İMAMOĞLU’NA DESTEK
Geçtiğimiz hafta başında umreden gelen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu bugüne kadar eşine rastlanmamış bir destek ile karşılaşmıştır. Geçmiş dönemde siyasete damga vurmuş isimler, hepsi de bir dönem görev ifa etmiş meclis başkanları, bakanlar, belediye başkanları, milletvekillerinden oluşan yaklaşık 100 civarında geçmiş dönem siyasetçisi İstanbul Büyükşehir Belediyesinin simge binası olan Saraçhanedeki belediye meclis binasına toplanmışlardır. Aralarında duayen siyasetçi TBMM eski başkanı Hüsamettin Cindoruk, Dış İşleri eski bakanı Hikmet Çetin, CHP geçmiş dönem genel başkanı Altan Öymen, dürüstlük örneği içi işleri eski bakanı Sadettin Tantan, bir zamanlar MHP nin Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan, AKP nin kurucularından Abdullâtif Şener gibi her değişik siyasi görüşten katılımcılar vardır. Burada tüm katılımcıları saymak mümkün olmadığı için simge konumundaki birkaç isim örnek olarak sıralanmıştır. Kendisine mikrofon uzatılan Sayın Cindoruk çok veciz bir ifade kullanmıştır. ‘’Biz buraya sadece Ekrem Başkana destek olmaya değil, yapılan hukuksuzluğa ve haksızlığa tepki göstermeye geldik.’’ Demek suretiyle, daha 1960 lı yıllarda genç bir avukat olarak Yassı Adada dönemin başbakanı Adnan Menderes ve arkadaşlarına yapılan hukuksuzluk için verdiği mücadeleye 63 yıl sonra hala devam ettiğini vurgulamıştır.
Olay sarı öküz hikâyesine benzemektedir. Teşbihte hata olmasın da çoğu insanın bildiği sarı öküz hikâyesini bir hatırlatmak isterim. Büyük bir çiftlikte bir sığır sürüsü yaşamaktadır. Sürüye bir aslan saldırmak üzeredir. Sürü toplanıp karşı koymak ve saldırıya hazır aslanı boynuz darbeleri ile püskürtmek ister. Aslan; o esnada hasta olan ve sürünün yer değiştirmesi sırasında ayak uyduramayan sarı öküzü göstererek hiç sürtüşmeden zaten hasta olan sarı öküzü verin gideyim der. Bu defa sığır sürüsü aralarında konuşup, nasıl olsa yakında ölecek verip kurtulalım derler. Aradan biraz zaman geçince aslan yeniden gelir, sarı öküze yakın konumda bir başka sığıra talip olur. Nasıl olsa bir tane verdik, bunu da verip kurtulalım diye düşünülür. Böyle devam eden süreç sonunda sayıları üçe düşer ve direnecek halleri kalmaz. Aslan tekrar görülünce bir tanesi biz ne yaptık diye ortaya bir soru sorar. İçlerindeki en yaşlı ve tecrübeli olanı biz sarı öküzü vermekle en büyük hatayı yaptık der.
Yine tekrar söylüyorum ki bu bir benzetmedir. Hiç kimse arkasında kötü niyet aramasın. Şimdi evinden çıkmakta zorlanan, yaşı bir hayli ilerlemiş duayen siyasetçiler sarı öküzü vermemek için çaba harcamaktadır. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar gün görmüş, ununu eleyip eleğini asmış insanların hukuksuzluğa isyanını görmek mümkün değildir. Hepsini gösterdikleri bu duyarlılıktan dolayı candan gönülden kutluyorum. Haklı insan güçlüdür. Yaşı 90’ın üstünde de olsa bu gücü bulup bu tepkiyi gösterebilmektedirler. Mahkeme kararı 17 sayfadan oluşmaktadır. Yaklaşık yarım asırlık bir hukukçu olarak boş kaldıkça okuyorum. Bir daha, bir daha okuyorum. Bu karar veren yargıcı kesinlikle terfi ettirir diyebiliyorum.