parktan geçeni, ya da Kaldırımda yürüyeni ya da Karayolundan geçen bir aracı bile göremez.
O Eyvanları yapan orada ahşap malzemeler kullandı. Eyvanların ve kameriyelerin orta bölümü cam yapıldı. Neden derseniz.? Kaldırımda yürüyenlerin denizi görmesine mani olmasın diye. O yapılar denizin görüntüsünü bozmasın diye simetrik yapıldı. Ama orada tadilat yapan zevksiz mühendis ya da, mimar, kimse, kendi zevksizliğinin imzasını oraya atıyor. Birde deniz tarafına duvar yapsaydı da tam olsaydı iyi olurdu.
Ne diyeyim UFKUNUZ bu. Çamaş 30 Ağustos Zafer parkını bırakmıştı. Durumu pek iyi olmayan fakir fukara garip guraba otursun diye. Oranın ön tarafına Namaz saatlerine kadar otursunlar diye KAMERİYELER, Serinlik olsun diye durmadan fışkıran HAVUZ, Fatsa da pek görülmeyen MAVİ LADİN, HİMALAYA SEDİRİ, PEMBE Çiçekler açan DİKEN ağaçları, Beyaz çiçekli AT KESTANELERİ diktirmişti. O park inşaat araçlarıyla darmadağın edildi. Bugünkü estetikten uzak çirkin görüntülü bir bina yapıldı.
SON SÖZ: Bugün Türkiye’nin ASIRLIK KIZILAYINI nasıl bozulduğunu gördükten sonra bu yapılanların lafımı olur. Yıllarca insanların faydalanması için yapılan Eyvanlar. İşçilerin kazma kürek koyma deposu olarak kullanıldı. Şimdi de bir kıyıdan bozulup tamirat yapılıyor diye, şekli bozulmaya çalışılıyor.
20 yıl önce Çamaş’ın yaptığı tuvaletin estetiğine bakın