AYARLARIMIZ
Bahsettiğim saat ayarımız değil! Vücut ayarlarımız, psikolojik ayarlarımız, ekonomik ayarlarımız vs. vs. Herkesin asrın felaketi olduğu konusunda hemfikir olduğu Kahramanmaraş depremi üzerinden yaklaşık dört hafta geçti. Tüm ayarlarımız bozuldu. Bizim ailece bir gezme proğramımız vardı. İptal ettik. Televizyonlar iki hafta üst üste yalnızca deprem yayını yaptı. Zaman zaman ağlayarak, zaman zaman da ibret çıkarmaya çalışarak izledik. Arada geçen hafta değindiğim bazı gerçekler ortaya çıktı. Kızılay’ı aile şirketi gibi yönetenlerde olduğu gibi… Bu defa benzer olay AFAD yöneticilerinde ortaya çıktı.
Çoğu zaman olduğu gibi bir öykü anlatarak devam etmek istiyorum. MC hükümetinin görevde olduğu 1976 lı yıllardı. Deve Kuşu Kabare tiyatrosunda Rahmetli Zeki Alasya ile Sayın Metin Akpınar Haneler adlı oyunu sergiliyordu. Bir gurup okul arkadaşımız ile izlemeye gittik. Rahmetli Ecevit düzeni değiştireceğiz diye slogan atıyor ve eleştiriliyordu. Bir sahnede sıralar alt-üst olmuş, sandalyeler devrilmiş, karışık ve kaos bir görüntü vardı. Eceviti canlandıran oyuncu bu sınıfa giriyor, devrilen sandalyeleri düzeltiyor, masaları sıraya koyup sınıfa çeki düzen verdikten sonra, elini beline koyup izleyiciye dönerek: ‘’Ben işte bu bozulan düzeni değiştirip. Düzgün hale getireceğim.’’ Diyerek dakikalarca alkış alıyordu.
Şimdi bakıyoruz; Türk Kızılay’ının tüm kadroları eski bir bakan ve başbakanın kardeşi, kızı, gelini gibi yakınları ile doldurulmuş, AFAD kurumu yine iktidara yakın ve bu işin ehli olmayan insanların yönetimine bırakılmış. Bakın liyakatsiz demiyorum, çünkü liyakatsiz kelimesi bazı kesimlerce hakaret olarak algılanıyor. Son derece iyi niyetle tespitlerimi dile getirmeye çalışıyorum. Sonra asrın felaketi ortaya çıkıyor, müdahalede geç kalınıyor, çalışmalarda düzensizlikler baş gösteriyor, oluk gibi akan yardımlar zamanında ve yerine ulaştırılamıyor, haberleşme ve karayolu ulaşımı aksıyor, arama kurtarma ve enkaz kaldırma işlemleri uzmanlarca eleştiriliyor, kısacası hiçbir iş ve eylem bu işin ehli olan kişiler tarafından takdirle karşılanamıyor.
Bakın şimdiden yazıyorum. Bundan sonraki bir yıl içinde olası bir iktidar değişikliğinde Rahmetli Ecevit’in tiyatro oyununda yaptığı mizansenin hayata geçirilerek bu görevin ehli olmayan yerine ehil insanların göreve getirilerek olaya düzen verilmesi durumunda yandaş basın insan kıyımı diye bağıracaktır. Hatta Kahramanmaraş depreminde en yakınlarını kaybeden belli bir kesim dahi insan kıyımı yapılıyor diyenlere alkış tutacaktır. Çünkü biz bu sahneyi İstanbul Büyükşehir seçimlerinden sonra gördük. Başkan İmamoğlu’nun kazandığı seçimler hokus-pokus yapılarak iptal edildikten sonra ikinci ve ezici fark yaptığı zamana kadarki dönemde alınan bankamatik memurları, çalışmaya zorlandıklarında istifa etmişler ve yeni başkan insan kıyımcısı olarak tanıtılmaya çalışılmıştı. Çünkü bizim toplum olarak ayara, düzene değil bizden olsun da ne olursa olsun düzensizliğine hevesimiz vardır.